En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Günahsız olan ilk taşı atsın



Her akşam televizyon ekranı başında oturup sel felâketi görüntülerini izlemek yeterince yürek burkucu değilmiş gibi, her sabah konuya ilişkin 'politik' yorumları okumak gibi bir zorunluluğumuz da var. Masum kayıplarımıza üzülmek ve şimdi yaşananların bir kez daha tekerrürünü engelleyecek tedbirler üzerinde durmak yerine üzerinde yoğunlaşmamız istenen hep aynı konu: Kim sorumlu?

Cevabı en kolay soru bu oysa: Siz, ben, hepimiz, gelmiş geçmiş bütün yerel yönetimler, hükümetler... Hepimiz sorumluyuz, herkes sorumlu... Her beş-on yılda bir kabından taşarak gazabını kusan bir derenin ıslahını beceremediğimiz, zaptedilemez olduğunu bildiğimiz halde yoluna içlerinde yüzlerce insanın çalıştığı koca koca binalar inşa ettiğimiz ya da inşasına izin verdiğimiz için sorumluyuz...

O taraklarda bezi olmayanları da, derenin etrafından dolaşmayanlarımızı da sorumluluk halkası dışında tutmak mümkün değil. Örgütlenip sivil topluma dönüşerek yanlış yapanlara engel olmamak gibi bir yükümlülüğü var çağdaş insanın; bunu yapmamışsak görevimizi ihmal ettiğimiz için suçluyuz.

Hiç değilse bu sebeple “Suç kimde?” oyunu oynamaktan vazgeçip yaşanan felâketin gerçek sebebini araştıralım, benzer bir felâketin tekerrür etmemesi için neler yapılması gerektiğini belirleyelim...

Dünyamızda son yıllarda gözlerden saklanamayacak hale gelen bir 'iklim değişikliği' gerçeği var; mevsimler alışılmışın dışında özellikler göstermeye başladı. Daha önce küçük çapta yaşanan doğal âfetler biraz da bu yüzden felâket boyutuna erişebiliyor. Dünyanın en gelişmiş ülkesi ABD'de 'kasırga', 'hortum' ve 'sel' gibi âfetlere alışkın bölgelerde hiç alışılmamış felâketler yaşanması bir tesadüf değil.

New Orleans kenti 2005 yılında sele dönüşen kasırga âfetiyle neredeyse yeryüzünden silinecekti. Onbinlerce ev, binlerce araç yok oldu felâket boyutuna erişen sel yüzünden; resmi kayıtlara göre 1076 kişi de hayatını kaybetti. Aradan beş yıl geçmiş olmasına rağmen tarihi kent hâlâ kendine gelebilmiş değil...

Felâketin büyüklüğü sebebiyle uluslararası bir yardım kampanyası bile açılmıştı New Orleans için; Türkiye de kampanyaya 150 bin dolarla katılmıştı.

Sözün kısası şu: Felâket ayırım yapmadan her yeri vurabiliyor...

ABD'de New Orleans'ı felâkete sürükleyen süreçte hangi unsurların rol oynadığını biliyoruz; çoğu Washington'un yanlış siyasi tercihlerinden kaynaklanıyordu sebeplerin: Kentin sorunları için harcanacak kaynakları Irak Savaşı'na aktarmıştı Bush yönetimi ve büyük âfetlerde görev üstlenmek üzere kentte hazır tutulan Ulusal Muhafızlar geri hizmetler üstlenmek üzere Bağdat'a gönderilmişti.

Felâket kapıyı çaldığında kent halkı hazırlıksız yakalanmıştı.

İstanbul'daki âfet ise politik ayrım yapılmasını gerektirmeyecek kadar bir ortak suç ürünü. Şimdi parmaklarını siyasi iktidara doğrultmuş olan yayın grubunun merkez binası da inşaat yapılması tehlikeli olan dere yatağında ve su bastığında çalışanların hayatını kaybettiği atölye ve fabrikalarla komşu...

Ak Parti İstanbul il başkanının iş-ortağının selde hayatını kaybedenler arasında bulunması da gösteriyor ki, kimsenin kimseyi yanlış yapmakla veya gafletle suçlayacak hali yok.

İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın felâketten ders aldığı görülüyor; “Birilerinin canı yansa da acımasız olacağız” demesi bunun kanıtı... Bu kararlılığın herkes tarafından teşvik edilmesi gerekiyor.

Suçlu aramaya devam etmek isteyenlere bir uyarı: Hiç günahı olmayan ilk taşı atsın!


yenişafak



Bu yazı 898 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,995 µs