En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Domuz gribi bizi teğet geçer mi?



Domuz gribi salgını tüm dünyada devam ediyor. Havaların soğumasıyla beraber bizde de hasta sayısı artmaya başladı. Ankara’ dan sonra Diyarbakır’ da iki okulda 7 kişi, bugün de İstanbul’ da 10 ayrı okulda 16 öğrencide H1N1 tespit edildiği açıklandı.

Bunlar daha bir şey değil; önümüzdeki aylarda H1N bulaşanların sayısı çok artacak, hiç dilemiyoruz ama bu hastalıktan ölenler de olacak.

‘Domuz gribi salgını yok’ veya ‘Domuz gribi önemsiz bir hastalık’ veya ‘Hiçbir tedbir almaya gerek yok, keyfimize bakalım’ densin demiyorum ama halkı korkutacak, toplumda panik havası yaratacak ifadelerden titizlikle kaçınılması lâzım.

Sağlık Bakanımız olağan gribin adını bile anmadan domuz gribi senaryoları ile içimizi kararttı. Televizyonlar da ondan geri kalmıyor. Her gün tüyler ürperten müzikler eşliğinde domuz gribinin hızla yayıldığı haberleri veriliyor.  Benim amacım sizi korkutmadan, endişeye sevk etmeden doğru bilgilerle aydınlatmak.

DOMUZ GRİBİNİN ÖZELLİKLERİ
 Bugüne kadar yüz binlerce insana bulaşan H1N1’in sebep olduğu domuz gribinin normal gripten farklı özellikleri var:

 BİR: İçinde bulunduğumuz ekim ayı grip salgınları için olağan bir mevsim değil. Grip, kuzey yarıkürede en erken aralık ayında başlayan ve ocaktan sonra yaygınlaşan bir hastalık olarak bilinir. Bu kural domzu gribi ile delinmiş durumda.

 İKİ: Domuz gribi hastaların büyük çoğunluğunda olağan gribe göre çok daha hafif seyrediyor ve evde istirahat ederek birkaç günde tamamen düzeliyor. Bazı kişiler hasta olduklarının farkında bile olmayabiliyor.

ÜÇ: Hastaneye yatırılması gereken hastaların yarısını 25 yaş altındakiler oluşturuyor ve bunlarda hızla kötüleşme oranları önceki salgınlara göre daha yüksek.

DÖRT: Grip salgınlarında ölenlerin büyük çoğunluğunu (%90 ve fazlası) yaşlı ve risk grubunda olanların oluştururken domuz gribi gençlerde(50 yaş altı), şişmanlarda ve gebelerde daha ölümcül seyrediyor.

DOMUZ GRİBİ OLAĞAN GRİP KADAR ÖLDÜRÜCÜ DEĞİL
 Domuz gribinden ölümlerin gençlerde daha çok görülmesine karşılık 7 aylık sürede tüm dünyada ölen insan sayısı 4 bin 500 civarında. Oysa DSÖ’ ne göre olağan grip her sene 500 milyon kişiyi hasta ediyor, 3-5 milyon kişi hastanelik oluyor ve 250-500 bin kişi ölüyor.

Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) domuz gribinden ölümlerin on binde 2-3 seviyesinde olduğunu bildirdi. Normal gripten ölüm oranı binde birden daha fazla.

Harvard’ lı Profesör Lipsitch de bu pandeminin 5 derecesi olan Pandemi Ağırlık Endeksine göre en alt seviyede olduğunu açıkladı. Kategori 1, ölüm oranı binde 1’in altında olan olağan grip salgınına uyuyor. Kategori 5’ de ise ölüm oranı yüzde 2’ nin üzerinde. Uzman H1N1 için ölüm oranını yüzde 0.007-0.045 olarak bildirdi. Lipsitch bu salgının çok ‘abartıldığı’ görüşünde.

Buna şüphe yok: Mesela Türkiye’ de bugüne kadar 500’ den fazla hasta var ama çok şükür ki ölen yok. Almanya’ da 8 ekime kadar 21.600 hasta ve sadece 2 ölüm belirlendi. Tüm Avrupa’ da H1N1’ e bağlı ölenlerin sayısı da 200.

ENDİŞEYE GEREK YOK
Bu verilerden de anlaşılacağı gibi endişe ve paniğe gerek yok. Domuz gribinin öldürücü ama bu olağan gribe göre devede kulak misali.

1510 senesinden bu yana ortaya çıkan 14 pandemiyi inceleyen uzmanların görüşleri de iyimser. Pandemilerin bugüne kadar bir seferinde tüm dünyayı etkilemediğini, ilk dalgadan sonra tekrarlama eğilimi olmasına rağmen salgının neticede bildik mevsimsel grip örneğine adapte olduğunu söylüyorlar.
H1N1’in bulaşma özelliğinin orta derecede olması, kuzey yarıküreye yaz başında gelmesi, toplumun bir kesiminde önceki enfeksiyonlardan dolayı bağışıklık bulunması bu sene pandemi olsa da çok ağır olmayacağının işaretleri olarak kabul ediliyor. Bu araştırmacılar H1N1’in daha bulaşıcı ve daha tehlikeli bir türe dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu da düşünmüyorlar.

Daniel Perez’ in PLoS Currents’ de yayınlanan araştırması da H1N1’in laboratuar şartlarında daha tehlikeli bir türe dönüşmediğini ortaya koydu.

H1N1 virüsüne en tehlikeli mevsim olan kışın yakalanan ve şu sıralarda yaza girmeye hazırlanan 21 milyonluk Avustralya’ da 11 ağustos itibariyle 27.663 kişi H1N1 almış, 3.282 kişi hastaneye yatırılmış ve 95 kişi ölmüş. Eylül sonuna kadar hastaneye yatanların 5 bini, ölümlerin 200’ ü geçmesinin beklenmediği bildiriliyor. Bu da çok iç açıcı bir bilgi.

GELELİM NETİCEYE
Dünya Sağlık Örgütü’ ne göre olağan grip her sene 500 milyon insanı hasta etmekte, 3-5 milyon insanın hastaneye yatmasını gerektirecek kadar ağır seyretmekte ve 250-500 bin insanın ölümüne yol açmaktadır.

Dünya nüfusunun 7 milyar, Türkiye nüfusunun 70 milyon olduğu var sayımına göre Türkiye’ de de her sene 5 milyon insanın gribe yakalandığı, 30 bin-50 bin insanın hastaneye yattığı ve 2.500-5.000 insanın da öldüğü tahmin edilebilir.

Siz şimdi olağan gribi es geçin, bugüne kadar 4.500 kadar insanın ölümüne yol açan hastalık için dünyayı ayağa kaldırın.

Var mı bunun izah tarzı? diye sormadan edemiyorum.



Bu yazı 5,660 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,856 µs