En Sıcak Konular

Ismet Berkan


Ismet Berkan
0 0 0000

'İşin özü' ve 'Ergenekon Forever'



Benim için ‘Ergenekon’ soruşturması başından beri 2003 sonu 2004 başındaki askeri darbe tertipleri
ve hazırlıklarının soruşturması esas olarak. Yani, bana göre ‘işin özü’ zaten bu.
Fakat savcılar soruşturmalarını o döneme daha yeni uzattılar, daha doğrusu meselenin tam göbeğine uzanma gereğini yeni duydular. Hâlâ daha bilmiyoruz aslında, üç komutanın hangi sıfatla savcılığa geleceğini? Yani savcılar onları ‘tanık’ olarak mı dinleyecek, ‘şüpheli’ olarak mı, bilmiyoruz.
Ama bildiğimiz bir şey var: Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ile ilgili dosyalar daha önce savcılık tarafından tefrik edilmişti. O ayrılan dosyalar ne oldu, bilmiyoruz. Şimdi savcılık o dosyaları mı açtı, bunu da bilmiyoruz.
O yüzden bu ‘işin özü’ meselesinde aceleci olmayıp olan biteni izlemekte fayda var. Nihayet darbe ve darbeci olduğu iddia edilenlerin tamamının yargı önüne çıkma ihtimali belirdi.
Epeydir, daha doğrusu 27 Nisan 2007’den beri böyle gerginlikler olmadığı için hatırlamıyor olabiliriz, 2003 yılının sonunda gerginlik konusu, hükümetin imam hatipler de dahil meslek liselerinin üniversiteye giriş meselesini halletmek için yasa çıkarmaya yeltenmesiydi.
Aralık 2003’te, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök epey sert açıklamalar yapmış, sonunda hükümet de tasarıyı komisyonda uyutmayı seçerek gerginliği yumuşatmıştı.
O dönem hükümet gerginliği sürdürse, belki Hilmi Özkök de darbe isteyen komutanlarına direnemeyecekti. Nitekim Aralık 2003’te Hilmi Özkök’ü yanına çekemeyen darbeciler, bu kez planı değiştirdiler ve oyunlarını Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığını önleme, yerine Aytaç Yalman’ı Genelkurmay Başkanı, Şener Eruygur’u ise Kara Kuvvetleri Komutanı yapma gibi dolambaçlı bir yol üzerine kurdular. Bu zaten başarılması imkânsıza yakın bir şeydi ve başarılamadı. Onun üzerine emeklilik sonrası için planlar yapıldı ve o planlar da kısmen uygulandı.
Burada birkaç cümle içinde özetlediğim olaylara ait pek çok detayı biliyoruz artık. Ergenekon soruşturması bu detayları bize sağladı. Aslına bakacak olursanız artık darbe planlaması konusunda yegane kaynağımız Özden Örnek günlükleri de değil, Mustafa Balbay’ın notları da, soruşturma içinde bulunan başka dokümanlar da bize yeterince somut bilgi sağlıyor.
Aslında mesele, ‘işin özü’ne girmekte neden bu kadar gecikildiği meselesi. Aslına bakacak olursanız, 2003 sonunda ve 2004 başında hükümet de kendisini devirmek için yapılan hazırlıklardan tümüyle haberdardı. Onlar da düğmeye basmadılar, meseleyi o zaman yargıya taşımadılar, bugün de konunun gerçekten yargıya taşınıp taşınmadığından  hâlâ emin değiliz.
‘İşin özü’ ile ilgilenmek yerine sürekli darbe heveslilerinin yakın çevresiyle, ikinci ve üçüncü çemberlerle uğraşıyoruz ve bu yüzden de Ergenekon soruşturması bir türlü bitmiyor, hatta sonsuza kadar sürecekmiş gibi duruyor.
En sonunda ‘işin özü’ne gelinmiş olması elbette sevindirici.

radikal



Bu yazı 1,154 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Temmuz 2012 ‘Tanrı Parçacığı’ bize neler vaat ediyor?
    • 10 Mart 2012 Tartışmayı içerikten biçime kaydırmak
    • 25 Haziran 2011 PKK dağdan nasıl iner
    • 26 Şubat 2011 1968 neden 68’de olduysa, şimdi de isyanlar ondan oluyor
    • 26 Aralık 2010 Seçim soruları: AK Parti kaç alacak, ya CHP?
    • 2 Kasım 2010 PKK’nın içine girdiği açmazı görmek
    • 31 Ekim 2010 ‘Kırmızı Kitap’efsanesinin sırları
    • 27 Temmuz 2010 Askeri vesayetin hukuki altyapısı
    • 24 Temmuz 2010 Enerji stratejimiz var mı?
    • 21 Temmuz 2010 Sahiden 12 Eylül'ü mü oylayacağız?
    • 14 Temmuz 2010 İran çelişkileri ve iç politika yansımaları
    • 7 Temmuz 2010 Liderler neden görüşecek, neyi görüşecek?
    • 5 Temmuz 2010 Dindar solcular
    • 3 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu, bu kafayla hiçbir şeyi çözemez!
    • 26 Haziran 2010 Hep aynı denklemin içine sıkışmak
    • 24 Haziran 2010 Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik cumhuriyet
    • 13 Haziran 2010 Karpuz gibi ortasından ikiye bölünmüş ülke...
    • 6 Haziran 2010 Mahkûmun açmazı: Hayattaki karşılığı
    • 24 Mayıs 2010 Maalesef bizde hattı muhalefet yoktur, sathı muhalefet vardır
    • 4 Mayıs 2010 Eski defterleri açmak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,155 µs