En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Fikri yok ama edebi var!



Benim için Yalçın Doğan sakallı bir adamdır. Başka da bir şey değildir. Kendisini tanımam. Yazılarını okumam. Düşüncelerini tartışmaya değer bulmam.

Bir düşüncesi var mıdır?

Bir gazetecidir.

Bir gazetecinin çapı, ağırlığı, ‘müktesebatı’ neyse, muhtemelen o kadarına sahiptir.

Bugün de, anlaşılacağı üzere, daha önce hiç müşerref olmadığım kıymetli Yalçın Doğan’la uğraşacağım. Hani, ‘küçük adamlar kişilerle, büyük adamlar fikirlerle uğraşırlar’dı ya...

Ben de ‘küçüklük raconuna’ uygun bir şey yapacağım ve Allah ne verdiyse yükleneceğim Yalçın Bey dostumuza.

Bu, sadece benim küçüklüğümden kaynaklanan bir durum değil tabii... Ortada fikir de yok ki, nesiyle uğraşacaksın.

Hadi bana Yalçın Doğan’a ait, içinde ‘fikir’ zerrecikleri de bulunan birkaç cümle getiririn, şahsını vareste tutayım bu işten.

Getiremezsiniz.

Kaldı ki dostumuz da pek iddialı değil fikir konusunda... Sadece mahallesini savunuyor. Cumhuriyet okulundan yetiştiği ve bir ‘misyon’la donandığı için, misyonuna uygun işler yapıyor.

Mesela?

Ülkemizde ilericiler var, gericiler var... İlericiler, adı üstünde, Türkiye’yi ileriye taşımaya çalışırken; gericiler bu süreci tersine çevirmeye uğraşıyor... Bu gericiler, aynı zamanda ‘karşıdevrimci’ oluyorlar ve ‘sağcı’ bilinen partilerin etrafında kümeleniyorlar... Sağcı partiler de, malum, Başsavcımızın da buyurduğu gibi, ‘zaman zaman ekonomiyi öne çıkararak güzel laikliğimizi gündemden düşürmeye’ cüret ediyorlar. İlerici bir gazeteci olarak Yalçın Doğan da, ister istemez, Türkiye’yi ileriye taşımaya çalışanların yanında saf tutuyor.

Budur Yalçın Doğan’ın özeti.

Bunları ‘düşünce’ yerine koyup tartışır mısınız, durumun öyle olmadığına ilişkin Ülgener’lerden, Küçükömer’lerden, Berkes’lerden, Mardin’lerden kanıt mı getirirsiniz (bence ciddiye almanız gerekmez), Yalçın Doğan’ın ismini Özdemir İnce’nin yanına mı yazarsınız, bilmem...

Ben şimdi, ‘Basın Konseyi’nden kınama cezası alan Yalçın Doğan dostumuzu savunmak istiyorum.

Hem savunmak, hem de birazcık dalına basmak...

Evet, yanlış duymadınız... ‘Yargı’ kurumlarından rol çalıp kendi kendine mahkemecilik oynayan Basın Konseyi, bir kınama cezası da, ‘cezadan muaf’ olan Hürriyet gazetesinin yazarı Yalçın Doğan’a kesmiş.

Ben olsam, ‘Siz de kimsiniz? Beni yargılama hakkını nereden alıyorsunuz?’ der, gönderdikleri mahkeme ilamını parça pinçik edip suratlarına çarpardım.

Fakat, Yalçın Doğan yapmaz... ‘Uslu çocuk’ kategorisinde bulunduğu için buna yeltenmez.

Kaldı ki, ‘Basın Konseyi, Doğan Grubu yazarlarına diş geçiremiyor’ efsanesinin yıkılması, Basın Konseyi’nin de dosta düşmana ‘tarafsızmış gibi’ görünmesi gerekiyor.

Peki, Yalçın Doğan ne yapmış ki, ‘grup içi kınama cezası’yla ödüllendirilmiş?

Ne yapacak, ‘Yalanyolu TV’ ve ‘O kanal olacakları biliyor’ başlıklı iki yazı yazarak, muhataplarına hakaret etmiş... Daha doğrusu, Basın Meslek İlkeleri’nin, ‘kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez’ şeklindeki hükmünü çiğnemiş.

Görüyorsunuz değil mi?

Hem hakaret ediyor, hem de espri girişiminde bulunuyor.

Fakat, hakkını yemeyelim yine de... Her ağzını açışta ‘müptezel’ diye saydıran pisliğin yanında Yalçın Doğan, ‘gerçek fikir adamı’ ve ‘ahlak abidesi’ gibi duruyor...

Fikri yok ama, azıcık da olsa edebi var...

star



Bu yazı 967 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,424 µs