En Sıcak Konular

Hasan Celal Güzel


Hasan Celal Güzel
0 0 0000

YÖK'ü alkışlıyorum



Yüksek Öğretim Kurulu  (YÖK ), tarihî bir karara imza attı ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlayarak yüksek öğretimde girişte uygulanan ‘katsayı farkı’ nı ortadan kaldırdı. Bu kararı ile YÖK artık ‘Yüksek Öğretim Komiserliği’ olmaktan kurtulmuş, gerçek anlamıyla akademik bir kurul hâline gelmiştir.
28 Şubat Darbesi’nin bir ürünü olan antidemokratik katsayı farkı uygulaması 1998 yılında başlatıldı. Maksat İmam-Hatip Okulu düşmanlığıydı. Önce ‘kesintisiz eğitim’ bahanesiyle İmam-Hatiplerin orta kısmı kapatılmış; daha sonra da bu uygulamayla meslek liselerine alanları dışındaki yüksek öğretim okullarına girişi zorlaştıran katsayı farkı ortadan kaldırılarak eşitlenmiş oldu.
28 Şubat YÖK’ünün bu haksız uygulaması, sadece İmam-Hatip mezunlarının mağduriyetine sebep olmamış, aynı zamanda 10 yıl içinde bütün orta dereceli meslekî-teknik öğretimi baltalamış ve orta dereceli vasıflı insangücü/işgücü açığı verilmesine sebep olmuştu.
Yeni uygulamayla üniversiteye giden bütün öğrenciler için eşit şekilde 0.15 katsayısı uygulanmasına karar verildi. Buna göre, lisede sözel, sayısal ya da eşit ağırlık bölümlerinde okuyanlar ve meslek lisesi öğrencileri, puanlarında hiç düşme olmadan istedikleri fakülteyi tercih edebilecekler. Ayrıca, meslek liselerine kendi alanlarına münhasır kalmak şartıyla 0.06 puanlık bir avantaj da sağlanıyor.
***
YÖK’ün bu tarihî kararı neticesinde şu önemli değişiklikler meydana gelecektir:
1. Öncelikle bu karar Türkiye’nin demokratikleşmesi bakımından çok önemli bir adımdır. Zira 28 Şubat’ın baskıcı uygulamalarının en önemlilerinden birisi ortadan kaldırılmıştır. Daha önce de eski Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik zamanında YÖK’ün haksız uygulamasını önlemek için kanun çıkarılmak istenmiş, ancak ne yazık ki Genelkurmay Bildirisi yüzünden bu yapılamamıştı.
2. ‘Fırsat eşitliği’, hem demokrasinin hem de eğitimin vazgeçilmez temel ilkelerinden biridir. Bu kararla yüksek öğretime girişte fırsat eşitliği sağlanmıştır.
3. Bir eğitim sisteminde ‘sosyal talep’ dikkate alınmaz, demokratikleşme sağlanmaz ve ‘yatay-dikey geçişler’ serbest bırakılmazsa, aynen serbest piyasa ekonomisinde olduğu gibi, ‘insangücü talebi’ne uygun sayı ve nitelikte insangücü yetiştirilemez ve ekonominin ‘insangücü açığı’ devam eder. Komünist ve faşist rejimlerdeki zorunlu insangücü plânlaması hep fiyaskoyla neticelenmiştir. Artık, insangücü piyasasında arz-talep eşitlenebilecektir.
4. Faşizan katsayı farklılığı uygulaması, İmam-Hatiplileri mağdur edelim derken, bütün meslekî-teknik orta öğretimi de mahvetmiş; son on yılda meslekî-teknik liselerden genel liselere öğrenci kayması olmuş ve sonuç olarak orta seviyeli meslekî-teknik işgücü açığı ortaya çıkmıştır. Artık bu karardan sonra, orta öğretimde meslekî-teknik ağırlık tekrar sağlanabilecektir. Bu durum, bazı cahillerin zannettiği gibi yüksek öğretim talebini arttırmaz, bilâkis orta dereceli meslekî-teknik öğretim mezunlarının önündeki engeli kaldırıp gerekli motivasyonu sağlayarak orta dereceli işgücü arzını arttırır.
5. İmam-Hatip mezunlarına gelince, elbette diğer meslek liseleri gibi İmam-Hatip lisesi mezunları da, bu kararla mağduriyetten kurtulacaktır. Bundan daha tabiî ne olabilir? Devletin resmî okullarına gösterilen bu düşmanlığın mantıklı bir açıklamasını yapabilir misiniz? Eğer bu okullar gerçekten zararlı ise neden kapatılmamış, darbe dönemlerinde bile eğitimlerine niçin devam ettirilmiştir? İmam-Hatipliler de diğer bütün öğrenciler gibi bizim çocuklarımızdır. Onlara kucak açmak zorundayız. YÖK’ün bu kararı, jakoben oligarşinin siyasallaştırdığı bu tartışmaya da nokta koymuştur.
***
YÖK’ün bu iyiniyetli tarihî kararında, zaman içinde düzeltileceğine inandığımız bazı eksik noktalar da vardır. Şöyle ki;
1. Orta öğretim başarı puanının düşürülmesi, Millî Eğitim Bakanlığı’nın son 6 yıllık reform programına uygun değildir. Bu durum, tekrar dershanelere avantaj sağlayıp öğrenciyi okuldan uzaklaştırabilir. Bizce doğru olan, ortak katsayının 0.3 olarak alınmasıdır.
2. Meslek liselerine kendi alanlarıyla ilgili sağlanan 0.06’lık avantaj, motivasyon teşkil etmeyecek kadar düşüktür. Bunun hiç olmazsa 0.12 olarak tespit edilmesi faydalı olur ve meslekî-teknik liselere akışı hızlandırır.
3. Meslek lisesi mezunlarının kendi alanlarındaki 2 yıllık meslek yüksek okullarına sınavsız girmesi uygulamasına devam edilmelidir.
***
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ı ve karar lehinde oy kullanan YÖK üyelerini candan tebrik ediyor ve alkışlıyorum.

radikal



Bu yazı 1,148 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2012 27 Mayıs'ın hesabı sorulmalıdır
    • 5 Mayıs 2012 Darbeciler! Ordu artık hizmetinizde değil...
    • 29 Ekim 2011 Dikkat! PKK'nın tuzağına düşmeyelim
    • 3 Aralık 2010 Hedefteki ülke: Türkiye
    • 26 Ağustos 2010 Kardeş Pakistan'ın yardımına koşmalıyız
    • 27 Haziran 2010 Oyunun hedefinde iktidar ve Başbakan var (2)
    • 17 Haziran 2010 Terör ve politika
    • 27 Mayıs 2010 50 yıllık utanç: 27 Mayıs
    • 13 Mayıs 2010 Rusya ile tarihî anlaşma
    • 6 Mayıs 2010 CHP-MHP-BDP koalisyonu
    • 20 Nisan 2010 Kıbrıs'ta beklenen sonuç
    • 16 Nisan 2010 'Nerede muhabbet, orada Muhammed'
    • 11 Nisan 2010 CHP ve MHP'ye son Anayasa çağrısı
    • 8 Nisan 2010 Baykal'ın uzlaşma teklifi üzerine
    • 25 Mart 2010 Anayasa reformuna neden karşı çıkıyorlar? (1)
    • 12 Mart 2010 12 Mart Muhtırası
    • 4 Mart 2010 Ermeni iftiraları konusunda bayatlamış Amerikan politikası
    • 21 Şubat 2010 AK Parti'yi kapatma hazırlıkları
    • 31 Ocak 2010 Fişleme üzerine...
    • 21 Ocak 2010 Bu iddialar cevapsız bırakılamaz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,473 µs