En Sıcak Konular

Gülay Göktürk


Gülay Göktürk
0 0 0000

Erdoğan’ın üstünü çizmek



AK Parti son dönemde Kürt meselesiyle ilgili tutumunda gerçekten de umut kırıcı bir tablo çiziyor.
 
Mesele sadece Erdoğan'ın konuşmalarında yaptığı vahim gaflar değil. Hükümet seçimlerden bu yana - Kuzey Irak'la ilişkilerin geliştirilmesi dışında- bu konuda hiçbir somut adım atamadı. Erdoğan Kürt meselesinin "çözümünde" umudu bölgenin AK Partilileştirilmesine bağlamış görülüyor.

Bunun için de var gücüyle yerel seçimlere asılıyor; işin kötüsü yerel seçim kampanyasını da son derece bölücü bir tarzda yürütüyor. Hükümetin son günlerdeki kötü performansına Aktütün Olayı'nda takındığı tavrı da ekleyebilirsiniz.

Peki bütün bunlar Erdoğan'ın isminin üstünü çizmek için yeterli mi? Başbakan'ın Bush'tan farkı kalmadığını söylemek, ya da askeriyeyle anlaştığını, ordunun siyaset üstündeki vesayetine tamamen boyun eğdiğini iddia etmek gerçeğe ve hakkaniyete ne kadar uygun?

Elbette yeminli AK Parti düşmanlarından söz etmiyorum. Onlar zaten daha en baştan, belediye başkanı olduğu gün çizdiler onun isminin üstünü. Ben, taa başından beri AK Parti'ye karşı önyargısız davranan, şimdiye kadar onun - eleştiri haklarını her zaman saklı tutmak kaydıyla - demokratikleşme noktasındaki icraatlarını destekleyen; bir bütün olarak da bu partiyi diğer siyasi alternatiflerinden daha olumlu bulan kesimden söz ediyorum.

Bu kesimden bazı arkadaşlar, AK Parti'nin çeşitli hataları karşısında son derece sekter bir tutum alıyor. Günlük siyaset içinde ortaya çıkan her yanlış tutumda "Milliyetçilerin kuyruğuna takıldı" "Devletle eklemlendi", "AB'yi rafa kaldırdı" "Tek Parti diktatörlüğüne yöneldi" ya da"Obama'ydı Bush oldu" gibi insafsız genellemeler yapıyorlar.

Oysa bakıyorsunuz, iki gün önce derin devletle uzlaştı dedikleri iktidar iki gün sonra Ergenekon Davası'na siyasi destek vererek şimdiye kadar hiçbir TC hükümetinin yapamadığını yapmış. Şimdi ne olacak?

İki gün önce atılan "uzlaştılar" başlıkları nereye sokulacak? Evet, Erdoğan Aktütün Olayı'nda Genelkurmay'la ağız birliği yapıyor, ama aynı günlerde terörle mücadelenin inisiyatifinin ve yönetiminin askerlerden sivillere aktarılması için önemli bir düzenleme yapmayı başaran da yine aynı insan.

Evet, Kürt sorununu çözmek için siyasi planda adım atamıyor; ama öte yandan yılların kırmızı çizgilerini aşıp Kuzey Irak yönetimiyle iyi ilişkiler kuran da bu iktidar... Şemdinli'deki vahim uzlaşma da bu hükümetin eseri, 27 Nisan Muhtırası karşısındaki cesur direniş de...

Seçim arifesinde MHP'yle yağlı urgan yarışına giren de Erdoğan, Irak'a sınır ötesi operasyona karşı çıkıp "Biz sınırlarımızın içindeki teröristleri hallettik de mi sınır ötesini halledeceğiz" diyen de o...

Unutmayalım ki, AK Parti hiçbir zaman zigzaksız bir çizgi izlemedi. Reformculuk ve statükoculuk, sivillik ve devletçilik, demokratlık ve milliyetçilik AK Parti içinde her zaman bir arada, yan yana var oldu. Zaman zaman, içinde taşıdığı bu eğilimlerin birinin ağır basması sonucu birçok yalpalama yaşadı, bundan sonra da yaşayacak.

Sadece AK Parti değil, DP de, ANAP da, Adalet Parti de çok yaşadı bu yalpalamaları. AK Parti'den küçük ve marjinal partilerin ya da düşünce kuruluşlarının "saf"lığını beklemek; ancak marjinal bir partide bulunabilecek "ideolojik yekpareliği" ve istikrarlı çizgiyi beklemek boş hayaldir.

AK Parti gibi çok geniş toplum kesimlerine dayanan büyük kitle partilerinin hem kendi toplumsal tabanlarında var olan farklı siyasi-ideolojik eğilimleri yansıtmaları; hem de devlet içi dengeleri gözetmeleri kaçınılmazdır. Demek ki bunu bileceğiz, hayal kurmayacağız; somut her olayda, hatayı her gördüğümüz yerde kıyasıya eleştireceğiz, uyarmaya devam edeceğiz.

Ama bu tür yalpalamalarla her karşılaştığımızda topyekun inkara, üstünü çizmeye, üstüne yaftalar asmaya kalkmayacağız. Daha doğrusu yaftayı asmadan önce, her şeye rağmen, olumlu yönünün ağır basıp basmadığına bakacağız. Tabii AK Parti'yi böyle bir çırpıda gözden çıkarırsak elimizde ne kaldığına da...

bugün



Bu yazı 1,190 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Susmak için artık çok geç
    • 24 Eylül 2012 Darbecilik mahkûm oldu
    • 21 Eylül 2012 7 adımda çözüm planı
    • 14 Eylül 2012 Libya
    • 25 Ağustos 2012 Kürtler'i PKK'dan korumak
    • 8 Ağustos 2012 Tehditle canlı kalkan olunur mu?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye Kürdistanı
    • 2 Temmuz 2012 Zana kimi, neyi temsil ediyor?
    • 18 Haziran 2012 Kılıçdaroğlu Bahçeli'nin arkasına saklanıyor
    • 15 Haziran 2012 Olmayacak duaya amin
    • 11 Haziran 2012 Oslo süreci yeniden mi?
    • 8 Haziran 2012 Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesi
    • 4 Haziran 2012 Ses kayıtları
    • 30 Mayıs 2012 Parti kongreleri neden yapılır?
    • 21 Mayıs 2012 Sivil bayramlar dönemi
    • 11 Mayıs 2012 Yine mi?
    • 9 Mayıs 2012 Solun resmi tarihi
    • 25 Nisan 2012 Keşke CHP bölünse
    • 11 Nisan 2012 Kafası karışık bir Demirtaş
    • 9 Nisan 2012 Nizam-ı alem

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,238 µs