Bazı gelişmeleri çok kolaydan alıyoruz. Ermeni açılımı, işte bu açıdan son derece tipik bir örnek.
Yüzyıllık bir düşmanlık geride bırakılmak isteniyor. Yüz yıldır insanların içine yerleşmiş bazı inançlara rağmen, barış aranıyor.
Bu, öylesine önemli, öylesine cesaret gerektiren bir adım ki, hafife alınmaması gerekiyor. Üstelik, bu gidiş başarıya ulaşırsa, hem Türkiye, hem de Ermeniler kazanacaklar.
Herşeyden önce, Sarkisyan ile Gül’ü alkışlamamız gerekiyor. Başlama vuruşunu birlikte yaptılar ve top yuvarlanıyor.
Bakın bundan sonra neler yaşanacak.
1. Önce, protokollerin iki ülke meclislerinden onaylanması sorun yaratacak. Ermeniler Ankara’yı, biran önce onaylanması için sıkıştıracak ve “Siz onaylamadığınız sürece bizde onaya götüremeyiz” diyecek.
2. Türkiye ise, Ermenilerin Karabağ konusunda ilerleme sağlamasını isteyecek ve “Eğer bu alanda Azerilerle anlaşmazsanız, bizim meclisimiz protokolu onaylamaz” diyecek.
3. Azeriler araya girecek ve Türkiye’nin elini tutacak. Ermenilerden daha fazla ödün almaya çalışacak.
4. Anahtar, ABD-Rusya-Fransa’nın başını çektiği minsk grubunun elinde. Eğer bu grup her iki tarafı da anlaşmaya zorlayabilirlerse, çözüm çok daha kolaylaşacak.
Ne zaman sonuç alınabilir?
Bu sürece bir süre biçmek, ne zaman sonuç alınabileceğini tahmin etmek imkansızdır. Öylesine birbirine bağlı ve birinin diğerini etkilediği bir denklem ile karşı karşıyayız.
Ben bu sürecin, zaman zaman kesileceğine, ardından yeniden başlayacağına ve böylesine inişli-çıkışlı bir şekilde devam edeceğine inanıyorum. Zor olacak, ancak önünde sonunda, belki yıllarca sonra sonuç alınacağından eminim...
Fransa Uzan'a neden iltica hakkı tanır?
Durum sonunda netleşti.
Cem Uzan, Türkiye’den kaçtıktan sonra, Fransa’nın yolunu tutmuş ve anlaşılan daha önceden hazırlanan bir senaryo ile Siyasi İltica isteminde bulunmuş.
Fransızlar da, bu gibi olaylarda yaptıklarını tekrarlamışlar ve Uzan’a, istemi incelenene kadar, geçici oturma izni vermişler.
Bundan böyle, Uzan’ın gerekçeli başvurusu ve gösterdiği gerekçelerin ne oranda doğru olduğu incelenecek. Bu inceleme, 5-6 ay’da da bitebilir, yıllarca da sürebilir.
Siyasi İltica Hakkı, özgürlüklerin ortadan kaldırılması ve hayati tehditle karşı karşıya kalınması durumunda verilir. Yoksa, ticari anlaşmazlık gibi konular, Siyasi İltica Hakkı doğurmaz. Hatta, böyle bir başvuru incelemeye dahi alınmaz.
Cem Uzan’ın başvurusu, siyasi bir parti lideri olarak, tüm özgürlüklerinin elinden alındığı ve siyasi nedenlerle iktidar partisi tarafından hayatının tehdit altında tutulduğu iddiasını içeriyor olmalı. Başka türlüsü pek düşünülemez.
Fransa’nın, geçici dahi olsa bu başvuruyu dikkate alıp incelemesi dahi, Fransa’nın AKP iktidarına özgürlükler konusunda sabıkalı olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Paris, belki de inceleme sonunda bu başvuruyu reddedecektir, ancak yine de Türkiye’ye bakışındaki kuşkuculuk ortadan kalkmayacaktır.
Kamera yerine, tutanak olmaz mı?
Deniz Baykal, önümüzdeki hafta Başbakan ile Kürt Açılımını konuşacak. Ancak öylesine bir koşul var ki, nasıl üstesinden gelineceği bilinemiyor.
Baykal, bu görüşmenin kameraya kaydedilmesini istiyor. Dolmabahçe’deki Erdoğan- Büyükanıt görüşmesini hatırlatıp, ilerde kamuoyundaki yanlış anlamaların önlenebilmesi için, böyle bir önlemin şart olduğunu söylüyor. “Banda alalım, bir anlaşmazlık çıkarsa çıkarıp gösteririz” diyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ben pek tatmin olamadım.
Başbakan, bir olasılıkla Baykal’a belki de son derece önemli ve gizli bilgiler verecek. Bunların banda alınması dahi, bazı iştahları arttıracak. Bir süre sonra, bu bantların yayınlanması baskısı başlayacak.
Bunun yerine neden özel tutanak tutulmuyor ?
Her iki taraf beraberinde steno getirir ve bunlar her söyleneni not ederler. Hatta ,görüşme bitince aldıkları notları karşılaştırır ve doğruluğunu saptarlar. Bu tip zabıtlar dünyanın her yerinde ve tüm gizli görüşmelerde kullanılır.
Böylesi daha doğru olmaz mı ?
posta
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle