En Sıcak Konular

Ali Bulaç


Ali Bulaç
0 0 0000

Mozaik mi, kubbe mi?



Başbakan R.Tayyip Erdoğan'ın AK Parti Kongresi'nde yaptığı konuşma, haklı olarak büyük takdir topladı. Hemen belirteyim, benim de Türkiye'nin uzun yıllardan beri "işte buna ihtiyacı var" dediğim bir konuşma oldu.
Sayın Başbakan'ın konuşmayı yaparken samimi olduğunda hiç kuşku yok. Kürsüde siyasî kişiliğinden çok, bu ülkenin tarihsel değerlerini içselleştirmiş, önemine inanmış bir insan sıfatı öndeydi. Bir Başbakan olarak Sayın Erdoğan, bu konuşmayla Türkiye halkına karşı görevini yerine getirmiştir, bir siyasî olarak modern çağda geleneksel bakış açısının imkânlarını kullanarak bugün için çizilebilecek bir ufku çizmiştir. Bundan sonra bu konuşmanın gerisinde kalan herkes, 19. yüzyıl Avrupası'nda hapsolmaya devam edecektir.

Sayın Başbakan şu isimleri zikretti: Ahmed Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal, Hacı Bayram Veli, Yunus Emre, Mevlânâ, Sabahat Akkiraz, Tatyos Efendi, Cem Karaca, Ahmet Kaya, Mehmet Akif, Necip Fazıl, Nâzım Hikmet, Ahmet Hani, Said Nursi...

Daha önce Deniz Baykal da "Anadolu solu" adı altında Edebali'den, Yunus Emre'den, Ahmed Yesevi'den söz etti, herkeste bir heyecan uyandırdı. Fakat arkasını getiremedi. Başbakan Erdoğan'ın toplumun genelinde uyandırdığı olumlu havayı doğru tespit etmekte gecikmeyen CHP'liler de Kemal Kılıçdaroğlu'nun ağzından mukabil bir liste açıkladılar. Buna göre Türkiye mozaiğinde şu isimler yer alıyordu: Yaşar Kemal, N.Fazıl Kısakürek, Aziz Nesin, Ziya Gökalp, Yılmaz Güney, Mimar Sinan, Kul Himmet, Cemil Meriç, İdris-i Bitlisi, Mustafa Suphi, Agop Dilaçar vs.

CHP'nin bu işte geç kaldığını söylemek mümkün. Buna rağmen bu mukabil teşebbüs de olumludur. Böylelikle kutuplaşmaya mesnet gösterilen isimlerin atıfta bulunduğu farklı dünya görüşleri, inançlar ve siyasetlerin en azından bir çatı altında toplanabileceğini göstermesi bakımından önemlidir. Bu aşamadaki sorunumuz da budur zaten.

Fakat mesel şu ki, ister Başbakan ister Kılıçdaroğlu'nun listelerinin salt bir kültürel mozaiğe dayandığı ve mozaik modelinin postmodern çağda bizim gibi sosyo-kültürel havzaların içine düştüğü derin krizin aşılmasına yetmeyeceği konusunun bilinmemesidir. Mozaik yakın vadede, birbirimizin realitesini kabul etmek için kullanışlı olabilir, ama ne tarihte böyle bir model kurulabilmiştir ne bugün ve yarın kurulabilecektir.

Benim önerdiğim, Mimar Sinan'ın "Kubbe modeli"dir. Mozaik ayak altındadır, bir çekiç darbesiyle paramparça olur, parçalar dört yana dağılır. Zaten modern ulus devlet ve bugün Batı'nın bir türlü beceremediği mozaik modelidir. Modernite çeşitlilikleri dibe doğru bastırıp salt görüntülerini zeminde tutuyor, fakat zeminin de üstünü kendi silindiriyle dümdüz ediyor. Farklı unsurlar dikey olarak -bir bitki, bir çiçek gibi- toprağın üstüne çıkıp neşvü nema bulamıyorlar.

Kubbe modelini yıkmak kolay değildir, ama imkânsız da değildir. Yarım ve çeyrek onlarca kubbeyi ayakta tutan büyük kubbenin sırrı kilit taşındadır, yani modelin referansını teşkil eden Tevhid inancıdır. Kilit taşı, büyük kubbeyi -sosyo-politik yapıyı- birleştirir ve ayakta tutar. Büyük kubbe, yani sosyo-politik yapı da, ihata ve ihtiva ettiği yarım ve çeyrek kubbeleri -sosyo-kültürel çeşitliliği- ayakta ve bir arada tutar.

Osmanlı, bunun yakın tarihteki ve iyi bir örneğiydi. Fakat Osmanlı'dan önce bu modeli çok daha başarılı bir biçimde hayata geçiren Selçuklu, özellikle Artuklu-Mardin tecrübesidir. Tam da geçen hafta Mardin Valiliği (Hasan Duruer), Bahçeşehir (Prof.Dr. Bekir Karlığa) ve Galatasaray Üniversitesi'nin (Prof. Dr. Kenan Gürsoy) ve Kültür Konseyi'nin değerli Başkanı Prof. Dr. Metin Eriş'in ortak katkıları ve çabasıyla Mardin'de bu konuyu iki gün boyunca konuştuk.

Başbakan'ın konuşma metnini hazırlayanlar, reel durum dolayısıyla aceleyle mozaik motifini işlemişler, bu reel bir durumdur, ama referans alınacak model değildir. Mozaik modeli Hakikat'i parçalayan postmodernizmden besleniyor. Bize Hakikat'i, birliği çokluk içinde tezahür ettirecek, Kesret içinde Vahdet'i sağlayacak model lazım.

zaman



Bu yazı 1,052 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Nisan 2013 Neyin özgürlüğü?
    • 7 Nisan 2012 NATO'nun alan dışı stratejisi
    • 12 Kasım 2011 İdrak tutulması
    • 16 Temmuz 2011 Dört aktör
    • 25 Haziran 2011 Tiyatro bu
    • 19 Mart 2011 Afetler, felaketler!
    • 12 Mart 2011 Darbenin medya ayağı
    • 10 Mart 2011 Modelin altı parametresi
    • 7 Mart 2011 'Türkiye modeli'
    • 12 Şubat 2011 İhvan ve İslam korkusu!
    • 22 Ocak 2011 Kısır döngü
    • 13 Ocak 2011 Azınlık veya zımmi!
    • 10 Ocak 2011 Çatışmalar ve potansiyeller
    • 18 Aralık 2010 Başka bir dünya, başka bir iktisad!
    • 15 Kasım 2010 Diyanet'te 'yeni dönem'
    • 2 Ekim 2010 Millî Görüş'ten son kopuş!
    • 18 Eylül 2010 Ayrışmanın fotoğrafı
    • 2 Ağustos 2010 Askerler ve rolleri
    • 26 Temmuz 2010 Neden akletmiyoruz?
    • 24 Temmuz 2010 35. madde

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,307 µs