En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

Aman savcı duymasın...



'CHP'nin çarşaf açılımı çöktü' değerlendirmesi doğru değil. Açılım yürürlükte; başı kapalı veya çarşaflı bir kadın yakasına altı ok rozeti takarak CHP'de siyaset yapabilir. Parti yönetiminin 'örtülüleri partiden içeri sokmayın, çarşaflıları uzak tutun' gibi bir kararı yok.
Yani CHP toplumda heyecan uyandıran çarşaf açılımında geri adım atmış değil. Çarşaflı kadınların Deniz Baykal'ın birkaç ay önce törenle taktığı rozetleri çıkarıp attığı doğru.

Belli ki CHP'de aradıklarını bulamadılar. Aradıkları neydi, neyin peşindeydiler sorusunun cevabını herkes biliyor; belediye başkan adaylığı. Kapalı kadınları partiye kazandıran Emin Atmaca aday adayıydı, kendisine sözler verildi ancak parti onun yerine bir başkasını aday gösterdi. Rozetlerin çıkmasının nedeni bu... Türk siyasetinde her partide yaşanabilecek türden olağan bir gelişme.

Siyaset uzun soluklu bir iş, 'rozeti tak, adaylığı kap' olmaz. CHP bu olaydan yola çıkarak politikasını değiştirmemeli, başı açık kapalı, çarşaflı çarşafsız ayrımı yapmadan toplumun her kesimine kapısını açık tutmalı.

CHP'nin bugünlerde çarşaf kadar ses getiren bir başka vaadi gündemde... 'Kur'an kursu açılımı' diye niteleyenler var. Kocaeli Büyükşehir belediye başkan adayı Sefa Sirmen, talep gelmesi durumunda her mahalleye Kur'an kursu açacaklarını söyledi. Bu vaade CHP lideri Deniz Baykal da tam destek verdi: "Tıpkı bilgisayar kursu, yabancı dil kursu gibi ihtiyaca cevap verecek doğru ve yararlı bir proje. Kur'an dinimizin özü, hurafelere karşı temel dayanaktır."

Niye olmasın? Pekala olabilir. Eğer gençlerin Kur'an öğrenmek için talebi var ve bu ihtiyacı başka yoldan karşılayamıyorsa belediyenin altyapısını oluşturduğu mekânlarda Kur'an öğretilmesinin ne sakıncası var? Kaldı ki devletin din eğitimi vermekle yükümlü tek kurumu olan Diyanet'in görevlendireceği hocalar öğretecek. Belediye personeli değil.

Laikliğe aykırı değil, tam aksine laikliğin gereği. Bazı kesimlerin yaptığı gibi laiklik dinî değerlerin karşısına oturan bir ilke değil, aksine kutsalları koruyan, dindarın özgürlük alanını teminat altına alan bir ilke. Laiklik Müslümanların en büyük kutsalı Kur'an'ı öğrenmenin önüne engel olarak konulabilir mi? Dinin siyasete alet edilmesiyle de uzaktan yakından ilgisi yok. Bir belediye başkanının toplumdan gelen maddi veya manevi taleplere olumlu cevap vermesinden daha doğal ne olabilir?

CHP Kocaeli adayı Sefa Sirmen'in projesi doğru, Baykal'ın desteği yerinde. CHP'nin en büyük sıkıntısı, toplumun kutsallarıyla barışık görüntü sergileyememesiydi. Bunun bedelini ağır ödedi. Kim ne derse desin yıllar yılı iktidardan uzak düşmesinin ana nedenlerinden biri bu. Çarşaf ve her mahalleye Kur'an kursu açılımı CHP'ye dönük olumsuz havanın kırılması açısından oldukça önemli.

İçeriden çatlak sesler çıkacak. Kur'an kurslarıyla Atatürk'ün partisi CHP'nin ne ilişkisi olabilir, diyecekler. Partiye yön vermek isteyen çevrelerden itirazlar yükselecek. 'Çok tehlikeli bir yol, derhal vazgeçin' diyecekler. Aralarından ihanet olarak yorumlayanlar çıkacak. Halkın hassasiyetlerini dikkate almayan siyasi partilerin varlığını sürdürme şansı yok. Topluma sağır siyasetçilerin tümü tasfiye oldu. Kur'an kursu açılımından geri adım atmamalı. Bu CHP için doğru yol. Bu güzergâhta yürüyüşünü sürdürmeli. CHP'nin içinde düştüğü açmazdan tek çıkışı 'toplumun kutsallarıyla barışmasından' geçiyor.

Yazının başlığını 'Aman savcı duymasın' diye koydum ama CHP'nin rejime, cumhuriyetin değerlerine bağlılığı sınanmıştır. Aynı vaat bir sağ parti adayından sadır olsa başı ağrıyabilir ama CHP için sorun olmaz. Savcı duysa da fark etmez. Savcı kapatma davası falan açamaz. CHP toplumla barışmazsa halk geçmişine bakmaksızın tasfiye edecek.

zaman



Bu yazı 1,023 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,357 µs