En Sıcak Konular

Taha Akyol


Taha Akyol
0 0 0000

Erdoğan siteminde haklı mı?



MUHSİN Ertuğrul Sahnesi’ni gezdiniz mi? Ben hem Sahne’yi hem bitişiğindeki Harbiye Kongre Merkezi’ni gezdim. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la CNN Türk’te “Eğrisi Doğrusu” programında bir mülakat da yaptım, bu eserlerden dolayı kendisini açıkça kutladım da...
Kongre Merkezi’ni ve Sahne’yi burada anlatmanın manası yok, imkânı da yok. Gidip görmek lazım. Bu haftadan itibaren, o muhteşem “Keşanlı Ali”yi izlemek için gidenler, Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin hem ihtişamını hem teknik mükemmeliyetini görecekler.
Kadir Topbaş görüşmemizde Sahne’nin yenisi inşa edilmek üzere yıkılması sırasında yapılan protestolardan çok üzülmüştü, “anlayışsızlıktan” dert yanıyordu.
Başbakan Erdoğan da “2010 Avrupa Kültür Başkenti” etkinliklerinin açılışında yaptığı konuşmada aynı ‘hissiyat’ı dile getirdi, çok duygulu bir ifade ile sitemde bulundu:
“Cami inşa edeceğimizi bile iddia ettiler. Sanki tiyatro düşmanıyız. Ciğerlerimize kadar kan ağlatıyorlar bize!”
Erdoğan bu tür yakınmalarında haklı mı?...

Eski, tutucu damar
İnternetten de araştırdım. O zamanki protestolardan birkaç örnek vereceğim... Önce sanatçıların protesto gösterisine katılmaları için yayımlanan “Çağrı” şöyle sona eriyor:
“AKP durdurulmalıdır! Yıkıma hayır!
Karanlığa Karşı Sanat Cephesi!”
Şu tür köşe ve site yazıları yayımlanmış:
“Rantiyeler, vandallar ve sanat düşmanı barbarların kurduğu üçlü kutsal ittifakın ‘kazmaları’ Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin yıkımına başladı...”
Ve Mimarlar Odası’ndan protestolar:
“Bu girişimlerin esasında IMF’ye verilen sözler vardır. 2009 yılında IMF Guvernörler Toplantısı’nın İstanbul’da yapılacak olması dolayısıyla, IMF’ye hükümet tarafından bu bölgede ‘Kongre Vadisi’ yapılacağı ve toplantıların bu bölgede yapılacağı güvencesi verilmiştir. Bunun arkasında IMF’ye verilen sözlerin yanında, bölgede yeni mekânlar açma, rant elde etme ve kültür mekânlarını yıkma gibi anlayışların da olduğunu bilmekteyiz...”
Ama ortaya sanatçıların da büyük takdirini kazanan muhteşem bir Muhsin Ertuğrul Sahnesi çıktı. Protestoculardan bazıları ‘yanılmışız’ deme erdemini gösterdiler.
Türkiye’de kendini ‘ilerici’ zanneden ama çoğulculuktan korkan böyle tutucu bir damar vardır. Renkli TV’ye, otomotiv sanayine, dışa açılmaya falan bile karşı çıkmışlardı!

Laik kesime açılım!
Böyle bir damar yargıda da vardır; bu tür yargı kararlarının örneklerini defalarca bu köşede yazdım.
Gerçi Kültür Başkenti Etkinlikleri bile Türkiye’nin ulaştığı modernleşme düzeyini görmek için yeterlidir. Erdoğan da Topbaş da bu tür konularda karşılaştıkları anlayışsızlıklardan yakınmalarında haklıdırlar...
Fakat Erdoğan’ın dikkate alması gereken bir gerçek var: AK Parti iktidarı döneminde gerilim ve kutuplaşma sertleşmiştir!
Bunu normale çekmenin yolu, Erdoğan’ın ve partisinin ‘laik’ kesimdeki korkuları yatıştıracak isimlere açılmasıdır. Parti, hükümet ve özellikle bürokrasi kadrolarında bu kesimden liyakatli isimlere yer vermesidir.
Turgut Özal “Dört akımı birleştirdik” derken en önemli amacı buydu: 1970’lerde birbirinin kanına girmiş kesimlere ve seksen yıldır birbirine kuşkulu bakan kesimlere “uzlaşma” mesajı veriyordu. O da büyük anlayışsızlıklarla karşılaştı ama bu ‘açılım’ın yararlarını da gördü...

milliyet



Bu yazı 913 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 7 Kasım 2011 KCK ve hukuk
    • 30 Temmuz 2011 Afrika kampanyası
    • 29 Temmuz 2011 Stalinist milliyetçilik!
    • 22 Temmuz 2011 AKP’li bakan İnönü’yü övüyor
    • 20 Temmuz 2011 ‘Makas açılıyor’
    • 18 Temmuz 2011 Totalitarizmi eleştirmek
    • 12 Temmuz 2011 Anayasa da böyle yapılır
    • 7 Temmuz 2011 ‘Usta’ kabine
    • 1 Temmuz 2011 CHP Meclis’e
    • 27 Haziran 2011 Anayasa yapmak
    • 7 Haziran 2011 AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?
    • 30 Mayıs 2011 Kürt meselesi nereye?
    • 27 Mayıs 2011 Hukuk ve yargı açısından 27 Mayıs
    • 26 Mayıs 2011 Proje savaşı
    • 19 Mayıs 2011 Ergenekon ve PKK
    • 12 Mayıs 2011 Demirel ve CHP
    • 11 Mayıs 2011 MHP
    • 18 Nisan 2011 2023 Vizyonu
    • 2 Nisan 2011 ‘Bizden yana adalet!’
    • 25 Mart 2011 Türkiye’nin rolü?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,443 µs