En Sıcak Konular

Şahin Alpay


Şahin Alpay
0 0 0000

TSK'nın saygınlığını korumalıyız



Savaş, yeryüzünden silinmesi gereken, insanoğlunun kendi kendine karşı işlediği suçların en büyüğüdür. Tabancadan kitle imha silahlarına kadar bütün silahlar, insanların ürettiği en büyük kötülüktür.
Ne var ki yeryüzünden çatışma ve savaş ortadan kalkana kadar ordular da silahlar da varolmayı sürdürecektir. Çatışma ve savaş tehdidi devam ettiği sürece, toplumların dış ve iç güvenliğini sağlamada en büyük görev ordulara düşmeye devam edecektir.

Orduların görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmeleri, bir yandan toplumdan saygı ve destek görmelerine, öte yandan toplum tarafından denetlenmelerine bağlıdır. Dünyanın en saygın ve en etkin orduları, demokratik ülkelerin ordularıdır. Çünkü bu ülkelerde ordular sivil demokratik denetime tabidirler, işlerini gereğince yerine getirip getirmedikleri konusunda halkın temsilcilerine hesap vermek durumundadırlar.

Kuşku yok ki Türkiye'de demokratikleşmenin en temel meselelerinden biri, ordu üzerinde sivil demokratik denetimin tesisi, yani ordunun seçim yoluyla işbaşına gelen hükümetlere tabi olmasının sağlanması. Bugüne kadar bu konuda tam bir başarı sağlanamamış olmasının temel nedenlerinden biri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) görev yapan subayların, kendilerini halk iradesinin üzerinde yetkilere sahip, ülkenin ve devletin gerçek sahipleri olarak görmelerini telkin eden bir anlayışla eğitilmiş olmaları. Başka bir temel nedeni ise, 1950'de demokrasiye geçişten bu yana siyasilerin de ordu iradesini millet iradesi üzerinde görmeleri, ordunun sivil demokratik denetime tabi olmasının hayati önemini kavramamış olmaları, bununla da kalmayıp TSK'yı kendi aralarındaki rekabet ve çatışmalara alet etmeye çalışmaları. Dolayısıyla demokratik bir ülkede din-devlet ayrımı kadar önemli olan ordu-siyaset ayrımını bugüne kadar yerleştirememiş oluşumuzda hem askerlerin, hem de sivillerin sorumluluğu var.

Son yıllarda yaşadıklarımız, en sonuncusu 27 Nisan 2007'de görülen demokratik sürece asker müdahalesi, "Darbe Günlükleri" ve Ergenekon davasıyla ortaya çıkan darbe girişimleri, itiraflarla aydınlanan JİTEM cinayetleri, yolsuzluğa karıştıkları için ceza alan yüksek rütbeli komutanlar, kimi askerlerle kimi medya patronu işadamları arasındaki karanlık ilişkilere dair sızan bilgiler, PKK'nın Dağlıca ve Aktütün saldırılarında istihbaratın gereğince değerlendirilmemesi sonucu çok sayıda askerimizin can verdiğine dair doğan kuşkular, vesaire, TSK'nın saygınlığının ve dolayısıyla etkinliğinin korunmasının Türkiye'nin çok ciddi bir sorunu olduğunu belki bugüne kadar görülmemiş ölçüde kamuoyu gündemine getirmiş bulunuyor. Bu konuda gerek siviller gerekse askerler arasında giderek genişleyen bir mutabakatın işaretleri de görülüyor.

TSK'nın saygınlığını korumanın ve etkinliğini arttırmanın asgari şartları şunlar: 1) Askeri okullarda verilen eğitim, öğrencilerin "çağdaş uygarlık düzeyi"ni temsil eden özgürlükçü ve çoğulcu demokratik düzenin ilkelerini benimsemelerine hizmet etmelidir. 2) Ordu mutlak olarak siyasetin dışında kalmalıdır. Ordunun siyasete karışmasının arzettiği en büyük tehlike, kendi içinde parçalanmasıdır. Bir ülke için bundan daha büyük bir felaket düşünülemez. 3) Ordu sivil demokratik denetime tabi olmalıdır. Bunun için silahlı kuvvetlere siyasi özerklik ve özel yetki alanları tanıyan bütün mevzuat değişmelidir. 4) Ordu bütün faaliyetlerini demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun olarak yürütmelidir. Darbe tezgâhlayan, cinayet işleyen, işkence ve kötü muamele yapan, yolsuzluklara karışan, görevlerini ihmal eden ordu mensupları, hangi rütbede olurlarsa olsunlar hiçbir şekilde koruma görmemeli, yargılanmalı ve hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır. 5) Askeri yargı, yalnızca disiplin suçları konusunda yetkili olmalı, askerler bunlar dışında kalan suçlardan dolayı sivil yargıya tabi olmalıdır. 6) Ordu eleştiri üzerinde olamaz. Bütün faaliyetlerinden dolayı parlamentoya ve kamuoyuna hesap vermeye ve eleştiriye açık olmalıdır.

 
zaman



Bu yazı 1,059 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 21 Temmuz 2012 Oyumu geri alıyorum
    • 2 Haziran 2012 Nükleer yalanlar ve gerçekler
    • 19 Mayıs 2012 Uludere, Ankara'nın karanlık dehlizlerinde
    • 29 Ekim 2011 Anadolu'daki bekleyiş, AB standartları
    • 20 Ağustos 2011 Şiddet, çözüm değil şiddet üretir
    • 19 Ekim 2010 Türkiye gittikçe Batı'ya yaklaşıyor
    • 26 Haziran 2010 Türk dış politikası liberaldir
    • 22 Mayıs 2010 Ey asker, siyasete karışma!
    • 8 Mayıs 2010 İsmet İnönü'ye de adil olmalıyız
    • 1 Mayıs 2010 Niye profesyonel ordu?
    • 3 Nisan 2010 'Lider sultası'ndan kurtulabilir miyiz?
    • 20 Mart 2010 Ermeni sorunu, aydınlar ve siyasiler
    • 6 Mart 2010 Vesayet rejimi nasıl kuruldu ve işledi?
    • 20 Şubat 2010 Demokrasilerde 'kontrol ve denge' nasıl sağlanır?
    • 13 Şubat 2010 Militarizm ne Ortaylı'ya, ne de MHP'ye yakışır
    • 2 Temmuz 2009 Genelkurmay Başkanı'na açık mektup
    • 11 Haziran 2009 'Türkiye çantada keklik değil'
    • 23 Nisan 2009 Zorunlu asimilasyon başarılı olamadı
    • 12 Şubat 2009 TSK'nın saygınlığını korumalıyız
    • 7 Haziran 2008 Militan demokrasi değil, militan devlet

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,265 µs