En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Çocuğunuza sakın duyulmamış isim koymayın



Haber Radikal gazetesinden:

‘’İzmir Kemeraltı Kuyumcular Çarşısı'ndaki dükkânında eski para alım satımı yapan Erdal Birleşik'e göre 'tüm koleksiyoncular, ellerindeki eserlerin dünyada eşi benzeri olmamasını düşlüyor'. Kendisinde de böyle bir takıntı olduğunu anlatan Birleşik, bu hayali doğrultusunda eşi Nuran'ın adını mahkeme kararıyla 'Bir Tane Sultan Nuran' olarak değiştirdiğini söyledi. Birleşik, 18 yıl önce doğan kızına 'Cihanda Bir Biricik Bir Tane' adını koymuş. Oğlunun adı ise sadece Erdal.’’


            Elbette isteyen herkesin çocuğuna böyle orijinal, hiç duyulmamış isimler koymasına kimse karışamaz, ama anne ve babalara evlatlarına isim ararken ‘Aman dikkat’ diyorum.

Hayır, çocuğunuza koyacağınız isimle dalga geçilmesinden bahsetmiyorum sadece.

Bilimsel araştırmalar böyle duyulmamış veya çok az duyulmuş isim konan çocukların daha çok suç işlediklerini gösteriyor.

Amerika’ da Shippensburg Üniversitesi’nde yapılan ve Journal Social Science Quarterly isimli dergide de yayınlanan bir araştırmaya göre erkek çocuklarına olağandışı, acayip, değişik, duyulmamış isim koymayı düşünen anne ve babaların bir an önce bundan vazgeçmeleri gerekiyor. Çünkü bu araştırmada böyle tuhaf isimli çocukların suç işleme ve cezaevine düşme ihtimallerinin alışılmış isimli oğlanlara göre çok daha fazla olduğu ortaya çıkmış.

Bu araştırmayı David E. Kalist ve Daniel Y. Lee isimli kişiler aylarca uğraşarak didinerek ter dökerek araştırma yapmışlar. Bu iki araştırmacının akıllarına nerden düştüyse düşmüş ve erkek çocukların isimleri ile suç işleme ihtimalleri arasında bir ilişki olup olmadığını araştırmaya karar vermişler.

Önce oturmuşlar nüfus kayıtlarından 1987-1991 tarihleri arasında doğan çocuklara konan isimleri belirlemişler ve sonra da üşenmemişler bu 15.012 (on beş bin on iki) adet ismin toplumda hangi sıklıkta görüldüğünü gösteren popülarite endekslerini hesaplamışlar.

Buna göre Michael için popülarite endeksi 100 iken David için 50 olarak bulunmuş. Bu değer, Matthew için 76; Christopher için 64; Ryan için 49; Brian için 30; Richard için 20; Charles için 16; Luke için 5; Walter için 2 iken Alec, Ernest, Ivan, Kareem, Preston, Tyrell ve Malcolm gibi az rastlanan isimlerin popülarite endeksleri ise 1 civarında çıkmış.

Bu iki adam daha sonra eyaletin 1997-2005 tarihleri arasındaki adliye kayıtlarından yararlanarak popülarite endeksi ile ergenlik çağında suç işleme arasındaki ilişkiyi araştırmışlar ve neticede popilarite endeksinde yüzde 10’luk bir artışın suç işleme riskini yüzde 3.7 azalttığını belirlemişler.

Bu, bir ismin popülarite endeksi ne kadar düşükse suç işleme ihtimalinin o kadar fazla olduğu anlamına geliyor.

Araştımacılar bu ilişkide siyah veya beyaz ırktan olmanın bir rolü olmadığını saptamışlar, ama bu sonuçlara bakarak kesin sebebin ne olduğu konusunda fazla bir şey söyleyemiyorlar.

Bu konuda bazı spekülasyonları var.

Bu ilişkiden, çocuğa duyulmamış ismin verilmesine sebep olan sosyo-ekonomik faktörlerin sorumlu olabileceğini düşünüyorlar. Buna kanıt olarak da düşük sosyo-ekonomik tabakada, annenin aile reisi olduğu veya sadece bir ebeveynin olduğu ailelelerde acayip isimlere daha çok rastlanmasını gösteriyorlar.

Nitekim bir araştırmada annenin eğitim düzeyi azaldıkça çocuğuna duyulmadık isim verme ihtimalinin arttığı belirlenmiş. Başka bir araştırmada ise Allison isminin daha çok yüksek okul diploması olan annelerin koydukları gösterilmiş. Az duyulmş isimli çocukların anne ve babalarının daha az resmi eğitim gördükleri de biliniyor.  

 ‘Tabii ki ismin kendisinin sahibini suç işlemeye teşvik ettiğini iddia etmek mümkün değil’ diyorlar ve ‘acayip isimli çocukların iş bulmada daha şanssız olmaları ile akranları tarafından alaya alınmaların suç işlemeyi kolaylaştırması da dikakte alınmalı’ diye de ekliyorlar.

Gerçekten de bu görüşü destekleyen ve acayip isimlilerde psikolojik problemlerin, okul başarısızlığının daha çok görüldüğünü, kız isimleri konan oğlanların okullarını daha çok kırdıklarını ortaya koyan araştirmalar var.

Ayrıca, telaffuz edilmeleri zor olan isimlere sahip olanların toplumdan daha çok dışlandıkları da eskiden beri biliniyor.

Gelelim neticeye

Siz, siz olun çocuğunuzun suç işlemesini, hüküm giymesini ve cezaevine düşmesini istemiyorsanız öyle duyulmamış tuhaf isimlerden uzak durun; sakın Ahmet, Mehmet, Hasan, Ali… gibi herkesin bildiği isimlerden şaşmayın.



Bu yazı 8,844 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,646 µs