En Sıcak Konular

Ertuğrul Özkök


Ertuğrul Özkök
0 0 0000

Ergenekon sanığı ile ortak hisler



YAZIYI Aksiyon Dergisi’nden alıyorum.

Yazan Ahmet Turan Alkan...

Aynı zamanda “Zaman” Gazetesi’nin yazarı.


Şöyle başlıyor:

“Kavga’nın karnını yarıp iç organlarına bakalım.”

* * *

Alkan, geçenlerde bir arkadaşından bir dış gezi izlenimi dinlemiş.

“Biz, kendi ülkemizde başkalarına göre ılıman diye nitelenecek İslami ve dini hassasiyetlerimiz sebebiyle muahezeye uğruyor, yadırganıyor, bazen itilip kakılıyoruz. Ziyaret ettiğimiz yer bir İslam ülkesi idi ve bir süre sonra fark ettik ki oradaki varlığımız, siyasal İslamcı radikaller tarafından hemen fark edildi, fena halde yadırgandı ve bir süre sonra hakkımızda olumsuz tutum takındıklarını gördük.

Ne gariptir ki bu ülkede bizi en iyi anlayan ve bizimle müşterek bir iletişim dili kurmayı başarabilenler, o ülkenin şartlarına göre laik kesim diye isimlendirilen entelektüeller oldu.

Laik diye bilinen insanlarda gördüğümüz insani yakınlığı, sert Müslümanlarda bulamadık.

İlk bakışta şaşırtıcı, hatta imkânsız gibi görünen bu garabetin sebebi açık.

İnsanların ancak daha sert İslamcı çizgiye yönelerek birbirine üstünlük kurmaya kalkıştığı bir zihin ikliminde mutediller, laik diye adlandırılıyorlar veya kendilerini bu isim altında daha rahat ifade ediyorlar...”

Ahmet Turan Alkan’la birlikte ben de aynı soruyu soruyorum.

Müslümanlar arasında neden böylesine derin bir sorun var?

Alkan’ın teşhisi şu:

“Fikir, evet mühim fakat üslup ve karakter; hele hele şahsiyet en az fikrin kendisi kadar hayati öneme sahip.”

Oysa biz hem konuşurken, hem yazarken belagatin ve üslubun öylesine esiri oluyoruz ki, birlikte olabileceğimiz insanları başka dünyalara itiyoruz.

Öyleyse “Başkalarına başka türlü bakmayı” da öğrenmeliyiz.

* * *

Mesela kimlere?

*  Ahmet Turan Alkan kendi açısından çok etkileyici bir çapraz bakış yapmış:

“Düşünüyorum mesela: Parti lideri kimliğinden sıyrılmış bir Deniz Baykal, mazbut, muhafazakâr dünya görüşüyle, devleti fevkalade ciddiye alan yaklaşımı ve aile hayatına gösterdiği titiz hassasiyetle pekâlâ dostluğundan lezzet alabileceğiniz biri gibi görünmüştür bana.”

*  Orada da kalmıyor Ergenekon davasından yargılanan bazı insanlara uzanıyor:

“Keza şimdilerde Silivri’de tutuklu yargılanan veya davaya tutuksuz katılan sanıklarla pek çok hassasiyeti paylaşıyor olmak pek tabii bir durum.

Bunca insanın hepsinin birden sorumluluktan uzak, milli hassasiyetlere karşı itinasız, memleketin kötülüğü için her sabah kalktığında ‘Bugün ne fitne düşünsem’ diyecek cinsten çok köşeli şahsiyetler olmadığı aşikârdır.”

Çok dramatik ve cesur bir adım daha.

*  “Hrant Dink’in şu memleket hakkında söyleyip yazdıklarına, duyup hissettiklerine ne kadar katılıyor ve anlıyorsak onun katil sanıklarıyla bile pek çoğumuzun bir yere kadar fikri müştereki var.”

* * *

Altına imza attığım görüşlerin gerisini ondan aynen aktarıyorum.

*  “Galiba, pek çok şeyi paylaşıyor görünen insanları, bir noktadan sonra farklılaşmaya mecbur eden sebep, ana fikrin kendisi değil, üsluptaki sertlik ve aşırılık olsa gerektir.”

*  “Bizzat üslup, çoğu zaman ana fikrin kendisinden ziyade önem ve ağırlık kazanıyor.”

*  “Biz öyleyse bugün derin fikir çatlaklarına ve ayrılıklara yaslanan bir kutuplaşma yaşamıyoruz; zahirde fikir farklılığı gibi görünen şey, üslup ayrılıklarıdır.”

* “Fikri çatışmanın çok yüksek derecede etkili olduğunu zannettiğimiz 12 Eylül öncesindeki ideolojik kamplaşma döneminde bile sertliğe sebep olan fikir değil, hareket üslubu idi.”

*  “Teşhiste yanılmayalım; yapılan kamuoyu yoklamalarında açıkça görünüyor ki, farklı partilere oy veren seçmenler arasında esasen mühim ölçüde fikir ayrılığı görünmüyor; mesela AK Parti ile MHP seçmenleri arasında dünya görüşü bakımından hemen hiçbir fark yok.”

*  “CHP’li seçmenin laiklik endişesi dışında bu ortalamadan aynı derecede hissedar olduğuna eminim.”

Kamuoyu araştırmasına bile gerek yok aslında; birbirimizi tanıyor, biliyoruz.

*  “Hayır herkesin aynı fikir etrafında toplanmaya mecbur kalacağı bir yeknesaklığı özlemiyorum; öyle olsa ‘Tek Parti dönemi’ni eleştirmeye yüzümüz olmazdı.”

*  “Belki de diyorum, aramızda gerçekten önemli fikir ihtilafları olsaydı; biz daha yumuşak ve medeni bir siyaset iklimi inşa edebilirdik; sertleşmeyi, benzerlikler ve müştereklikler kışkırtıyor olabilir pekâlâ...”

* * *

Not: Bir yazardan bu kadar uzun bir alıntıyı almamı lütfen yazacak konu bulamamama veya zihni tembelliğe bağlamayın. Bugünlerde böyle yazılara çok ihtiyacımız olduğuna inandığım için yaptım bu alıntıyı.

hurriyet



Bu yazı 1,001 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Ocak 2011 İslam’ın samimi sesi bu mektupta
    • 23 Eylül 2010 Hayır Ahmet, babanı sen öldürttün!
    • 2 Temmuz 2010 Halk avukatları silkeliyor
    • 1 Haziran 2010 Size sesleniyorum İsrailli dostlarım
    • 15 Mayıs 2010 O kitabı yeniden yayınlamak isterdim
    • 11 Şubat 2010 Postmodern faili meçhuller
    • 7 Ocak 2010 Eyvah, yine dil zaptiyeliği mi
    • 5 Ocak 2010 Önümüzdeki dönem yükselecek yazarlar
    • 3 Ocak 2010 Genel yayın yönetmeni nasıl gider
    • 9 Aralık 2009 Herkesin iki oy hakkı olmalı
    • 25 Kasım 2009 Ergenekon sanığı ile ortak hisler
    • 12 Kasım 2009 Bu da benim ilerleme raporum
    • 14 Ekim 2009 Kimse bana şunu sormadı
    • 1 Ekim 2009 Jurnalci gazetecilere yazıyorum
    • 16 Eylül 2009 Provokatör veya yoldaş
    • 11 Eylül 2009 Gazetecinin felaketi
    • 27 Ağustos 2009 Ben, gazeteci Ertuğrul Özkök
    • 28 Temmuz 2009 Cesur Türkler, cesur Kürtler
    • 16 Temmuz 2009 Manşet yapmamak doğru muydu
    • 8 Temmuz 2009 Kavgayı bitirmek için plan

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,621 µs