"Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, 1993'te Bingöl-Elazığ karayolunda şehit düşen 33 er hadisesi ile ilgili dosyayı Diyarbakır
Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istedi."
Bu haber, Ergenekon davasının her geçen gün daha da boyutlanacağını ve yakın geçmişte Türkiye'ye kabus yaşatan sarsıcı eylemlerin, suikastların, provokasyonların arka planını aydınlatmak üzere genişleyeceğini gösteriyor.
*
1993'ün 25 Mayıs'ında, 33 asker "silahsız ve korumasız bir biçimde" birliklerine giderken PKK'lı teröristlerce otobüsten indirilerek kurşuna dizilmişlerdi.
Perde arkası 'çok karanlık' bir olaydan söz ediyoruz.
33 erin silahları olmadan, kendilerine koruma verilmeksizin teröristlere hedef yapılmasını "ihmal"le izah etmek mümkün değildir.
Şehit erlerimizin taammüden PKK'ya hedef yapıldığına, "ölüme yollandıkları"na dair kuşkular aradan geçen on altı yıl zarfında çok güçlenmiştir.
*
PKK'nın en başından beri Ergenekon yapılanmasına bağlı olarak faaliyet gösterdiği, "Ergenekon Ahtapotu'nun kollarından birisi olduğu" gerçeği son dönemde ortaya çıkan gelişmelerle çok daha iyi anlaşılıyor.
Ergenekon iddianamesinde, 1993'teki 33 er olayının kurgulanmasıyla Doğu Perinçek arasında bağlantı olduğundan söz edilmişti.
İddianamenin ek dosyalarında ise PKK'dan Perinçek'e gönderilen bir teşekkür mektubu yer alıyor.
O mektupta "PKK önderliğinin Doğu Perinçek'e duyduğu güven dile getiriliyor"du…
*
Ergenekon tutuklusu Ümit Oğuztan, sekiz yıl önce polisteki sorgusunda ne demişti?
"Ergenekon örgütünün PKK'ya ve Kuzey Irak'taki Kürt yönetimine silah sevk ettiğini, Uğur Mumcu'nun bundan haberi olduğu için öldürüldüğünü" söylemişti.
Ergenekon iddianamesine giren belgeler, söz konusu silah sevkıyatını öncelikle dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in öğrendiğini ve Bitlis Paşa'nın olayın takipçisi olduğunu gösteriyor.
1993, "kabuslar" yılıydı…
24 Ocak'ta Uğur Mumcu öldürüldü. Türkiye'yi sarsan ve "kutuplaştıran" cinayetten dört gün sonra Jak Kamhi'nin yara almadan kurtulduğu bir başka suikast gerçekleştirilmişti.
Bitlis Paşa'nın şehit düştüğü -sözde- uçak kazası 1993'ün 17 Şubat'ındaydı…
Turgut Özal'ın "hayli kuşkulu" vefatı 17 Nisan'da; 33 erin şehit edilmesi 25 Mayıs'ta; içlerinde Alevi camiasının önde gelen isimlerinin de bulunduğu 37 vatandaşımızın hunharca katledildiği
'Sivas Olayı' 2 Temmuz'daydı.
6 Temmuz'da ise Erzincan'ın Başbağlar Köyü'nü basan PKK teröristleri 28 vatandaşımızı katletmişti.
*
1993'teki bütün bu hadiselerin birbirleriyle Ergenekon ekseninde irtibatlı olduğu, aynı "Gizli El" tarafından tertiplendiği er ya da geç ortaya çıkacaktır.
Türkiye'ye kabus yaşatan "karanlık dosya"ların her birinin ileriki aşamalarda Ergenekon Davası'nın konusu haline gelmesi kaçınılmazdır.
yenişafak
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle