En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Merkez siyaset ve ideoloji



Dış politikada zemin kayması yaşandığı bir iddia olarak yaygın biçimde tartışılıp duruyor; şimdilik pek dikkat çeken olmasa da, son gelişmeler, zemin kaymasının esas iç siyasette yaşandığına/yaşanacağına işaret ediyor.

Ak Parti sekiz yıldır iktidarda olabilir, ama bazıları Ak Parti'nin temel özelliklerini henüz keşfetmeye başladı. Önyargıları sebebiyle hâlâ ne olduğunu anlayamayanlar hiç de az değil. Daha önce adı duyulmadığı için ne yapacağı bilinmeyen, üstelik ringe çıktığında solak olduğu keşfedilen genç boksör gibi Ak Parti; hiç beklenmediği anda öldürücü yumruğu indirebiliyor.

Bu algılama hatası, Ak Parti'ye önderlik eden kadronun Refah Partisi çizgisinden geldiği ve kurdukları partinin bu yüzden 'ideolojik' olacağı yanlış öngörüsünden kaynaklanıyor. Ak Parti ideolojik bir parti değil oysa, bir merkez partisinden beklenebilecek esneklikte kuruldu. Siyasette ideolojik saplantıların yalnız partileri güdük bırakmakla kalmadığı, çatışmalara sebep olup ülkeyi geriye de çektiği tespitinin hareketlendirdiği bir kadro tarafından...

Yakın bir gözlemci olarak şunu da söyleyebilirim: Ak Parti kurucuları, önceki partilerindeyken de, o partinin yönetim kadrosuyla yüzde 100 uyuşmuş görüntüsünü zaten vermiyordu; görüntünün biraz ayrıntılarına girildiğinde ise taraflar arasında esen fırtınayı fark etmemek mümkün değildi.

Gözlerden kaçan gerçeği hatırlatayım: Ak Parti kurucuları arasında onlara atfedilen 'ideolojik saplantı' ile irtibatlandırılabilecek eski çizginin çekirdek kadrosundan kimse yok; çekirdek kadronun 1991'de yüzde 4'te donmuş görünen oyu artırma umuduyla başlattığı açılım ile birlikte siyasete girdiler çoğu... Partilerinin bir değil iki kez kapanması sonrasında, nicedir savundukları çizgide siyaset yapmak üzere kendi partilerini kurdular.

'İdeolojik saplantı' ile yanlış işler yapmasını bekleyenleri hep yanılttıysa Ak Parti, daha kuruluş safhasında belirlenen 'merkez parti olma' kararlılığı yüzündendir. Merkez partide ideolojik saplantı olmaz; ideolojik saplantı emareleri gösteren bir parti merkezde yer alamaz.

Kürt açılımı, Alevi açılımı, Ermeni açılımı gibi daha önce hiçbir siyasi kadronun cesaret edemediği politikalarla Ak Parti yapısı arasında çelişki bulanlar var. CHP'yi Aleviler ile ilişkisinde samimiyet sınavına çeken 'Dersim' gafı üzerine Ak Parti liderlerinin söylemini anlamakta zorlananlar da çıkıyor. “12 Eylül darbesi sonrasında İslâmcılar askerlerle uzlaşma yolları aramıştı, özeleştiri yapılmalı” noktasına kadar gidenler bile var. Meramları, şimdi tanığı oldukları asker-sivil ilişkilerini farklı bir zemine oturtma çabası gösterenlerin demokratik sicilini sorgulamak...

Oysa askerler üzerinden siyaset üretme formülleri geliştirenler ile Ak Parti'yi kuranlar arasında ciddi bir nesil farkı var. Sonradan Ak Parti çatısı altında toplananların çoğu, o dönemde de “Anayasaya hayır” nutukları çekiyor, bir bölümü cezaevlerine de düşüyordu.

Toptancı yaklaşım, bir siyasi çizgideki renk ve kalite farklılıklarını görmezden gelme, Ak Parti konusunda yapılan en temel yanlıştır ve bir çok çevre hâlâ yanlışının farkına varmış görünmüyor. Farkına varılmaz ve ideolojik körlük içerisinde geliştirilen politikalarla seçimlere gidilirse, Ak Partili hükümetler daha uzun yıllar ülkenin kaderi olmaya devam eder.

Siyasi hayatımızdaki sorun tam da burada: Ak Parti'ye 'ideolojik saplantı' önyargısıyla yaklaşanların kendileri 'ideolojik saplantı' içerisindeler. CHP ile MHP geçişliliği ve tezat yönleri bulunan iki ideolojik akımın günümüzdeki temsilcileridir ve Ak Parti'ye de üçüncü akımın temsilcisi gözüyle bakarak siyaset üretiyorlar.

İşleri bu yüzden çok zor.

yenisafak



Bu yazı 934 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,339 µs