En Sıcak Konular

Ismet Berkan


Ismet Berkan
0 0 0000

Mesut Yılmaz’dan mektup var



Eski Başbakan Mesut Yılmaz’dan bir mektup daha aldım. Aynen yayımlıyorum:
“Sayın Berkan,
16 Ocak 2009 tarihli yazınıza verdigim cevabı yayınladıgınız için tesekkür ederim.
Köşenizi tekrar işgal etmek istemezdim. Ancak okurlarınızın olayların bir başka boyutunu da bilmelerinde fayda olacagı düşüncesiyle, daha sonraki yazınızda yer alan görüşlere de cevap vermek gereğini duydum.Umarım aktarmaktan kaçınmazsınız.
24 Ocak 2009 tarihli yazınızı “Bir Başbakanın ancak bu kadarını yapabildim şeklinde bir ifade kullanmasının, ifade çok samimi de olsa, beni çok üzdügünü
söylemem gerek” cümlesiyle bitirmişsiniz.
Sizi biraz daha üzeyim.
MİT ve Emniyetin ilgili elemanlarından özel bir çalışma grubu oluşturduğumu, adeta başlarında durarak koordinasyonu sagladıgımı ve her türlü ihtiyaçlarını karşıladıgımı daha önce anlatmıştım. Bu grup mafya ile mücadelede ve elebaşlarının yakalanmasında çok önemli hizmet yaptı. Sonra gün geldi, bu kurumların başındaki kişilerden bir talebim oldu. Filan kişinin mafya ile ilgisi olduğu iddia ediliyor, bu kişi bir banka alımı için başvurdu. Bana elinizdeki belgeleri verin dedim. Bana ısrarla bu konuda ellerinde hiçbir belge olmadığını söylediler. Üstlerinden ve benden sakladıkları belgeleri daha sonra muhalefet milletvekiline verdiler. Eski bir MİT mensubu web sitesinde bu konuda en az 20 kaset yayınladı.
Emniyette de en az 30-40 kaset oldugu daha sonra meydana çıktı. Kurumların yozlaşması derken kasdettiğim işte budur.
Mafya ile mücadele programına ve bu yoldan mafyanın devlet içindeki uzantılarına ulaşma çabamın karşılıgını önce gensoru daha sonra da Yüce Divanda yargılanarak aldım. Elimden gelen buydu demiyorum.Ama elimden gelenin bir kısmını yapmaya başladıgım zaman başıma gelen buydu.
Susurluk raporunu bugün tekrar okumakta fayda var. Orada bir olay anlatılıyor. Zamanın Ankara Sıkıyönetim Komutanı olan dört yıldızlı general A.Çatlı’yı idam talebiyle yargılatmak için aratırken, MİT’in başında bulunan üç yıldızlı general onu görevle ve en üst mercilerin bilgisi dahilinde yurtdışına göndertiyor. Şimdi gelin de 1998 in Başbakanına yol gösterin lütfen.
Nereden işe başlayacaktı? Kendisinden bilgi gizleyen kurumlardan mı,yoksa devletin tepesinden mi?
Benim için birinci öncelik geçmişteki yanlış işlerin durdurulması ve tekrarlanmaması idi. Bu sağlanmıştır.
İkinci öncelik sözkonusu kurumların geçmişin yanlışlarından arındırılarak yeniden yapılandırılmasıydı. Bu konuda da çok ciddi adımlar atıldı. Şimdi siz bunları gözardı ederek geçmişteki yanlışların sorumlularından hesap sorulmasına yardımcı olmadığım gerekçesiyle beni eleştiriyorsunuz.
Evet,Ceza Kanunu suça tanık olan kamu görevlilerine ihbar zorunlugu getiriyor.Cumhurbaşkanını, Genelkurmay Başkanlıgını, MİT’i ve Emniyeti saymayalım. Peki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya herhangi bir savcı kamu görevlisi değil mi? Onlar niçin harekete geçmiyorlar? Savcıların harekete geçmesi için mutlaka ihbar mecburiyeti mi var? Zarar gördügünü düşünen herhangi bir vatandaş bile yargıya başvuramaz mıydı?
Susurluk raporunu kitap haline getiren Radikal Gazetesi bunun bir nüshasını da savcılığa gönderemez midi? O raporu hazırlatan Başbakan’a teşekkür etmeyebilirsiniz. Hatta 2009’un değişen koşullarında onu alabildiğince eleştirebilirsiniz. Ama ortada bir eksiklik veya kusur varsa bunun sorumluluğunu paylaşmaktan kaçınamazsınız.
Selamlarımla, Mesut Yılmaz”

radikal



Bu yazı 1,049 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Temmuz 2012 ‘Tanrı Parçacığı’ bize neler vaat ediyor?
    • 10 Mart 2012 Tartışmayı içerikten biçime kaydırmak
    • 25 Haziran 2011 PKK dağdan nasıl iner
    • 26 Şubat 2011 1968 neden 68’de olduysa, şimdi de isyanlar ondan oluyor
    • 26 Aralık 2010 Seçim soruları: AK Parti kaç alacak, ya CHP?
    • 2 Kasım 2010 PKK’nın içine girdiği açmazı görmek
    • 31 Ekim 2010 ‘Kırmızı Kitap’efsanesinin sırları
    • 27 Temmuz 2010 Askeri vesayetin hukuki altyapısı
    • 24 Temmuz 2010 Enerji stratejimiz var mı?
    • 21 Temmuz 2010 Sahiden 12 Eylül'ü mü oylayacağız?
    • 14 Temmuz 2010 İran çelişkileri ve iç politika yansımaları
    • 7 Temmuz 2010 Liderler neden görüşecek, neyi görüşecek?
    • 5 Temmuz 2010 Dindar solcular
    • 3 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu, bu kafayla hiçbir şeyi çözemez!
    • 26 Haziran 2010 Hep aynı denklemin içine sıkışmak
    • 24 Haziran 2010 Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik cumhuriyet
    • 13 Haziran 2010 Karpuz gibi ortasından ikiye bölünmüş ülke...
    • 6 Haziran 2010 Mahkûmun açmazı: Hayattaki karşılığı
    • 24 Mayıs 2010 Maalesef bizde hattı muhalefet yoktur, sathı muhalefet vardır
    • 4 Mayıs 2010 Eski defterleri açmak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,629 µs