En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Milliyetçilerle liberallerin buluştuğu nokta



Bu ülkede birçok kişi, yalnız bilmemekle kalmıyor, öğrenmek de istemiyor. Üstelik bilene ve anlatana da kızıyor. ' Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp ' özdeyişini ' Bilmemek makbul, öğrenmemek marifet ' şekline çevirmişler. Bununla da övünüyorlar. Papağan gibi ezberledikleri yalan yanlış dolduruşlar onları rahatlatıyor.

Yukarıdaki satırlar Engin Ardıç 'ın. Altına imzamı atarım. Babasından duyduğunu, arkadaşından öğrendiğini, ilk mektepte okuduğunu hayatı boyunca tekrarlayanlar çoğunlukta.
" Yeni ve farklı " bilgileri hem öğrenmiyorlar, hem de öğrenmek istemiyorlar.
Çünkü öğrenme yan yana gelen " öbekler " değil, birbirine eklenen " zincirler " şeklinde oluşuyor.
Büyük bilgi zinciri aynı zamanda kişinin kimliğini kuruyor. Ama halkaların birkaçı değişirse, diğerleri de etkileniyor. Yani " yeni ve farklı " bir bilgi, neticede kimliğe dokunuyor, onu değiştiriyor ki bu da " manevi bir kriz " demek.

Dün gazeteleri (bizimki dahil) açtık ki yine aynı klişe: 94 'üncü yıldönümünde, Sarıkamış harekâtında şehit düşen askerler törenlerle anılmış. Kaç şehit verilmiş Sarıkamış'ta? Yıllardır sallıyorlar: 90 bin!
Bu uydurma bilginin mesela siyasi kimliklerle nasıl eklemlendiğine kısaca bakalım:
* Kemalistler bayılıyor: Çünkü Enver Paşa 'nın nasıl da kötü bir komutan olduğuna işaret ediyor.
* Müslümanlar bayılıyor: Çünkü gâvura karşı savaşmaya giden müminlerin sarsılmaz imanını gösteriyor.
* Milliyetçiler bayılıyor: Çünkü bir mücadelede 'bizimkiler' ne kadar çok ölürse ve öldürürse savaş o kadar değer kazanıyor.
* Liberal demokrat aydınlar bile bayılıyor: Çünkü yenilgi sonrası kurulan ağır İttihatçı sansüründen hareketle şeffaf devletin önemine değinebiliyorlar.
Hatta " Ermenileri şimdilik bir kenara koyun, devlet asıl bilerek ölüme gönderdiği bu 90 bin asker dolayısıyla kendi halkından özür dilemelidir " diyorlar.

Sarıkamış'ta verilen " zayiat " için Genelkurmay 'ın internet sitesi geçen yıl " 60 bin " dedi. Bazı gazeteler üstüne atladı: " 90 değil 60 imiş şehit sayısı.
" Halbuki ne "90", ne de "60". Hâlâ öğrenemediler " zayiat " ile " şehit " kavramlarının farkını. (Zaten öğrenmek de istemiyorlar.)
Zayiata " yaralılar, kaçaklar, esirler, kayıplar, sıradan ölümler " de dahildir. Yani "zayiatımız 60 bin kişi" dedin mi bunun tamamı şehit değildir.
Sarıkamış için akla uygun, mantıklı sayı " 18 bin " şehittir. (Kimi buna hastalıktan ölenleri de dahil ederek 40 bine ulaşıyor ki tartışılır.)
Ama " 90'ıncı yılda 90 bin şehidi anıyoruz " diye kampanyalar düzenlerseniz, ağzınızı doldura doldura " Sarıkamış'ta 90 bin şehit verdik, bu vatan için yine ölürüz " derseniz, o zaman isteseniz dahi geri dönemezsiniz.

Zayiat sayısını gazlamak birçok kesimin işine geliyor. Çünkü zayiat daima şehitten daha fazladır; olayı övenin de, yerenin de iddiasına güç katar sayıların büyüklüğü.
Gerçeği bilenler de, genellikle o kesimlerden birine dahil oldukları için seslerini çıkarmaz. " Varsın vatandaş böyle bilsin, ne zararı var " derler. Hayat devam eder.

sabah



Bu yazı 955 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,151 µs