0 0 0000

‘Müesses nizam’ın ağırlığı İsrail ve ABD’nin göğsünden kalkar mı?

İsrail’in Obama karşıtlığı yeni değil.. Ama, ‘ne kadar’ diye sorarsanız, gelecek yanıt ister istemez 'göreceli' olacaktır.

Belki de Tel Aviv’in Beyaz Saray’a bakışı için bir tür kıyas gerekli…

Yani, Barack Obama İsrail için ne düşünüyor?.. İse, muhtemelen İsrail’de Obama için iki katını düşünüyor!

           *   *   *

İki taraf arasındaki tartışmanın siklon merkezini kuşkusuz Filistin oluşturuyor.

Washington açısından “fırtınanın gözü” ise İsrail’in yeni yerleşim yerleri açma konusundaki inadıdır. (Daha doğrusu inadıydı!)

İsrail hükümetinin ABD’nin tüm israr ve “baskılarına” rağmen, yeni yerleşimler açmayı sürdürmesi aradaki sevginin önemli bir göstergesi.

Son olarak-ve Amerika’nın ikazlarına meydan okurcasına-Doğu Kudüs’te yeni yerleşim alanları açmaya girişmesi, “küçük ülke”nin diklenmeyi sürdürdüğünü göstermişti.
 
           *   *   *

Bu uygulama İsrail hükümetinin Barack Obama’yı açık yanıtı olarak algılandı.

Çünkü ABD Başkanı’nı siyaseten zor durumda bırakan bir direnişti bu.

Uygulamaya devam edilmesini, iki ülke ilişkilerinin “inceldiği yer” olarak okuyan analizler çok yapıldı.

Doğrusu o kadar da önemli bir konu bu..

Esasen, sorunun çözümü konusunda kağıt üzerinde söylenecekler tamam sayılır..

Kayıp olan siyasi irade.

Siyasi iradenin bir türlü sisteme hakim olamamasının izahı ne?

Rahatlıkla söyleyebiliriz ki, hem ABD’de hem de-özellikle-İsrail’de “müesses nizam”ın ağırlığı iki başkentin “iman tahtası”na çökmüş durumda.

           *   *   *

Derin nefesleri zorlayan bu hal, bir yandan İsrail’i çözümleri engellemeye daha çok iterken, bir yandan da Amerikan seçmenlerinin, Obamacı “başarabiliz” sloganını rendeliyor.

İsrail’in yeni yerleşim yerleri açmayı durdurmadan Obama barışının Filistin’e gelmesi mümkün görünmüyor(du).

Yine kimi uzmanlara göre İsrail’in bu tutumu, “barıştan önce” mümkün olanı koparmak mantığı taşıyor..

Çoğunluk aynı fikirde olmadı.. İsrail’de bu adımları “can havli” görenler var!

Bunlar sadece hükümet ve bürokrasi içinde serpilmiş muhafazakar unsurlardan ibaret değil..

İsrail ordusu da aynı durumda.

           *   *   *

ABD ise az farklı...

Amerika’nın muazzam politik ve bürokratik çarkları içinde, İsrail’in yanında duran, durmakla kalmayıp “son sözü” etkileyen mahfiller çok.

“Efsanevi Yahudi lobisi güçlü değil” diyenler, Başkan Obama politikalarının yeni bir “Yahudi lobisi” inşa etme girişimlerini açıklamak zorundalar.

“J Planı”, eski gücünde olmasa da (!) ABD’deki İsrail lobisinin ağırlığına meydan okuyan bir adım.

Arkasındaki aklın amacı nedir?

           *   *   *

Amerikan basınının çok taze, ülke ekonomisindeki çöküşün “ülkenin küresel gücü üzerindeki menfi etkisini” irdeleyen yazılarının yanına..
 
İsrail’den bir şey alamadığı sürece Başkan’ın etkisini yitirecek gücü eklenecekti!

Ama İsrail "geri bastı".

Yerleşim yeri inşaatlarını 10 ay süreyle durdurdu.

Netanyahu’nun bu kararı alırken zorlandığı çok belli…

“Bu kolay bir hamle değil. İsrail'in geniş dış çıkarlarına aykırı olarak Filistinli komşularımızla barış görüşmelerinin yeniden başlaması amacıyla atılmış zahmetli bir adımdır. Bağımsız başkentimiz Kudüs konusundaki konumum bellidir. Başkentimizdeki herhangi bir bina hakkında bir sınırlama koymuyorum…" (Goldstone Raporu’nun akıbetini de açıklıyor!)

“Güzel” değil mi?..

Hem “içeri” hem “dışarı” mesajlar.

           *   *   *

Bakalım bugün (01.12.2009) Başkan Obama Afganistan’a kaç asker gönderecek?

Başta zikrettiği gibi 15-17 bin mi, yoksa 30 bin mi?

Hoş Pentagon bu rakamı da yeterli bulmaz ya…

Bu yazı 2,467 defa okundu.