0 0 0000

Erdoğan’ın önünde iki zor karar

Başbakan Tayyip Erdoğan on günlük bir aradan sonra Ankara mesaisine döndü. Birinci gündem maddesi Hindistan seyahatinin her bir gününde Türkiye’ye mesajlar gönderdiği mali kriz önlemleri.
Başbakanın özellikle IMF ile varılacak anlaşmanın içeriği, özel bankaları kamu bankaları ile hizaya getirme girişimi ve üretim ve istihdamı artırmak için önlemler alınacağı iması ilgiyle ve dikkatle izlendi. Şimdi sıra Başbakan’ın Bakanlar Kurulu’nu toplaması ardından yapacağı açıklamalara çevrildi. Kararlar özellikle iç piyasanın canlandırılmasına ve (yerel seçimlerin yaklaşmasını da göz önüne alırsak) üretim ve istihdamın korunmasına yönelik olmak durumunda. Çünkü ihracata dayalı sanayii Erdoğan hükümetinin tek başına elinin yetişemeyeceği belirleyenlere sahip.
Örneğin dün gelen haber, Hyundai’nin Kocaeli’deki tesislerindeki Accent modeli üretim bandının üç hafta durdurulduğu yolundaydı. Daha önce Otosan ve Toyota da üretime ara vermişti. Bu gelişmeler Avrupa’ya ihracat pazarının daralmasına bağlı. Tekstilde de durum parlak değil. Anadolu’da üretim ve istihdamını başta tekstil olmak üzere ihracata bağlayan şehirler var.
Erdoğan’ın mali önlemler sonrası alacağı ikinci zor karar, terörle mücadele alanında olacak. Bu alanda belki tek bir karar çıkmayacak, bunun zamana yayılan bir süreç olduğu görülebiliyor. Ancak İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a bağlı kurulacak yeni terörle mücadele mekanizması ile ilgili karar aşamasına gelinmekte olduğu Ankara’da konuşuluyor. Aynı çerçevede idare ve güvenlik alanında üst düzey yeni atamalar yapılabilir.
Erdoğan’ın aralığın ikinci haftasında başlayacak Kurban Bayramı öncesinde bu iki önemli konuda bazı kararları geride bırakıp uygulamaya geçmek ve Bayram sonrası 2009 Bütçesine yoğunlaşacağı kestirilebiliyor.

Solda yer değişikliği
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın dün bu görevinden istifa etti. Karayalçın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak amacıyla CHP’ye katılacak.
CHP’ye dönme umutları mahkeme kararıyla sona eren İstanbul-Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ise DSP’ye döndü. Sarıgül’ün DSP’den ya Şişli, ya da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olabileceği konuşuluyor. Bu durum CHP’nin 29 Mart 2009 yerel seçimlerindeki en kıymetli hedefi olan İstanbul’da AK Parti’ye karşı oylarından bir kısmını cezbedebilir.
Buna karşın CHP’nin de bazı planları var. Örneğin DSP’den bazı isimlerin önümüzdeki günlerde, belki de 21 Aralık’taki tarihindeki Tüzük Kurultayı sürecinde CHP’ye katılabileceği konuşuluyor.
Ama solda asıl büyük haber CHP’nin İstanbul Belediye Başkan Adayı olacak; Baykal kritik bir karar verecek. Bu karar sol partiler arasında hızla giden otobüs şöförünün ani frene basması gibi bir etkiye yol açabilir. Yani özellikte ayakta giden yolcular şöyle bir savrulup, yeni  dengesini bulabilir.

Sağ ve Ankara
Sağdaki en önemli gelişmenin Melih Gökçek’in AK Parti adayı olarak yeniden Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterilmesinin kesinleşmesi olacak.
Keçiören’in AK Partili Belediye Başkanı Turgut Altınok, bir süredir Başbakan Erdoğan’ın Gökçek’i değil, kendisini aday göstermesi için kulis yapıyor.
Şöyle bir denklem var: Gökçek’li AK Parti’nin Ankara’daki oy gücü, Gökçek’siz olabilecekten daha fazla. Altınok ise Keçiören’de bir başka partiden aday olursa AK Partiyi zorlayabilir. Doğrusu Gökçek de Ankara’da seçeneksiz değil. Şimdi Gökçek’e en muhalif partiler bile boşta kalırsa Gökçek’i kapmaya çalışabilir; sürpriz olmasın. Ancak o durumda İçişleri Bakanlığı Gökçek dosyaları açar mı? Bu da Ankara’da sorulan sorular arasında.
Bu nedenle en muhtemel olanı Gökçek ve Altınok’un Büyükşehir ve Keçiören’den aday gösterilmeleri. Küçük Gökçek Osman’ın Çankaya hayalleri ise suya düşecek gibi. AK Parti’nin Çankaya için Alevi kökenli bir aday aradığı konuşuluyor.

radikal

Bu yazı 1,232 defa okundu.