En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

'Korkunun dili'ni hortlatan parti: CHP



Sağduyu egemen olur ve CHP de -bütün birikimiyle- Türkiye için hayati önem taşıyan sorunun çözümü yönünde tavır belirler umudunda olanlarımız ağızlarının payını aldı. CHP lideri Deniz Baykal bir basın toplantısı düzenledi ve partisini çözümsüzlük platformuna yerleştirdi. Yalnızca çözüm arayışına karşı çıkmakla da kalmadı CHP, çözüme karşı bugüne kadar örneği pek az görülmüş şiddette bir mücadele yürüten MHP'nin hemen yanındaki yeri aldı.

Konuşması boyunca belli bir yabancı ideolojinin tekelinde olduğu bilinen 'korku dili'ni kullanmakta bir sakınca görmeyen Deniz Baykal AK Parti tarafından başlatılan MGK destekli çözüm sürecinin derhal durdurulmasını istiyor.

Bazı yabancı kuruluşların kaşıdığı bir konu olarak görüyor çözüm arayışını Baykal; amacının da ülkenin birlik ve beraberliğini berhava etmek olduğuna inanıyor. Ayrışmaları tetikliyor ve etnik kimlikleri olması gerekenden daha önemli hale getiriyormuş süreç; anayasanın bazı maddeleri değiştirilecek ve anadilde eğitimi devletin vermesi söz konusu olacakmış...

“Irak'ta, Yugoslavya'da ne çıktıysa, bu sürecin sonunda Türkiye'de de o çıkar” da dedi, diyebildi CHP lideri... “Toplumda yaygın destek buldu, MGK da destek verdi” diyeceklere hazırladığı tehdidi savurdu: “Sürece destek verenler ve göz yumanlar tarihi bir ayıbın vebalini üstlenirler.”

Konuşmasının başlarında sürece ilişkin en temel eleştirisini 'ucu açıklığı' ve 'içeriğinin belli olmaması' noktaları üzerinde yoğunlaştıran bir liderin, içeriği belli olmayan ucu açık bir süreci 'içerik' değerlendirmesine tâbi tutması gerçekten garip... İçeriği zaman içerisinde belli olacaksa, ağır eleştirilere muhatap ettiği sürecin neleri kapsayacağına dair ayrıntıları nereden biliyor Deniz Bey?

Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiği görülüyor. Ya terör belâsından kurtulup istikrarını pekiştirecek ve refahı tabana yaygınlaştıracak, ya da kronik sorunlarıyla kısır gündemlere kendisini hapsedecek... Uluslararası ortam da, halkımızın kazandığı kendine güven de ilk seçeneğin kolayca gerçekleşebileceğini düşündürüyor. Hükümetin yürüttüğü açılım bu yönde bir arayış...

Peki CHP'nin teklifi ne?

Deniz Baykal'ın uzun konuşmasından çıkan sonuç, CHP'nin varolan sorunla bugüne kadar nasıl başetmeye çalışıldıysa aynı yolda devam edilmesi dışında bir önerisi olmadığı... 1989 yılında hazırladıkları 'Kürt Raporu' başlıklı çalışmaya sahip çıkıyor, ama içinde yer alan tespit ve değerlendirmeleri yeniden yorumlayarak...

Anlaşılan o ki, CHP iktidar olursa, MHP'nin de alternatif olarak teklif ettiği gibi, dağlardaki çatışmalar sürecek... Anneler ağlamaya devam edecek yani...

“Demokrasi mi?” diye sorup “Hayır, bu yapılanın demokrasiyle ilişkisi yok” diyor CHP lideri, “Avrupa Birliği de bizden bu konuda herhangi bir adım atmamızı istemiyor” diye de ekliyor... Amerika'da faaliyet gösteren bir düşünce kuruluşunun (Atlantic Council) yaptığı bir çalışma proje haline dönüşmüş; Ak Parti iktidarına da projeyi uygulamak düşmüş...

Olay bu kadar basit yani.

CHP'nin (MHP'nin de) şiddetle karşı çıktığı bu 'Kürt açılımı' kadar toplumdan yaygın destek gören pek az konu olmuştur. Saplantılı belli tipler dışında her eğilimden aydınlar, konuya ilgi duyan neredeyse bütün sivil toplum örgütleri, en önemlisi de Türkiye'nin dört bir köşesinde yaşayan insanlar, anlamsız yere akan kanı durdurmayı amaçladığını fark ettikleri sürece sahip çıkıyorlar...

Şimdi Baykal'ın bu açıklamalarından sonra CHP tabanının, CHP'de politika yapanların ve parti örgütlerinin, sandıkta CHP'yi tercih edenlerin toplumun genelinden farklı bir tavırları olup olmadığını öğrenmeye sıra geldi. Baykal'ın konuşmasını CHP'liler nasıl buldu acaba?

Bunu öğrenmek de bir kazanım.

yenişafak



Bu yazı 841 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,321 µs