En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

Ergenekon'u Saylan'ın fotoğrafı örtemez



Ergenekon'un her büyük dalgası sert tartışmalara neden oluyor. Akademisyenleri hedef alan 12. dalganın kopardığı fırtına kolay dinecek gibi değil.

Son operasyonda dördü rektör 8 kişi 'darbeye teşebbüs'ten tutuklandı. Darbelerle yoğrulan bu topraklarda cuntalarla üniversiteler arasında bir ilişkiden söz etmek mümkün. Bütün darbeciler üniversitelerle işbirliği arayışına girmiştir. 27 Mayıs veya 12 Eylül'e kadar gitmeye gerek yok, 28 Şubat'a bakın...

Bu süreç, kimi üniversite yöneticilerinin darbecilerle ne denli içli dışlı olduğunu gösteren zengin örneklerle dolu... Ayrıntıya girmeden dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ü hatırlatmak yeter sanıyorum.

Son dalgada içeri alınan rektörler, akademik faaliyetleri nedeniyle tutuklanmadı. Atatürkçü, laik veya Kemalist oldukları için takibata uğramış değiller. Herhalde Türkiye'de Atatürkçü, laik rektör dört kişiyle sınırlı değil.

Her demokratik ülkede darbe en ağır suç... Eğer iddialar doğruysa darbecilerle ilişkiye giren, onlara destek çıkan üniversite yöneticilerinin tutuklanmasından daha doğal ne olabilir?

Şaşırtıcı olan, bu özelliklere sahip kişilerin rektör olarak nasıl atandığı... Altında imzası bulunan eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, atamasını yapacağı kişiler hakkında araştırma yaptırır, resmî kurumlardan istihbarat raporları isterdi.

Doğrusu üniversiteleri darbe yanlısı isimlere emanet etmesi anlaşılır gibi değil. Ondan önceki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sicili de pek parlak değil. Nitekim Prof. Mehmet Haberal'ın gözaltına alındığını duyar duymaz, İstanbul'a uğurlamak üzere havaalanına koştu.

12. dalgada en çok konuşulan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan'ın evinin aranması oldu. Hâlâ da gündemin en ön sıralarında... Saylan, gazetelerin manşetlerinden düşmüyor, ekranlar sabah akşam sürekli ondan söz ediyor.

Kimdir Saylan?.. Aslında o, kamuoyunun çok yakından tanıdığı bir isim. Bir süredir ciddi sağlık problemleriyle boğuşuyor, yaşı da epey ilerlemiş durumda. Görünen o ki; derneğin faaliyetleri Ergenekon kapsamında mercek altında... Operasyonların Saylan'a uzanması bu yüzden.

Acaba dernekle Ergenekon arasında bir ilişki var mı? Bilmiyoruz. 'Çağdaş yaşamı' katı ideolojik düşüncesiyle sınırlı gören Saylan'ın toplumun kutsallarıyla barışık olmadığını söyleyebilirim. Ancak evinin aranmasının sebebi bu değil.

Bazı haberlerde burs verdiği öğrenciler arasında PKK'lıların varlığından söz ediliyor. Herhalde bu görmezden gelinemez. Ciddi bir iddia...

Evinin aranması, görünürdeki eğitim faaliyetleriyle ilgili olamaz. Bazı projelere bizzat Milli Eğitim Bakanlığı'nın destek verdiğini biliyoruz. Asıl soru şu; Dernekle Ergenekon arasında nasıl bir ilişki var? Eldeki bilgiler bu soruya cevap vermek için yeterli değil. Hiç şüphesiz gerçeği yargı süreci aydınlatacak.

Türkan Saylan'ın evinde yapılan aramanın çok kimsenin vicdanında yankı bulduğu doğru. Hoş bir durum değil tabii. Böyle bir görüntü kimseyi memnun etmez. Cumhuriyet mitinglerinde darbecilerle arasına sınır koydu. Ancak öncesinde tehlikeli sularda dolaştığını söyleyenler de var.

Evinin aranması rahatsız edici olabilir. Ama Saylan'ın tekerlekli sandalyedeki hasta görüntülerinin üzerinden Ergenekon'a karşı bir savunma hattı oluşturma gayreti de rahatsız edici değil mi? Ergenekon'u sulandırmak isteyen kimi çevreler, olayın insanî boyutundan ve ortamın psikolojisinden yararlanma çabası içinde. Operasyonların en zayıf halkasından hareketle psikolojik barikat oluşturma stratejisi aslında her büyük dalgada tekrarlanan bir davranış.

Ergenekon davasından hoşnut olmayanlar şimdi de Türkan Saylan'ın arkasına sığındı. Türkan Saylan'ın görüntüsü, Ergenekon'un fotoğrafı olamaz. Bu yöndeki çaba boşuna...

Operasyonlarda kimi tartışmalar çıksa da Ergenekon, ciddi bir davanın adı.

O fotoğraf Ergenekon'u örtemez. Ergenekon Türkan Saylan değil; Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Veli Küçük'tür.

zaman



Bu yazı 1,009 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,338 µs