En Sıcak Konular

Ertuğrul Özkök


Ertuğrul Özkök
0 0 0000

Kimse bana şunu sormadı



GÜNLERDİR bir gazetecinin çıkıp bana şu soruyu sormasını bekliyorum.


“Siz Magazin Gazetecileri Derneği üyesisiniz. Bu son olaylar hakkında ne düşünüyorsunuz?”

Hayrettir, kimse çıkıp sormadı.

Akıllarına mı gelmedi, yoksa “Sorsak ulaşamayız” diye mi düşündüler bilmiyorum.

Önemli değil.

Onlar sormadı ben düşüncemi söyleyeyim.

¡   ¡   ¡

Ama önce, pazartesi sabahı Hürriyet’in sabah toplantısındaki tartışmayı aktarmalıyız.

Arkadaşlarımızın çoğu, bu olaylara neden olan magazin muhabirlerine karşı tepkiliydi.

Magazin Servisimizin müdürü Selim Akçin ise çok ilginç bir durumdaydı.

Bir kere, Timuçin Esen’e yapılan muamele ile Uğur Yücel’in başına geleni birbirinden ayırıyordu.

Uğur Yücel olayında kameramanların Uğur Yücel’in üzerine gittiklerini ve yaptıklarının doğru olmadığını söylüyordu.

Ancak öteki olayda bardan çıkan sanatçının da hataları bulunduğunu söylüyordu.

Selim Akçin, Orhan Olcay ekolünden gelen, benim çok sevdiğim, gazeteciliğini ve ahlakını beğendiğim bir meslektaşımdır.

Her zaman serinkanlıdır.

Onun görüşlerine değer veririm.

Dikkatle dinledim.

Ama fark ettim ki, yazıişlerindeki arkadaşların çoğunu yeterince ikna edemedi.

¡   ¡   ¡

Bu meslekte magazin gazetecilerine en fazla anlayışla yaklaşan insanlardan biri benim.

Son günlerde, gazetecilik anlayışımı eleştiren birçok yazı okuyorum.

“Sitcom” gazeteciliği kavramı eleştiriliyor.

Hiç itirazım yok.

Herkesin fikri kendine.

Ama ben artık bütün dünyada, tek tip gazetecilik anlayışının yıkıldığına inanıyorum.

İnandığım bir başka şey de magazin dediğimiz şeyin, hayatımızı renklendirmedeki etkisinin giderek artması.

Ben kendi payıma sadece Türkiye’dekileri değil, yurtdışındaki önemli magazin dergilerini de takip ediyorum.

Amerika’dan gelen her arkadaşım bana, “People”, “US” gibi dergilerin ABD baskılarını getiriyor.

Sabahları yürüme bandında yürürken bu dergilere bakıyorum.

Evet, magazin, hayatın en renkli taraflarından biri.

“Celebrity”, yani ünlülerin hayatı hepimizin ilgisini çekiyor.

Onların hikâyeleri, bizim hayatımızın renkleri haline geliyor.

Dernekteki arkadaşlarımdan ve öteki magazincilerden, şimdi yazacaklarımı, bu duygularımın ışığında okumalarını diliyorum.

¡   ¡   ¡

Geçen hafta yaşanan olaylar hiç hoş değildi.

Hatta “hoş” kelimesi çok masum kalır.

Bu kelimeyle yetinmek, yapılan işlere suç ortağı olmak anlamına gelir diye düşünüyorum.

Magazin gazeteciliği, insanların haklarına tecavüz etmek değildir.

İnsanları tuzağa düşürmek, onları zor durumda bırakarak perişan hallerini sergilemek değildir.

Magazin gazeteciliği, “aktif” bir eylem değil, “pasif” bir takip işidir.

Bu olaylarla ilgili görüntüleri izledim.

Ben, o sanatçıların tarafındayım.

Uğur Yücel gibi bir sanatçıya bunu reva gören bir gazetecilik anlayışının yanında olamam.

¡   ¡   ¡

Bu olaylar bize şunu gösteriyor.

Artık magazin gazeteciliğini çok ciddi biçimde tartışmalıyız.

Bu sözlerimden sakın, magazini, sıkıcı siyasi haberler düzeyine indirelim, resmi devlet ajansçılığı yapalım anlamını çıkarmayın.

Sadece, insanlara zarar vermeyen, kamuoyu önünde bizi haksız çıkarmayacak bir gazetecilik davranış biçimi bulalım diyorum.

Sonsöz:

Hâlâ Magazin Gazetecileri Derneği kartımı taşıyorum.

hurriyet



Bu yazı 1,140 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Ocak 2011 İslam’ın samimi sesi bu mektupta
    • 23 Eylül 2010 Hayır Ahmet, babanı sen öldürttün!
    • 2 Temmuz 2010 Halk avukatları silkeliyor
    • 1 Haziran 2010 Size sesleniyorum İsrailli dostlarım
    • 15 Mayıs 2010 O kitabı yeniden yayınlamak isterdim
    • 11 Şubat 2010 Postmodern faili meçhuller
    • 7 Ocak 2010 Eyvah, yine dil zaptiyeliği mi
    • 5 Ocak 2010 Önümüzdeki dönem yükselecek yazarlar
    • 3 Ocak 2010 Genel yayın yönetmeni nasıl gider
    • 9 Aralık 2009 Herkesin iki oy hakkı olmalı
    • 25 Kasım 2009 Ergenekon sanığı ile ortak hisler
    • 12 Kasım 2009 Bu da benim ilerleme raporum
    • 14 Ekim 2009 Kimse bana şunu sormadı
    • 1 Ekim 2009 Jurnalci gazetecilere yazıyorum
    • 16 Eylül 2009 Provokatör veya yoldaş
    • 11 Eylül 2009 Gazetecinin felaketi
    • 27 Ağustos 2009 Ben, gazeteci Ertuğrul Özkök
    • 28 Temmuz 2009 Cesur Türkler, cesur Kürtler
    • 16 Temmuz 2009 Manşet yapmamak doğru muydu
    • 8 Temmuz 2009 Kavgayı bitirmek için plan

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,964 µs