En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Hani ‘Cumhuriyet’in 11 Eylül’ü’ idi?



Danıştay 2. Daire üyesi rahmetli Yücel Özbilgin’in ölümüne neden olan Danıştay Baskını 17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirildi.

Saldırıdan tam iki gün önce, o zaman çalıştığım Sabah Gazetesi’nde “Artık Aczimendileri bekliyorum...” başlıklı yazıda aynen şöyle yazıyordum:

“Çocukları Erzincan’da yitirirken, Şırnak’ta Cudi Dağı’nda da dört gencecik asker yitip gitti.

Ölümlerle Türkiye’yi Kürt-Türk diye germek şahinleri kesmemiş olmalı ki Cumhuriyet Gazetesi’ne de yeni bir bombalı saldırı daha yapıldı.

Demek ki, bir yandan da laik şeriatçı ayrımına dayalı ikinci bir toplumsal kriz de devreye sokulmak isteniyor.

Doğrusu, 28 Şubat’ın önemli dönemeçlerinde otobüslere binip binip Ankara’ya giden, 28 Şubat sonrasında da tamamıyla ortadan kaybolan Aczimendileri de bir zaman içinde yeniden sahnede görebileceğimizi düşünüyorum.”

***

Daha sonra bu melanetli baskının ardından yazdığım yazılarda da “devlet kökenli ve devlet irtibatlı şahısların ortalıktaki bu örgütlerini kullanan kullanana... Anlaşılan son Danıştay vahşetinde de böyle oldu” tespitini yapıp...

“Çeteleri sorgulamadan, bu hastalıklı zihniyeti cezalandırmadan, Danıştay cinayetinin arkasındaki bataklığı temizleyemezsiniz” vurgusunda da ısrar ediyordum.

***

Tam tersinde de ısrarlı olanlar vardı...

Örneğin, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Danıştay Baskını ertesinde bizlerin bunca endişesine hiç aldırmadan, hiç sektirmeden teşhisi koymuş, tam gaz yayına başlamıştı bile...

Nitekim baskının ertesi günkü yazısının başlığı “Cumhuriyet’in 11 Eylül’ü” idi.

Yazıdaki birkaç cümle de şöyleydi:

“Ve bu fanatizm çetelesinin son maddesi de dün yazıldı.

Bugüne kadar hiçbir hâkim veya savcı, dindarların lehine karar verdi diye cinayete kurban gitmedi.

Ama Danıştay’ın türbanla ilgili kararını veren beş üyesi, toptan katliam saldırısına uğradı.

Bu çetele karşısında tarafsız kalmamız mümkün mü?”

***

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, saldırı ile Ergenekon Çetesi arasında ortaya çıkan onca kuvvetli delile rağmen, garip bir ısrar ve aceleyle Danıştay Davası’na “din devleti” ekseninde bakmakta ısrar etti.

Ama mızrağın çuvala sığacak hali yoktu...

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen kararı oy birliğiyle bozdu.

Dairenin kararında, “tüm dosya kapsamına göre sanıkların mensubu bulundukları iddia edilen örgütün niteliği, atılı suçların vasfının belirlenmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi yönünden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan ‘Ergenekon Davası’ ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında, öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna” işaret edilmişti.

Dün bu istek yerine getirildi ve Danıştay Davası artık Ergenekon’un bir parçası haline geldi.

***

Bu ihtimal, daha saldırıdan üç gün önce bana, 15 Mayıs 2006 tarihinde, “Artık Aczimendileri bekliyorum” diye yazdıracak kadar aşikâr iken, bunu, alelacele “Cumhuriyet’in 11 Eylül’ü” diye nitelemek ve tüm Ergenekon sürecinde de aynı tutumu devam ettirmek çok garip değil mi?

Acaba, Danıştay Baskını’nın gerçek yüzünün ortaya çıkmasının “Ergenekon’un 11 Eylül’ü” olmasından mı ürküyorlar?

star



Bu yazı 874 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,576 µs