En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

'Son şans'a provokasyon...



Önce sınırdan sonra Diyarbakır'dan yansıyan görüntüler hoş değil. Herkesin canını sıktı. Açılımın ilk adımlarını 'umut ve heyecan verici' görenler bile şaşkınlık içinde.
Bir grup terörist silahı bıraktı dağdan indi, sınırı geçerek teslim oldu. Suça karışmadıkları için serbest kaldılar. Yasa öyle diyor. Bundan sonra evlerine dönmeleri ve yeni hayatlarını kurmaları beklenir. Ama öyle yapmadılar. Kendilerini meydanlara attılar, miting ve gösteriye başladılar.

Günler geçti, dağdaki kıyafetleri hâlâ üzerlerinde, otobüslerde zafer işaretleri eşliğinde halkı selamlıyorlar. 'Büyük devlet ve güçlü milletin' şefkat ve adaletini istismar ediyorlar. DTP ve örgütün uzantıları başrolde. DTP neyin peşinde? Ne yapmaya çalışıyor? Anlamak zor. Süreci kolaylaştıracağına zorlaştırıyor.

Dağdan inen teröristten kahraman falan çıkmaz. Tahrikten başka işe yaramayan şovun bölgeyle sınırlı kalmayacağı başka şehirlere de kaydırılacağı söyleniyor. Başkent Ankara'ya söz gelimi... DTP ne yaptığının farkında değil galiba. Çok tehlikeli bir oyun bu. Toplumun sinir uçlarına dokunarak bir yere varılamaz. Bunu en iyi onların bilmesi gerekir. DTP açılımı tersyüz mü etmek istiyor yoksa?

Benim ciddi kuşkularım var. Göz göre göre bu kadar büyük hata yapılmaz. Yaptıkları huzur ve barışa hizmet etmez. Aksine kargaşa ve kavga getirir. Yıllardır olduğu gibi. DTP'nin genel başkanı Ahmet Türk 'Eğer Türkiye kamuoyunda oluşan tepkileri önemsemezsek sürecin önünü tıkarız' diyor. Önemseyin o zaman. Görmüyor musunuz kamuoyundaki tepki çığ gibi? Öfkeye dönüşmek üzere...

Türk'ün açıklaması sözde kalmamalı, sahada kendisini göstermeli. Sözün bir anlamı yok. DTP yönetimi sürecin önünü tıkayacak davranışlardan kaçınmalı. Bu nasıl olacak? Sükûneti sağlayarak, süreci soğukkanlı götürerek... DTP'nin açılımdan anladığı eğer kendileri dışındaki kitleleri çileden çıkarmaksa bunu başarmak üzereler. Sergiledikleri manzarayı iki kelime özetliyor; 'tahrik ve provokasyon'. Başka açıklaması yok.

Bu topraklar provokasyonlara aşinadır. Neyin coşku neyin tahrik olduğunu iyi bilir. Sürecin mimarlarından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tepkili, tasvip etmediğini söylediği görüntüleri 'provokasyon' diye niteliyor. Haksız değil. Bu çıkışıyla cumhurun hissiyatına tercüman oluyor. Başbakan Erdoğan'ın Ağrı ve Erzurum programı DTP ve yandaşlarına uyarılarla geçti.

Erzurum'dan Ankara'ya dönerken uçakta gazetecilerle konuştu. Sohbetin ağırlıklı konusu DTP'lilerin şov ve gösterileriydi. Çok ciddi ikazlarda bulundu. Olumlu hava olumsuza dönüşürse, istismar başlarsa 'bu iş burada biter' demeye getirdi. Demokratik açılım çabalarını çözüm yolunda 'son şans' olarak gördüğünü söyledi. 'Birçok riski göze alarak adım attık. Bundan sonra kimse bizim gibi cesaret edemez' dedi.

Bu soruna el atmak kolay değil. Risk potansiyeli çok yüksek. Siyasetçiler bugüne kadar sözünü etti ama hiçbiri hatırı sayılır adım atmadı, ya da atamadı. Sorun bütünüyle askere havale edildi. Şimdi siyaset inisiyatif geliştirdi. İçerisinin kararlılığı ile dışarısının olumlu havası birleşti. Bu bir şans... Belki Başbakan'ın dediği gibi 'son şans'. Erdoğan açıkça 'İstismar devam ederse başladığımız noktaya döneriz' dedi. Başladığımız nokta hem bölge hem de Türkiye için sancılı bir yer.

DTP ve uzantıları tiyatroya bırakmalı, işin ciddiyetini kavramalı. Kamuoyundan yükselen tepkiyi, peş peşe devletin zirvesinden gelen uyarıları dikkate alması lazım. Yoksa 'son şans' berhava olur gider.
 
zaman



Bu yazı 927 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,736 µs