En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Max Weber ve Genelkurmay



Bugün Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Harp Akademileri'nde önemli bir konuşma yapacak. Alışageldiğimiz türden "önemli" bir konuşma.
Zira, her yıl Genelkurmay başkanları, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurmay birikiminin zirvesini temsil eden bir konuşmayı, burada yapıyor. Harp Akademileri, ordunun gelecekteki yüksek komuta kademesinin, en yüksek düzeyde eğitimden geçtiği yer. Bu yüzden mekân, konuşmanın ağırlığına denk. Global vizyonu açık ve gelecek öngörüleri sağlam bir yüksek strateji ufku, her yıl bu konuşmanın içine yerleştiriliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri zor bir dönemden geçiyor. Ergenekon soruşturmasının cevabını aradığı soruların birçoğu TSK'nın içine uzanıyor. Güneydoğu'da devam eden kazılar, asker üniforması ile işlenen cinayet iddialarını gün ışığına kavuşturma amacı taşıyor. Soruşturmanın diğer tarafı bir "askerî darbe" kovuşturmasına dönüşmüş durumda. Üstelik darbe için cinayet planları yapan, ülkenin savunmasını iktidar hırsı ile tehlikeye atan askerlere dair kanıtlar irdeleniyor. Bu yüzden İlker Başbuğ'un konuşmasının içeriğini, büyük ölçüde bu badirenin belirleyeceği beklenebilir. Genelkurmay Başkanı komuta ettiği ordunun itibarını, güvenilirliğini ve belki de en önemlisi Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda caydırıcılığını muhafaza etmek zorunda. Türk ordusunun itibarını ve güvenilirliğini sağlayan ana unsur, ordunun üstlendiği aslî görevleri. Türkiye tehlikeli bir coğrafyada, güçlü bir orduya ihtiyaç duyuyor.Bugüne kadar orduya kimse, aslî görevleriyle ilgili bir eleştiri bile yöneltmedi. Ama Ergenekon soruşturmasının konu ettiği kanunsuzluklar ve askerin girdiği siyasî tartışmalar hep tüketici ve yıpratıcı oldu. Ordunun bugün tartışma dışında tutulması, komutanların iki tavrına bağlı. Birincisi siyasetin uzağında durmalarına; ikincisi ise suç iddialarının araştırılması konusunda açık ve tavizsiz davranmalarına. Ordunun iç kamuoyundan gelen ve Genelkurmay Başkanı'nı hedef alan baskı, iki tavrı da zorlaştırıyor. Liderlik dediğimiz de bu tür duygusal baskılara direnerek doğru olanı icra etmek. Bu ordu, sadece askerlere değil hepimize lâzım.

Kurmay zekâsının yaşanan onca tecrübenin hasılası olarak kavraması gereken önemli hususlar var. Orduyu güçlü ve itibarlı kılan anayasal hukuktur. Silah ancak hukukla zapturapt altına alınınca meşrûdur. Siyasete dair karar veren ve tavır alan ordu kendini yıpratır. İçinde DTP olduğu için Meclis'e gelmeyen yüksek komuta heyetinin, localarda Obama'yı dinlemesi nasıl açıklanacak? Ne olursa olsun, koskoca bir ordunun bir siyasî partiye karşı tavır alması doğru mu? Ucu ve sınırları belirsiz "laik rejimi koruma ve kollama" gerekçesinin, orduyu bir siyasî parti kadar siyaset bataklığına çektiğini, Ergenekon kanıtları ortaya döktü. Siyaseti tanzim etmeye çalışmanın sınırı yok. İlk defa 29 Mart seçimlerinde, laikliği korumaya niyetli bir güç ortada görünmedi ve laiklik bu işten zarar da görmedi. Ordu laikliği kime karşı koruyor?

Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı'nı devir-teslim töreninde, dinî cemaatleri eleştirmiş, ben de ünlü sosyolog Weber'i kaynak göstererek itiraz etmiştim. Sonrasında, basın-yayın temsilcileri ile yaptığı konuşmada "Weber'i saatlerce tartışmanın çare olmadığını" söylemiş ve cemaatlerin karşısına "sosyal devlet"i yerleştirmişti. Bu mantıkla varacağımız yer sadece totaliter bir devlet olacaktır.

Başbuğ'un bugünkü konuşmasında bu konuya tekrar dönüp dönmeyeceğimi bilmiyorum. Max Weber, ideal tipler aracılığıyla toplumsal süreçleri çok iyi tasnif eden ve sebep-sonuç ilişkilerini kurabilen bir sosyolog. Modern sosyoloji büyük ölçüde Weber'in eseri. Weber'i az buçuk kavrayan bir kurmay, topluma herhangi bir konuda müdahale etmemeyi; hiç olmazsa elindeki silahı saklayarak konuşmayı tercih eder. Türkiye'de "irtica" ve "laiklik" başlığı altında askerî-siyasî düzenlemelere konu olan birçok alanın, dünyanın her yerinde toplumun doğal ve vazgeçilemez insanî ihtiyaçlarının eseri olduğunu fark eder. Cemaatler hakkında hüküm vermek gibi...

zaman



Bu yazı 989 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,964 µs