En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Asker sorunu devam ediyor!



Siyasal tarihimize demokrasi açısından kara bir leke olarak ve ‘post modern darbe’ diye geçen 28 Şubat’ın Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı‘ya atfen internete düşen konuşmaları ve Karadayı Paşa’nın yalanlamalarını okuyorum.
Tam öyle demiş mi, dememiş mi? Ne kadarı montaj, ne kadarı değil? Bunları yayınlamak  doğru mu? Kamu yararı var mı, yok mu?
Tartışılabilir.
Ama 28 Şubat’ı içinden ve yakından yaşayan ve neyin ne olduğunu bilenler açısından fazla kuşkulu bir durum olduğunu sanmıyorum.
Karadayı Paşa’nın yapmış olduğu yalanlamaların anlaşılabilir nedenleri elbette var. Ama özellikle meselenin esası bakımından ne kadar inandırıcı olabildikleri ayrı bir konu...
28 Şubat bir ‘darbe’ydi.
Görünüşte çok şey anayasal çerçevenin içine oturmuş olsa da, zamanın Cumhurbaşkanı Demirel’in çabalarıyla asker nizamiye kapısından dönmüş olsa da bir darbeydi 28 Şubat.
Çünkü hükümet değişikliği namlunun ucunda gerçekleşmişti; arkada asker süngüsü olmadan olamazdı.
Ayrıca, 28 Şubat’la birlikte demokrasi ve hukuk biraz daha budanmış, rejim üzerindeki asker gölgesi biraz daha koyulaşmıştı.
28 Şubat’ın en önde gelen mimarlarından olan Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir Paşa’nın o dönemde el yazısıyla hazırlayıp kendi imzasıyla gönderdiği bazı emirleri okuyunca(*), 28 Şubat’ta askerin nasıl yine ‘devlet içinde bir devlet’ gibi hareket ettiğini bir kez daha görebiliyorsunuz.
Eğer Türkiye’de demokratik rejimi yerli yerine oturtmak ve gerçekten siyasi istikrarı yakalamak istiyorsak, askerin siyasal parti gibi davranmasını ve ‘devlet içinde devlet rolü’nü sona erdirmek zorundayız.
Başka türlü demokrasi olmaz.
Kimileri diyor ki:
“Türkiye’de artık askeri darbeler dönemi sona erdi.”
Askeri darbelerden kasıt, tankların sokağa çıktığı klasik darbeler ise olabilir, doğrudur, belki de böyle darbelerin devri kapanmıştır.
Ama bir dakika!
Klasik darbelerin miadını doldurmuş olması, bu ülkede ‘asker sorunu‘nun bittiği anlamına gelmiyor.
‘Asker sorunu’ çözülmüş olsa, daha bu yakınlarda Sarıkız’lar, Ayışık’ları, 27 Nisan’lar Ergenekon’lar yaşanmazdı.
Şunu bir kenara yazın:
Asker sorunu bu ülkede Kürt meselesi de, ‘laiklik’ meselesi de dahil demokrasi ve hukuk devletiyle ilgili birçok temel sorunun anasıdır.
Asker sorunu öyle bir sorundur ki, örneğin laiklik meselesini de içinden çıkılmaz hale getirerek ve elde silah toplum mühendisliği yapmaya kalkarak, 28 Şubat’la birlikte Tayyip Erdoğan ve partisinin siyaset sahnesindeki yükselişinde de, bugünkü gibi alternatifsiz kalmasında da aslan payına sahip olmuştur.
Askerin siyasetten elini eteğini çekmeye başlaması, hiç kuşkunuz olmasın, Türkiye’nin siyaseten normalleşmesi ve demokratikleşmesinde bir dönüm noktası olacaktır.
Kısacası:
Askeri darbeler devri bitti demekle iş bitmiyor. Esas mesele ‘asker sorunu‘nu çözmekten geçiyor.
Kışlaya dönüp bakma alışkanlığından bir an önce kurtulup, demokratik siyasetin gerektirdiği alternatifler oyununa dönmesinde yarar var, asker dahil bir takım çevre ve odakların...  
* Taraf gazetesinde Mehmet Baransu’nun manşet haberi, 28 Şubat 09.

milliyet



Bu yazı 1,011 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,771 µs