En Sıcak Konular

Taha Kıvanç


Taha Kıvanç
0 0 0000

Ben inanmadım ama...



MHP Milletvekili Osman Durmuş'un içinde 'peygamber' sözcüğü geçen Meclis'i karıştıran konuşmayı yapması fikri acaba MHP'nin diplomat kökenli milletvekili Deniz Bölükbaşı'ya mı ait?

Bu soruyu aklıma hafta sonu mutat yemeğimizde ülkemizin siyasi hayatına çok geniş bir perspektiften bakabilen dostum getirdi. Ana yemeği bitirmiş sıra tatlı üzerinden Meclis'teki kavgayı konuşmaya gelmişti ki, birdenbire, "Girişim Ak Parti aleyhine yeni bir kapatma davası açmayla ilişkili olabilir" dedi dostum...

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Meclis'teki kavgadan sadece bir gün önce, kameraların karşısına geçerek, "Yeni bir kapatma davası var mı?" sorusuna doğrudan "Evet" veya "Hayır" cevabı vermek yerine, "Böyle bir şey olursa partiler hisseder" garip mukabelesinde bulunmuştu.

"Partinin hissi mi olurmuş?" diye kendi kendimize sorma fırsatı bile tanımadan, hemen ertesi gün, Meclis 'başörtüsü' veya 'türban' eksenli tanımlanabilecek bir kavgaya tanıklık ediverdi. MHP işin içine 'peygamber' sözcüğünü sokarak GATA'daki yasağı Ak Partililere kürsüden hatırlattı.

Hem de bu yapılanın MHP açısından ciddi bir taban tepkisi doğurabileceği bilindiği halde...

Bazıları 'MHP-tabanı' denildiğinde CHP'li gibi bir tipi akla getiriyor; böyle konularda lâkayt olabileceğini düşünüyor MHP-tabanının... Oysa, 1995 seçimlerine gidilirken MHP'den adaylığını koyan emekli DGM savcısı Nusret Demiral, Bilkent Üniversitesi'nde konuşurken, "Ezan Türkçe okunmalıdır" deyince, MHP seçmeninden büyük tepki görmüştü.

Kim ne derse desin, MHP'nin seçmeni de din-diyanet konularında hassas bir seçmen...

Herkes dikkat etmiş: Osman Durmuş kürsüde konuşmasını yazılı bir metinden yaptı. 'Peygamber' sözcüğünün geçtiği cümleyi nasıl tane tane okuduğunu hepimiz gördük. Partinin lideri Devlet Bahçeli hem konuşma sırasında hem de kavga sürerken kılını bile kıpırdatmadan koltuğuna mıhlı kaldı. Belli ki, konuşma metni üzerinde tartışılmış, o bölümün kavgaya yol açabileceği öngörülmüştü.

Öngörmemiş olsalar bile kavga patlak verdi.

Partinin hassas ve muhafazakâr tabanının böyle bir konunun Meclis kürsüsüne taşınmasından müthiş rahatsızlık duyacağı ve Nusret Demiral'ın gafını da hatırlatıp büyük bir tepkiye yol açacağı düşünülmemiş olabilir mi?

Dostum "Olamaz" kanaatinde. Ona göre, MHP, konuyu kürsüye Ak Parti aleyhine açılması planlanan yeni kapatma davasını tetiklemek üzere taşıdı. Atılan taşla vurulmak istenen kuş Ak Parti'nin parti olarak varlığını sürdürmesini engellemek...

Yargıtay Başsavcısının tetikte beklediği bir ortamda Meclis'in 'türban' yüzünden karışması o uğurda kopan kavga olarak yansıtılabilecek, bu da dava iddianamesinde önemli bir kanıt teşkil edecek, dostuma göre...

"Tıpkı 22 Temmuz (2007) seçimi sonrasında, Tayyip Erdoğan'ın Madrit'te yaptığı türban yasağının kalkmasını arzulayan konuşmasına, 'Getirin anayasa değişikliğini, yasağı kaldıralım' teklifiyle mukabele edildiği gibi" dedi dostum. O teklifi yapan da MHP'ydi...

Ak Parti o teklifin ağırlık taşıdığı bir iddianameyle kapatılmaktan beter edildi; aynı anayasa değişikliğine milletvekilleri oy vermiş, teklifleriyle Ak Parti'yi anayasa değişikliği yapmaya teşvik etmiş MHP'ye ise hiçbir şey olmadı...

Dostum, MHP'nin bugünün ortamında oy kazanıp kazanmayacağıyla ilgilenmediğini, toptan oy getirecek girişimler hesabı geliştirdiğini düşünüyor.

Benim aklım bir partinin başka bir partinin kapatılmasından medet ummasını kabulde zorlandığı için, sözün burasında, lokantadaki kalabalığı bile bize döndüren türden itirazlarda bulundum. "MHP rakibi de olsa Ak Parti'nin kapatılmasını istemez" dedim. "Dinî hassasiyetleri rencide etmekten çok korkar MHP'liler" dedim. Dedim, dedim, ama dinletemedim.

"O zaman, hatırla" dedi dostum. Hatırlattığı şu: 411 oyla kabul edilen üniversitelere başörtüsü serbestisi getirmek üzere MHP'nin de katkısıyla Ak Parti tarafından çıkartılan anayasa değişikliği Anayasa Mahkemesi'nde açılan kapatma davasının en önemli kanıtı haline dönüştüğünde, çiçeği burnunda politikacı Deniz Bölükbaşı'nın bir dost meclisinde, "MHP'nin türban çıkışı tamamen benim fikrim; olaylar güzel gelişti, parti kapatılacak. Zaten amacım Ak Parti'nin kapatılmasıydı" dediğini Habertürk'ten Balçiçek Pamir o sırada yazdı.

MHP'li Bölükbaşı sonradan yalanladı o sözü, ama Habertürk yazarı doğruyu yansıttığında ısrar etti.

"Şimdi de aynı niyetle Osman Durmuş mu görevlendirildi?" düşüncesinin temelinde o olay yatıyor.

Bir partinin bir başka partiye tuzak kuracağını benim havsalam kabul etmiyor. Eski bir diplomatın deneyimli politikacıların önüne düşüp onları bu noktaya getireceği ise büsbütün imkânsız görünüyor gözüme.

Dostum yemeğin sonunda bana inanmaz gözlerle baktı, bozularak ayrıldı.

yenişafak



Bu yazı 1,318 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Eylül 2012 Hem okudum, hem de yazdım
    • 4 Eylül 2012 CIA başkanı neden geldi?
    • 16 Temmuz 2012 Vicdanım buna da elvermiyor
    • 2 Temmuz 2012 Suriye nasıl bir ülke, Suriyeliler nasıl insanlar...
    • 21 Mayıs 2012 Bir geziden ilk notlar
    • 15 Mayıs 2012 ‘Yeni CHP’ nihayet sözcüsünü buldu
    • 16 Nisan 2012 Hangi patron, hangi yönetici, hangi yazar içeri alınır?
    • 23 Mart 2012 Ben demedim, o dedi
    • 13 Mart 2012 Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
    • 9 Mart 2012 TR325 kodadlı becerikli uzman...
    • 20 Şubat 2012 ‘Operasyon’ diye ben buna derim
    • 30 Ocak 2012 Davos’ta Türkiye dersi
    • 27 Aralık 2011 Bu yılın Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü...
    • 12 Aralık 2011 Ak Parti üzerine hesaplar
    • 9 Aralık 2011 Gül vetoya ne zaman karar verdi?
    • 14 Kasım 2011 Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
    • 24 Ekim 2011 Kaddafi’nin son demleri...
    • 3 Ekim 2011 Dr. Sallaso’nun kunduzunun izinde
    • 29 Ağustos 2011 Ben meraklı bir insanım, özür dilerim
    • 26 Ağustos 2011 Bütün kepazeliklerin anasını açıklıyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,597 µs