En Sıcak Konular

İsmail Küçükkaya


İsmail Küçükkaya
0 0 0000

'Çözüm' denildiğinde ne anlayacağız?



Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 11 Mart'ta İran'a giderken, 'Kürt sorunuyla ilgili bir açılım' sinyali vermiş ve 'Önümüzdeki günlerde çok iyi şeyler
olacak' demişti.
Gül, üç gün önce Prag'dan dönerken yine uçaktaki sohbetinde, 'Kürt sorunu Türkiye'nin
birinci sorunudur. İyi gelişmeler olması lazım ve olabilir. Herkes işin çok daha
farkında. Devlet içinde
herkes birbiriyle çok daha açık seçik konuşuyor' açıklamasını yapıp, '2009'un çözüm bulma açısından kritik önemde olduğu' mesajını verdi.
Satır araları iyi okunduğunda, Başbakan Erdoğan'ın kimi sözleri ve hükümetin bu eksendeki adımları, Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un yaklaşımları aynı paralelde ilerliyor.
Bu süreci eski komutanların, Güneydoğu politikasına ilişkin özeleştirileri başlattı aslında.
ABD ve AB'den gelen işaretler, Karayılan'ın son açıklamaları, Kuzey Irak bağlamında
yaşananlar gerçekten önemli bir takım gelişmelerin arifesinde
-veya tam ortasında- olduğumuzu gösteriyor.
Peki 'çözüm' denildiğinde ne anlayacağız?
'İyi şeyler' tanımlamasının içine neler giriyor?
'AyrIlIkçIlIk'
rafa kaldIrIlIrsa...
Ankara'nın, Irak'ın, Irak'ın kuzeyinin, DTP'nin, PKK'nın, ABD ve AB'nin kafasında ayrı bir Kürt sorunu var. Dolayısıyla 'çözüm' lafını duyduğumuzda farklı yaklaşımları anlıyoruz.
Oysa değişim burada başlıyor.
Galiba bu kez, 'ortak
payda' arayışı hızlandı, 'sorunun temeline' ve ona yönelik
'çözüm modeline' ilişkin anlayış birliği oluşturuluyor.
Önce, 'Ankara kendi içinde bütünlük' sağladı. Asker-sivil aynı pencereden bakıyor. Üniter yapıya zarar vermeden ciddi açılımlar için karar alınmış. Buna uygun zemini hazırlamak adına karşı tarafların da 'ayrılıkçılık' veya 'federatif yapı' talepleri rafa kaldırıldı. Tüm taraflar
'olmazları' gördüler.
Irak'ın kuzeyi, DTP ve hatta PKK çok açıkça, yıllardır dile
getirdikleri bu isteklerinden
vazgeçtiklerini söylediler.
Irak'ın toprak bütünlüğü de sağlanıyor, Kuzey Iraklı Kürtler bağımsız 'devlet kurma iddiasını' bıraktılar. Genel çerçeve bu. En can alıcı noktaya ulaşılması ABD'nin devreye girmesiyle sağlandı.
ABD istemeden bölgede bağımsız bir Kürt devleti kurulamazdı. Bunu gerçekleştirmeleri halinde Türkiye'yi kaybederlerdi. Kamuoyunun ne kadar bilinçli olduğunu anladılar.
Ayrıca, reel politik bakımından Türkiye'nin karşı çıktığı hiçbir yeni devlet buralarda yaşayamaz. Bunu da herkes gördü, kabul etti. 'Ayrılıkçılık fikri tartışma dışına çıkarılınca' diğer açılımlar için fırsat doğdu. Türkiye şimdi, olaya, 'güvenlik perspektifinin ötesinde' bakmaya başladı.
Bir yandan da Ankara, Irak'ın kuzeyi ile ilişkilerini normalleştirecek.
Türkİye'nİn
sorunlarI masada
Olayların sistematik akışı, Washington ve Ankara arasında 'zımni bir anlaşma' yapıldığını gösteriyor. Dikkat ediniz, Ankara'nın dış politika sorunları hızla çözülme aşamasında. 'Mutlak çözüm formülleri' yok; ama kronik hale gelmiş diplomasi dosyaları müzakere masasına getiriliyor. Irak konusu ve Ermenistan meselesi bunların başında geliyor.
Ankara, 'dış politikasını esir alan' bu prangalardan kurtulma hesabında. Komşularıyla 'sıfır sorun' yaklaşımı
izliyor. Elbette böylesi çetrefilli konular masaya gelince, başka sorunları doğurur. Azerbaycan bunun canlı örneği.
Küresel güç aktörleri, Ortadoğu'da ve Kafkaslar'da komşularıyla sorunlarını çözmüş bir Türkiye'nin gerekli olduğunu anlamış olmalı. Müslüman bir halkın demokratik-laik cumhuriyetinin küresel düzen açısından ne anlama geldiğini gördüler.
Kürt sorunu, PKK bağlamından kopartılıyor.
ABD Irak'tan çekiliyor. Bölgesel güçlerin devreye girmesi bekleniyor. O da öncelikle Türkiye.
Bu role soyunması için Ankara'nın kendi iç PKK meselesini halletmesi gerekiyor. Zira, Ankara'nın her bir sorunu aslında Ortadoğu'nun bir problemidir.

Erdoğan ve Başbuğ'un buluşma noktası

TÜM sinyaller PKK terör örgütünün tasfiye edileceğini gösteriyor. Artık işlevsiz kaldı çünkü. Terör yoluyla bir devlet kurulamaz. Şimdi siyasal zeminde mücadele hızlanıyor. Terör yöneticileri yeni resmin bir yerinde kendilerine rol arıyor. Karayılan'ın açıklamalarını böyle anlayalım. 
Yerel seçimlerde ortaya çıkan sonucun bir anlamı var. Devletimiz onu yorumluyor.
Elbette, 'Bu konuda çözüm çözümsüzlüktür' diyenler olabilir. Ancak devletin zirvesindeki 'ortak akıl' artık farklı düşünüyor.
Dünya siyasetine yön verenler de Ankara'yla ortak zeminde buluştu.
Yeni politikalar, bölücü terör yanlılarının yıllardır kullanageldikleri tezleri ortadan kaldıracak. 'Devletin uygulamaları silahtan başka seçenek bırakmıyor' tezi inandırıcılığını iyice yitirecek.
Etnik milliyetçi bir siyaset izleyen ve terörle arasına mesafe koyamayan DTP'nin beslendiği halk talepleri, devlet tarafından DTP hiç muhatap alınmadan gerçekleştirilecek. Bu noktada 'bireysel talep ve hak' kriteri uygulanacak. Devlet ve hükümet doğrudan halkı muhatap alacak. Başbakan Erdoğan ve Başbuğ'un buluştukları yeni nokta burası.

akşam



Bu yazı 919 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Haziran 2012 ABD denklemin neresinde?
    • 27 Nisan 2012 Siyaset neden dine tutuldu?
    • 11 Nisan 2012 İşte baş döndüren Suriye diplomasisi
    • 1 Nisan 2012 Türk futbolunu kurtarma paketi
    • 5 Mart 2012 İşte önümüzdeki 6 ayın yol haritası: Başbakan'ın 'tek devlet' stratejisi
    • 13 Şubat 2012 Oslo üzerinden MİT krizi analizi...
    • 6 Şubat 2012 Kimlerin uzun tutukluluğu bitiyor?
    • 21 Kasım 2011 Türkiye bölünür mü büyür mü?
    • 23 Mayıs 2011 MHP neden hedef tahtasında?
    • 18 Nisan 2011 'Doğu Çözümü'
    • 11 Nisan 2011 Başbakan'ın liste stratejisi
    • 17 Mart 2011 Başbakan'dan 'askerle diyalog' yorumu: 'Çok yakın çalışıyoruz'
    • 28 Şubat 2011 Erbakan'dan sonra Türk siyaseti
    • 21 Şubat 2011 Seçimin sürprizi ne olabilir?
    • 4 Şubat 2011 Başbakan Erdoğan'ın planı
    • 5 Ocak 2011 2011'de nasıl bir MHP?
    • 22 Kasım 2010 CHP ile MHP arasını açmalı
    • 13 Ekim 2010 Sarı Lacivert'in Doğu açılımı
    • 16 Ağustos 2010 Şehitlerimiz ve referandum...
    • 13 Mayıs 2010 Operasyona açık siyaset

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,637 µs