En Sıcak Konular

Şahin Alpay


Şahin Alpay
0 0 0000

İsrail aklını yitiriyor



25 Haziran günü, güney Gazze’de kazdıkları bir yeraltı tünelinden İsrail’e geçerek bir askerî üsse saldıran Filistinli militanlar, iki askeri öldürüp bir askeri rehin aldılar.

Bunun üzerine İsrail ordusu, Gazze’yi havadan ve yerden bombalayarak ana ulaşım yollarını yakıp yıktı, bölgenin kullandığı elektriğin % 60’ını sağlayan santralı yerle bir etti, böylelikle Filistinlileri yeterli su sağlama imkanından da yoksun bıraktı. Gazze’de yeniden mevzilenmeye başlayan İsrail ordusu, ses bombalarıyla Filistinlileri dehşet içinde bıraktı. İsrail, bununla yetinmedi: Filistinli militanların operasyonundan Hamas siyasi bürosu başkanı Halit Meşal’in sorumlu olduğu iddiasıyla Suriye Başkanı Beşar Esad’ın evinin üzerinden uçaklar uçurdu. Bununla da yetinmedi: Batı Yakası’nda 8 hükümet üyesi, 23 meclis üyesi dahil 64 Hamas üyesini tutukladı; rehin tutulan asker serbest bırakılmadığı takdirde Filistin Başbakanı İsmail Haniye’yi öldüreceğini ilan etti, makamını da bombaladı.

İsrail, bütün bunları ne zaman yaptı? Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas’ın ve uluslararası topluluğun baskıları altında kalan Hamas’ın tarihinde ilk kez, iki devlet çözümüne yeşil ışık yaktığı, yani dolaylı olarak İsrail’i tanıdığı bir ortamda. İsrail’de tutuklu Fetih ve Hamas üyelerinin bir süredir üzerinde çalıştıkları anlaşma 27 Haziran’da açıklandı. Söz konusu anlaşma, bütün Filistinli örgütlerin Filistin Kurtuluş Örgütü’ne katılmalarını, 1967 sınırlarıyla ayrılan Batı Yakası ve Gazze’de bir Filistin devletinin kurulmasını, İsrail’e karşı direnişin işgal altındaki topraklarla sınırlanmasını, Fetih’in de dahil olduğu bir “milli birlik” hükümetinin kurulmasını ve bu hükümetin İsrail ile “nihai çözüm” için görüşmelere başlamasını öngörüyor.

Peki İsrail bütün yaptıklarını, rehin alınan bir askerin serbest bırakılmasını sağlamak için mi yapıyor? İsrailli yetkililerin New York Times’a yaptıkları açıklamalarda (Steven Erlanger, 30 Haziran) gizlemeye hiç lüzum görmedikleri üzere, İsrail hükümetinin amacı bunun çok ötesine gidiyor ve Hamas hükümetini iktidardan devirmeyi hedefliyor. İsrailli yetkililerin açıklamaya hiçbir zaman yanaşmadıkları esas amaçları ise, “görüşme” yolunu tıkamak için ellerinden geleni yapmak ve böylelikle Filistinlileri tek taraflı olarak tayin edecekleri şartlarla, kendilerinin çizecekleri sınırlarla anlaşmaya mecbur bırakmak. Bunu sağlamak için de muhatap kabul etmemek, eğer bir muhatap ortaya çıkıyorsa, bu muhatabı hemen kundaklamak, sonra da dönüp dünyaya, “Ne yapalım, görüşebileceğimiz nitelikte bir muhatap yok!” demek…

Silahlı mücadeleye son veren, İsrail’i tanıyan, topraklarının sadece % 22’si üzerinde bir devleti kurmaya razı olan Yasir Arafat’ı, sonra onun yerini alan Mahmud Abbas’ı “muhatap alınmaz” ilan eden İsrail’in, İsrail’i tanımaya hazırlanıyor olsa da, Hamas’ın içinde olduğu bir hükümeti “muhatap” almayacağı besbelliydi. Kazanacağı besbelli olduğu halde Hamas’ın beş ay önce yapılan seçimlere katılmasına göz yummasının nedeni de zaten buydu; her ne kadar bunu “Amerikan baskısı” ile açıklamaya çalışıyorsa da.

İsrail hükümeti, Filistinlileri boyunduruk altında tutma, kendi tayin ettiği şartlarla çözümü Filistinlilere silah zoruyla kabul ettirme politikasını, yalnız Filistinlilere değil kendi halkına da büyük acılar getiren bu politikayı daha ne kadar sürdürebilir? Elbette ki ancak, büyük çoğunluğuyla görüşmeler yoluyla iki devlet çözümünü destekleyen İsrail halkını aldatmayı, Filistinlilere yaşattığı acıların amacının sadece İsraillilerin güvenliğini sağlamak olduğu yalanını İsrail halkına yutturmayı becerdiği sürece... Ama bunu becerebildiği günlerin sayısı giderek azalıyor. İsrail içinde de bu akılsız ve vicdansız politikalara karşı muhalefet büyüyor. Haaretz’in 30 Haziran tarihli ve “Hükümet aklını yitiriyor” başlıklı başyazısı bunun yalnızca bir ifadesi

Bu yazı 1,148 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 21 Temmuz 2012 Oyumu geri alıyorum
    • 2 Haziran 2012 Nükleer yalanlar ve gerçekler
    • 19 Mayıs 2012 Uludere, Ankara'nın karanlık dehlizlerinde
    • 29 Ekim 2011 Anadolu'daki bekleyiş, AB standartları
    • 20 Ağustos 2011 Şiddet, çözüm değil şiddet üretir
    • 19 Ekim 2010 Türkiye gittikçe Batı'ya yaklaşıyor
    • 26 Haziran 2010 Türk dış politikası liberaldir
    • 22 Mayıs 2010 Ey asker, siyasete karışma!
    • 8 Mayıs 2010 İsmet İnönü'ye de adil olmalıyız
    • 1 Mayıs 2010 Niye profesyonel ordu?
    • 3 Nisan 2010 'Lider sultası'ndan kurtulabilir miyiz?
    • 20 Mart 2010 Ermeni sorunu, aydınlar ve siyasiler
    • 6 Mart 2010 Vesayet rejimi nasıl kuruldu ve işledi?
    • 20 Şubat 2010 Demokrasilerde 'kontrol ve denge' nasıl sağlanır?
    • 13 Şubat 2010 Militarizm ne Ortaylı'ya, ne de MHP'ye yakışır
    • 2 Temmuz 2009 Genelkurmay Başkanı'na açık mektup
    • 11 Haziran 2009 'Türkiye çantada keklik değil'
    • 23 Nisan 2009 Zorunlu asimilasyon başarılı olamadı
    • 12 Şubat 2009 TSK'nın saygınlığını korumalıyız
    • 7 Haziran 2008 Militan demokrasi değil, militan devlet

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,626 µs