En Sıcak Konular

Bülent Korucu


Bülent Korucu
0 0 0000

Bayramları bekleyen tehlike



Bayramları bayram yapan onun içine doldurduklarımız, onda yaşadıklarımız. Dolu dolu yaşayan, evlatlarına bayram düşüncesini aşılayanlara sözümüz yok.
Ancak birçoklarımız itibariyle bayramı tatil ve eğlenceden ibaret görmeye başladık. Hangi safta olduğumuzu anlamanın kolay bir yolu var. Bayram deyince sizin aklınıza ne geliyor, hangi hayaller gözünüzde tülleniyor. Bunu düşünün. Sonra çocuğunuza sorun. Cevaplarınızın benzeştiği ölçüde rahat edebilirsiniz. Çocuğunuz bayramdan uzun okul tatilini anlıyorsa tedirgin olmanızda fayda var. Zamanlarını play station karşısında veya televizyon önünde hipnoz vaziyetinde geçiriyorlarsa tedbir almakta geç kalmak üzeresiniz. Zorlamanıza rağmen bayramla ilgili elle tutulur bir hatıraları yoksa önce bir 'eyvah' çekin, sonra 'nerede hata yapıyoruz' diye düşünmeye başlayın.

Uzun bayram tatillerini yazın damağınızda kalan tatları tamamlamak için değerlendiriyor olmayasınız? Kısa tatilleri kafa dinlemek için eve kapanma fırsatı olarak mı görüyorsunuz? Cep telefonundan attığınız, yazmaya üşenip şablonlara sığındığınız, 'sepet sepet yumurta, sakın beni unutma' kıvamındaki mesajları yeterli mi görüyorsunuz? Oturduğunuz apartmanda hâlâ tanışmadığınız, bayram ziyaretine gitmediğiniz komşunuz mu var? Çocuğunuzla beraber bir yakınınızın mezarını ziyaret mi etmediniz, bir fakirin evine gidip baş mı okşamadınız? Aile içinde bayramlaşma seremonisi bile yapmıyor musunuz? Eşinizle bayramlaşmıyor, çocuklarınıza numune-i imtisal olmuyor musunuz?

O zaman suçluyu başka yerde aramayın. Zamana ve çağa gereksiz yere levmetmeyin. Hele hele 'biz sizin yaşınızdayken' diye başlayan cümleler kurup evlatlarınızla aranızdaki mesafeyi büyütmeyin. Ne ektiniz ki, mahsul bekliyorsunuz!

Tatminsiz nesiller yetiştiriyoruz. Bırakın aramayı, çabalamayı, isteme zahmetine bile katlanmadan her şeyi elde eden bir nesil. Bayram vesilesiyle yenilenen ayakkabılarına sabaha kadar aziz misafir muamelesi çekip odanın başköşesine yerleştirmediler. Yeni elbise için Ramazan'ın sonunu iple çekmediler. Hayvan pazarından alınan kurbana isim takıp üç gün arkadaş gibi yaşamadılar. Mahallenin en güzel kurbanı olsun diye özene bezene süslemediler. Bayram günü fakirlere et dağıtacağım diye ayaklarına kara sular inmedi. Biri gitmeden diğeri gelen misafire haşlama yetiştirmek için annesiyle birlikte mutfakta mesai yapmadı kızlarımız. Herkes hak ettiği ve evlatlarına layık gördüğü bayramı yaşar ve yaşatır. Bayramların eski tadı yok diyenler, bu muhasebeyi yapmalı.

Bayramı çoluk çocuğu ile dünyanın dört yanında geçiren civanmertlere bir fasıl açmazsak haksızlık etmiş oluruz. Bilhassa Güneydoğu'ya gidenler büyük hizmetlere vesile oluyor. Onların sayesinde bizimkiler de bayram olur diye ümit ediyoruz. Parça ile bütün arasında kopmaz bir bağ var. Toplumsal hayatı ıslah etmek isteyenler her bir parçayı ayrı ayrı tamir etmeli. Bayram, o parçaların en mühimlerinden. Kardeşlik ve barış ortamı için yeri doldurulamaz bir imkân. Bunu bir et ve yardım dağıtma olarak algılayanlar hata ediyor. Yardımları dağıtmanın onlarca yolu var. Bizzat gidip bayramı orada geçirenler, 'Biz geldik, size geldik' mesajı veriyorlar. Bir aşama sonra siz ve biz kalkıyor ve 'Hepimiz' oluyoruz. Bazılarının korktukları da tam bu. 'Hepimiz' olmamızdan endişe ediyorlar. Çünkü bütün hesapları sen-ben üzerine.

zaman



Bu yazı 1,096 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Emri verenle alan bir olur mu?
    • 11 Eylül 2012 Siyasette sonuçsuz arayışlar
    • 4 Eylül 2012 PKK'yı kim cesaretlendiriyor?
    • 3 Ağustos 2012 Özkök Paşa'nın tarihî tanıklığı
    • 31 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu, koltuğunu sağlamlaştırdı
    • 27 Temmuz 2012 Anketler ne diyor?
    • 6 Temmuz 2012 Ahmet Şık, Ahmet Şık'ı yalanlıyor
    • 26 Haziran 2012 Karayılan söyledikleri mi kaçırdıkları mı?
    • 15 Haziran 2012 Özal'ın ölümü aydınlanacak mı?
    • 22 Mayıs 2012 Anayasanın dili
    • 11 Mayıs 2012 Başkanlık Türkiye'de uygulanabilir mi?
    • 8 Mayıs 2012 CHP'de yerel seçim mücadelesi
    • 4 Mayıs 2012 AİHM, mahkemeyi ibra etti
    • 17 Nisan 2012 Balyoz'da acı fren!
    • 27 Mart 2012 Balyoz'a ABD'den destek gelmiş!
    • 16 Şubat 2012 MİT tartışmasındaki toz bulutu
    • 8 Şubat 2012 Dindarların talebi özgürlük
    • 3 Şubat 2012 CHP'liler dama oynuyor
    • 31 Ocak 2012 CHP'de anomali doğumun yan etkileri
    • 20 Ocak 2012 Mahkeme aslında 'örgüt var' diyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,985 µs