En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Yaman çelişki



Bu ülkenin Cumhurbaşkanı veya Başbakanı hastalansa ve şifaya kavuşacağı tek yer orası olsa, ziyaretine gelecek bazı aile fertlerinin 'başörtüsü' yüzünden, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) kapılarını onlara açmayacak mı?

Hangi yetkiyle?

GATA Genelkurmay Başkanlığına, Genelkurmay Başkanlığı da Başbakanlığa bağlı bir devlet kurumu; her iki kurum da bütçeden kendilerine ayrılan payla görevlerini yerine getiriyor. Bütçeyi kim hazırlıyor? TBMM'nin onayına sunan hükümet... Yani Başbakanın başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu...

Siz bu işte bir yanlışlık görmüyor musunuz?

Cumhurbaşkanı söz konusu olduğunda yanlışlık daha da büyüyor. Genelkurmay Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin (TSK) karargâhı; karargâhın başında Genelkurmay Başkanı bulunuyor olsa bile, TSK'nın başkomutanı Cumhurbaşkanı... Başkomutan sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanı, TSK bünyesinde yer alan bir kuruma sokulmayacak mı yani?

GATA'da görev yapanlar, üniformalı olsalar bile, hiçbir ayırım gözetmeksizin önüne gelen her hastaya bakacağına dair yemin etmiş doktorlar; önlerine 'hasta' olarak gelen subay yakınlarını, başlarında örtü var diye, nasıl oluyor da GATA'nın kapısından sokmayabiliyor, hastanenin kapısını başörtülü ziyaretçilere kapatabiliyorlar?

Eğer belleğim beni yanıltmıyorsa, birkaç yıl önce kulağındaki bir rahatsızlıktan ötürü o sırada henüz Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül GATA'ya gitmişti, eşi de kendisini ziyaret etmişti.

Acaba Başbakanın eşine "Gelmeseniz iyi olur" mesajını yollayan GATA doktorları bir yetki aşımı suçu mu işlediler? Bir bakan eşine açılan kapılar aynı durumdaki Başbakanın eşine mi kapalı? Yoksa yeni bir uygulama mı söz konusu?

[Unutanlar için, o tedavi sırasında çıkan "Bakan Gül'ün eşi GATA'ya gizlice arka kapıdan alındı" haberleri üzerine, Dışişleri Bakanlığı resmi açıklamasının ilgili bölümünü aktarayım: "Sayın bakanımızın, GATA Hastanesi'ne yattıkları andan taburcu edilmelerine kadar geçen ve kendilerine gösterilen ihtimama şükran duydukları tedavi süresi boyunca eşleri sayın bakanımıza devamlı refakat etmiş ve hastaneye 'arka kapıdan' alınmaları hiçbir durumda söz konusu olmamıştır."]

Bir tuhaflık olduğu belli de, tuhaflık nereden kaynaklanıyor, o belli değil...

Nereden kaynaklanırsa kaynaklansın, değil mi ki Başbakan Tayyip Erdoğan eşiyle ilgili olayı üzerinden üç yıl geçmesine rağmen ukte olarak içinde taşımış, bu durumda muhatap kurumun kamuoyuna bir açıklama yapma borcu yok mu?

Askeri tesislerde sıkı bir 'başörtüsü' yasağı uygulandığını biliyoruz. Muhafazakâr ailelerden subayların ordu evlerinde düğünleri bile sorun; ya anneler oğullarının mürüvvetini göremiyor, ya da düğünler askeri olmayan mekânlarda yapılıyor. Lojmanlara da giremiyor başları örtülü anneler, ablalar; oğullarının, ağabeylerinin mezuniyet veya terfi törenlerine de katılamıyor...

Öylelerinin katılabildikleri tek askeri tören, yakınlarının şehit düşmesi durumunda camide yapılan ve komutanların da hazır bulunduğu cenaze töreni...

Yazarken bile insanın gözünden yaş getiren bu yaman çelişki, nasıl oluyor da çok sıkı bir biçimde uygulanan yasağı koyanların dikkatini çekmiyor?

Hiç başka bir 'gerekçe' olmasa bile, başörtülü subay yakınlarının nicedir uygulanan bu yanlışlığa seslerini çıkarmamaları, yapılanı asilce sineye çekmeleri, yıllardır sürdürülen yanlış uygulamadan vazgeçilmesi için yeterli bir sebeptir. Vahim bir yanlışlığa baş kaldırmayan insanlar nasıl oluyor da ülke için 'tehdit' teşkil edebiliyorlar?

Kamuoyu yoklamalarını önemseyen bir kurumun, yoklanan kamuoyunu da önemsemesi gerekir. Artık farklı düşünmeye başlayan 'kamuoyu' içinde o insanlar da var...

yenişafak



Bu yazı 1,036 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,131 µs