En Sıcak Konular

Murat Yetkin


Murat Yetkin
0 0 0000

Ergenekon, generaller, suç ve ceza



Dün Beşiktaş Adliyesi’nde olanı sıfat tamlamalarından ve kenar süslerinden arındırıp söylemeye çalışalım: Üç emekli kuvvet komutanı, kendi görev yaptıkları dönemde hükümete karşı askeriye içinde bir darbe girişimi, ya da planlaması nedeniyle sorgulandı.
Ergenekon davasına konu olan darbe girişimi planlaması iddiası 2002-2004 dönemini kapsıyordu.
O dönem, dün sorgulanan Aytaç Yalman, Kara Kuvvetleri; İbrahim Fırtına, Hava Kuvvetleri; Özden Örnek de Deniz Kuvvetleri komutanlıklarının başındaydı.
Darbe girişimiyle ilgili olarak daha önce aynı dönem Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök tanık, Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur da sanık olarak ifade vermişti.,
Böylece 2002-2004 dönemi askeri komuta kademesini oluşturan beş komutanın tamamı, sivil savcılar tarafından bir darbe girişimi nedeniyle sorguya çekilmiş oldu. 
Bu, 1960, 1971 ve 1980’de üç fiili darbe, 1996-97 döneminde de bir psikolojik darbe yaşamış Türkiye’de ilk defa yanık olunan bir gelişme.
Ergenekon davası, bu yönüyle Türkiye siyasi tarihinin en önemli, aynı zamanda en tartışmalı davalarından birisi.
Kurunun yanında yaşın da yandığı, davanın darbenin soruşturulduğu haklı zemininden çıkıp aynı zamanda kimi muhaliflerin sindirilmeye çalışıldığı bir zemine dönüştüğü iddiaları var.
Ancak Ergenekon davasının, toplumun genel algısında yol açtığı önemli bir değişiklik, bir kırılma var. Bu algı farklılaşması, Ergenekon davasını bütünüyle haklı bulan, bütünüyle haksız bulan,
ya da daha geniş kitlelerin durumunda olduğu gibi dikkatle izleyen kesimlerin tümünde  bu algı faklılaşmasını görmek mümkün.
Artık Türk toplumunun büyük çoğunluğunun zihninde, askerin yönetime el koyması, yalnızca suç olarak görülmekle kalmayıp, aynı zamanda gayrı meşru görülmektedir. Şunu demek istiyorum: Yakın zamana kadar askerin yönetime el koymasının yanlış olduğu bilinmekle, belli kesimlerde ‘Ne yapsalardı yani?’ söylemiyle, belli kesimlerde gücün getirdiği kabullenişle belli bir meşru görme eğilimi ne yazık ki gözlenmiştir.
‘Asmayalım da besleyelim mi? sorusundaki pervasızlık, gücünü bu kabullenişten almaktaydı. Bu anlayışın artık ortadan kalktığını, gerçekten dar bir fanatikler grubu dışında aklı başında her kesin bunu apaçık ve karşı çıkılması gereken bir suç olarak algılamaya başladığı söylenebilir. 
Suç algısı, ceza algısının da meşrulaşmasını beraberinde getirir.
Çok değil, beş sene önce karşılarıda esas duruş gösterdikleri beş komutanın bugün sorguya çekilmesi karşısında Genelkurmay ve komuta heyetinin durumu kabullenişi de, çekilen bütün sancılara ve iniş çıkışlara karşın, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de toplumdaki bu algı değişiminden payını aldığına işaret sayılmalı. Ne de olsa TSK, hep övündüğü gibi, milletin ordusu.
Evet, artık Türkiye en kudretli generallerin, en ciddi suçlamalarla, sivil mahkemelerde sorgulandığı, bu demokratik olgunluğa erişmiş bir ülke.
Sadece emekliler değil, görevdeki askerler de sivil mahkemelere yargılanıyor, hesaba çekiliyor.
Peki Türkiye, bakanların, milletvekillerinin, yargıç ve savcıların da -başka bir ön onay gerekmeksizin, fikirlerinden dolayı değil, suç isnadından dolayı serbestçe sorgulandığı, mahkeme önüne çıkarılabildiği bir ülke olacak?
Türkiye, siyasi ve adli dokunulmazlıkların sınırlandığı olgunluk düzeyine ne zaman erişecek?
Türkiye, darbe ve darbe girişimlerine karşı gereğini yapacak düzeye geliyor olsa da, siyasi hegemonya kurma girişimlerine karşı gereğini yapabilmekten hâlâ uzak.

Gül YAŞ ihraçlarını imzaladı mı?
Yüksek Askeri Şura’nın 4 Aralık toplantısı üzerine açıklamadan yalnızca Genelkurmay’ın, Başbakan Tayyip Erdoğan’a ‘Asimetrik psikolojik savaş’ brifingi verdiğini öğrenmedik.
Aynı zamanda iki askerin ‘irticai faaliyeti nedeniyle’ ordudan ihraç edildiğini de öğrendik.
Bu haberle birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu kararı imzaladığı haberleri de çıkmaya başladı. Oysa Türkiye, YAŞ’ın ihraç kararlarının yargıya açık olması için şerh koyulabileceğini ilk kez Gül’ün Başbakanlığı döneminde görmüştü.
Kısa bir araştırma ile, Cumhurbaşkanı Gül’ün son YAŞ toplantısından çıkan iki askerin ihraç kararını imzalamadığını öğrendik. Çünkü bu askerler, subay değil, astsubay idi ve ihraçları için Cumhurbaşkanı onayı gerekmiyordu.

radikal



Bu yazı 964 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 22 Mart 2012 İki önemli mesele
    • 15 Mart 2012 Türkiye'nin yeni deniz stratejisi üzerine
    • 23 Aralık 2010 Şahin'den çağrı: Siyasi partiler yasası değişmeli
    • 11 Aralık 2010 Üniversitelerde ikinci 68 mi?
    • 5 Aralık 2010 Ankara'dan Tel Aviv'e: Özür insani-siyasi diye ayrılamaz
    • 21 Kasım 2010 'Diyarbakır'da 3. bir yol açabiliriz'
    • 19 Kasım 2010 'Füze kalkanında mutabakata yakınız'
    • 15 Kasım 2010 2010 model Ecevit çıkışı
    • 7 Kasım 2010 Hem AK Parti hem de CHP'de merkeze açılım
    • 23 Ekim 2010 Bedelli görüşülmedi ama söz siyasetin
    • 18 Ekim 2010 Gül ve Demirel'le dinleme üzerine
    • 3 Ekim 2010 Siyaset sahnesinde bu kez çok güzel hareketler var
    • 30 Eylül 2010 ABD, Irak sınırında güvenlik şeridine destek verdi
    • 26 Eylül 2010 Bilim dünyasına biraz daha ilgi
    • 16 Eylül 2010 CHP'nin hatası ve faturası
    • 11 Eylül 2010 Öcalan 'boykot' dedi, tansiyon yükseldi
    • 30 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu: Geçmişteki yanlışları telafi ediyoruz
    • 25 Temmuz 2010 Orduda değişim
    • 22 Temmuz 2010 Başbakan hesaplaşacaksa madde 35 ve YÖK'ü kaldırsın
    • 20 Temmuz 2010 AB elçisi: Yeni bir İran istemiyoruz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,244 µs