En Sıcak Konular

Ali Bayramoğlu


Ali Bayramoğlu
0 0 0000

İlker Başbuğ'un demek istediği...



Emasya Protokolü'nün kaldırılmasının önemi ortada...

Bunun demokratikleşme istikametinde atılan en keskin adımlardan birisi olduğunu düşünüyoruz.

"Bu kadar kolaymış" ya da "bu kadar kolay mıymış" cümleleri sık sarf ediliyor.

Yanıt hem evet hem hayır...

Ortada siyasi kararlılık ve irade varsa, bıçak gibi kesip atmak kolaydır.

Ama bir yapılanma, o yapılanmayı mümkün kılan yasal bir çerçevenin ortadan kalkmasıyla buharlaşır mı?

İlk bakışta olması gereken budur.

Ancak Türkiye'de yaşadığımız, bu ülkede yorumların protokolleri, protokollerin yönetmelikleri, yönetmeliklerin yasaları yönlendirdiği, otoriterleşme sürecinin bu ters piramit tarafından beslendiği unutulmamalıdır.

2002 Mülki İdari Şûrâsı'nda konuyla ilgili raporda, "EMASYA Protokolü'nün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeni iç güvenlik doktrinine esas olduğunu ve birlik yapılanmasının bu esasa göre şekillendiği" belirtiliyordu.

EMASYA Protokolü'ne göre Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde oluşturulan "İç Güvenlik Hareket Merkezi", ordu bünyesindeki kurulan iç güvenlik birlikleri, iç güvenlik konusunda istihbarat çalışması ve koordinasyonu yapan EMASYA birlikleri bu duruma açık örneklerdir.

1997'den 2010'a yaklaşık 13 yıl boyunca bu yapı yerleşti, pekişti ve çalıştı...

Tekrar soralım:

Protokolün iptaliyle bu yapılanma ortadan kalktı mı?

Soru sadece garnizonlardaki EMASYA merkezlerindeki fişler, planlar ve bunların imhasıyla sınırlı değildir.

Soru aynı zamanda yapılanmanın başka yasal referanslarla, farklı yorumlarla sürüp sürmediğidir.

EMASYA Protokolü'nün kaldırılmasının hemen ardından EMASYA Direktifi diye bir belgeden söz etmiştik.

Bu direktif Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan bir iç örgütlenme belgesidir. Son olarak 2005 yılında yenilenmiştir.

Bu direktifin 3/1/a maddesine göre Türkiye iç güvenlik açısından 17 bölgeye, 17 EMASYA bölgesine ayrılmıştır. Bu bölgelerin hangi komutanlıkların sorumluluğunda olduğu Silahlı Kuvvetler'in kendisini ne denli iç güvenlikle iç içe tanımladığının göstergesidir.

Sorumlu komutanlıklar şöyledir:

EMASYA Direktifi'ne göre: 2., 3., ve Ege Ordu Komutanlığı, Donanma Komutanlığı, EDOK. Komutanlığı, 2,3,4,5,6,7,8,9, ve J. Asayş. Kor. Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı, 15. P. Tümen ile 3. Kolordu K. Yardımcılığı ve 52. Zırhlı tümen...

Adeta tüm askeri birlikler...

Şimdilik iki hüküm aktaralım direktiften:

"Bütün personel şehir planları ve maketler üzerinde eğitilecektir" (3/3/a/III)

"Her yıl icrası planlanan Vatan serisi tatbikatlarda da EMASYA planlarına yönelik olayların enjekte etmesi sağlanacaktır." (3/3/a/VIII): (Yani Çetin Doğan'ın değil, ordunun işi var karşımızda...)

Evet, mesele işte bu yapılanmanın, ayrıca iç güvenlik birlikleri gibi uygulamaların kaldırılıp kaldırılmadığının takibidir.

EMASYA Direktifi 13 ayrı hukuki düzenlemeye gönderme yapıyor.

Kaldırılan protokol bunlardan sadece birisi...

Olağanüstü Hal Kanunu, Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu, TSK İç Hizmet Kanunu, TSK İç Hizmet Yönetmeliği, Jandarma Teşkilatı ve Görev ve Yetkileri bunların arasında...

En önemlisi 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu bunların arasında...

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un "EMASYA'ya ihtiyaç yok, İl İdaresi Kanunu ihtiyacı karşılar" demesinin anlamı bu olabilir mi?

Mevcut yapılanma başka yollarla devam edebilir mi?

Bu önemli bir sorun ve sorudur...

EMASYA Direktifi geçerliliğini yitirmiş midir?

Direktif genelge gücünde yorumlanabilir mi?

Kaldırılması için başka bir emre ihtiyaç var mıdır?

Denetlemek gerek...

Takip gerek...

yenişafak



Bu yazı 1,311 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Eylül 2012 Sorgulama vakti...
    • 28 Ağustos 2012 Kürt sorununda yeni safha...
    • 25 Ağustos 2012 Kürtlerin şiddeti...
    • 30 Haziran 2012 Anter'in katili yaşlanmış mı?
    • 12 Mayıs 2012 Solun şiddetle hesaplaşması
    • 3 Mayıs 2012 Yeni Türkiye'nin doğum belgesi...
    • 21 Şubat 2012 Dink davası ''sil baştan''...
    • 18 Ocak 2012 İkinci cinayet zamanı
    • 17 Ocak 2012 Hrant'a sözüm var...
    • 21 Aralık 2011 Soykırım ve yasa
    • 3 Aralık 2011 Dönme dolap...
    • 30 Eylül 2011 Yazıcıoğlu ve jandarma...
    • 8 Eylül 2011 Aydının şiddetle sınavı...
    • 1 Ağustos 2011 İstifaların anlamı ve yarını: Pek iyi...
    • 28 Temmuz 2011 Parlamentoda bir terörist...
    • 5 Temmuz 2011 Futbolda temizlik, ülkede temizliktir
    • 10 Haziran 2011 Yeni CHP ha! Hadi oradan...
    • 24 Mayıs 2011 MHP'de yaşananlar ve perde arkası
    • 19 Mayıs 2011 Askere ''leş'' toplatmayan generaller iş başında
    • 19 Nisan 2011 Militarist-ulusalcı batak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,398 µs