En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Yolun sonu yaklaştı



"Balyoz da neymiş?" küçümsemesiyle konuyu ele alan, Albay Dursun Çiçek imzalı belgeye sürekli dudak büken meslektaşlar zorda; Ergenekon'un yan vukuatı haline dönüşmenin eşiğindeler... Gazetecilik kuşkusuyla her söylenene inanmalarını kimse beklemiyor elbette, ancak askerin önünde sürekli hazırol halinde durmaları yok mu, onları yokoluşa doğru esas o halleri sürükleyecek...

Ertuğrul Özkök gibi geçmişte hep yanlışa oynayıp sergilediği binbir ric'atla kaşarlanmışları yeni duruma kendilerini derhal adapte ediverdi, ama askerin kendi bilirkişisi "Balyoz bir darbe hazırlığıdır" dediği ve Askeri Mahkeme de 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' belgesinin altındaki ıslak imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olduğunu söylediği halde hâlâ hazırol durumlarını bozmayanlar var.

Onlar iflâh olmaz, şifa bulmaz tiplerdir; bu sebeple onlardan nedamet beklediğimiz yok...

Dünyadaki gidişin istikametini doğru okuyanlar hayli zamandır kendilerini 'Yeni Türkiye' şartlarına ısındırmış durumdalar. En önemli örnek, 'zenginler kulübü' diye de bilinen TÜSİAD... Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de çoğu kez yeniliklere öncülük etmiş sermaye sınıfı, bir önceki yönetim döneminde, 'Ergenekon' konusuna da, iktidarın ülkeyle ilgili niyetlerine de yanlış teşhisler koymuştu. TÜSİAD yanlış yolda olduğunu tam zamanında gördü ve kabuk değişimini erkene alarak olan-bitene daha gerçekçi yaklaşan yeni bir kadroyu işbaşına getirdi.

Siyasetin ne kadar hantal olduğuna, sonunu getirecek olsa bile yanlıştan kolay dönemediğine de bir örneğim var: CHP... Deniz Baykal 'Ergenekon' sürecine ilk günden koyduğu yanlış teşhisinin kölesi haline dönüştüğünü hâlâ anlayabilmiş değil. 'Balyoz Darbe Planı' ile yüzyüze geldiği andan itibaren en alaycı tavrını takındı Deniz Bey; 'ıslak imza' için geliştirdiği dil mizah dergilerini aşan bir yıpratıcılığa sahip...

CHP liderinin yerinde başka kim olsa kendisini yanlışlarla bu denli özdeşleştirmekten kaçınırdı. 'Ergenekon' sürecini sahiplenmesi veya 'Balyoz Darbe Planı' haberleri çıkınca hemen ayılması, 'ıslak imza' tartışmasında erken davranması beklenmezdi belki, ne de olsa muhalefet muhalefetliğini yapar bizde; ancak yine de her türlü ihtimali gözönünde bulundurarak göğsünü Ergenekon'a, Balyoz'a ve ıslak imzaya siper etmesi gerekmezdi.

Kanıtlar ve belgeler ne derse desin gözünü ve kulağını gerçeklere kapatmış dar bir çev-reye hapsetmiş görünüyor Deniz Baykal; her yeni kanıt ve belgeyle sayıları biraz daha daralan bir çevreye... Şimdilik zevahiri kurtarsa bile, tavırları kısa süre sonra gülünç bir hal alacağı için, o çevre hiçbir siyasi kadroya itibar getirmez. Oysa, herkesin bildiği gibi, siyaset bir itibar mesleğidir.

Medyadaki yeminli Ergenekon-körleriyle her yeni gelişmeye gözünü ve kulağını tıkayan CHP yönetici kadrosunun ortak noktası, her iki kesimin de zamanın ruhunu kavrayamaması ve dünyadaki son gelişmelerin kendi varlık sebeplerini tehdit ettiğini hissetmeleridir. 27 Mayıs (1960) darbesi sonrasında oluşmuş olan siyaset ve medya düzeni çatırdıyor, bazı siyasiler ile mevcut medya düzeni sayesinde ayakta durduklarının bilincindeki bazı yazar ve medya yöneticileri kaderlerini giderek daha fazla birbirlerine bağlıyorlar.

Dayanışarak buradan gidebilecekleri başka bir yer yok; uyanmaları şart. Yolun sonu yaklaştı çünkü...

yenişafak



Bu yazı 970 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,508 µs