“Kapital” ve “Komünist Manifesto”…
ABD’den dünyaya sirayet eden ekonomik krizin, Karl Marx’ın özellikle bu kitaplarına yoğun ilgi getirdiğini yazıyor gazeteler. 15 yayınevi bu kitapları basıyormuş.
Kapitalizm’in son 20 yıldır “tek tabanca” götürdüğü politik-ekonomik süreçte sürekli tökezlemesi, “Marx haklı mıydı” merakının yükselmesi, çok satışın nedenleri arasında gösteriliyor.
Belki…
Öte yandan Marx’ın Komünizm’in kuramsal kurucusu olduğu da unutulmamalı. Yani “politik merak” da olabilir!
* * *
Türkiye’de Marx’a yönelişin; politik, ekonomik, sosyal nedenleri eğer mevcut ise, bunu salt küresel krizle açıklamak yeterli olmasa gerek…
Muhtemelen, Türk Solu'nun ve AKP’den muzdarip olanların, gittikçe daha çok hissettiği “sıkışmışlık” hissi de etken olsa gerek…
* * *
Ben ise, bu “yerel” eğilimin “global ölçekli” olmasından şüphelenmekteyim…
Kasım başında yapılacak ABD Başkanlık seçimleri, anketlere inananlardansanız, Barack Obama’nın ülkenin ilk siyahi lideri olacağını vâzediyor.
Obama’nın muhaliflerine ters gelen yönlerinden birisi, “elit” ve “entelektüel” olması. Yaşıtları askere giderken, o üniversite kantinlerinde “Avrupa politikaları”nı tartışıyormuş.
Bu belki Türkiye’de meziyet sayılabilir. Ama sıradan Amerikalı için burun kıvrılası bir durum. Amerikalı bu değil.
Obama, kampanyasının temel düsturu yaptığı “değişim” kelimesinin içini, zaman zaman o günlerden yadigar, “sol” söylemlerle dolduruyor.
İşte bu yüzden rakibi John McCain ismini açıkça koyarak, Obama’yı “sosyalist” olmakla suçladı…
“Barack Obama'nin vergi politikaları ‘sosyalist’ özellikler taşıyor. En azından Avrupa'da, rakibimi çok takdir eden sosyalist liderler, amaçları hakkında açık konuşuyor ve dürüst davranıyorlar. Aynı açıklığı senatör Obama'dan da beklemek gerekir”.
* * *
Global krizin önünü kesmek adına, açık biçimde “devletçi” uygulamalar öneren ve getiren ülkelerin tartışıldığı “yeni dünya düzeni”nde bu iddia manidar bulunmalı!
Bizde de bir çok ekonomi uzmanı ve yazar, özel şirketlerin kurtarılması ile bunların karşılığında o şirketlerin varlıklarının alınmasını, liberalizmin/serbest piyasanın özüne saldırı olarak yorumladılar.
* * *
Bu gerçekten olabilir mi? Yani dünya, Obama’nın Başkan seçilmesiyle sembolik anlamını da bulacak biçimde “sol”a kayabilir mi?
Avrupa içindeki ayrışmalara, Rusya ve Çin’in yükselişine, Kafkaslar’daki puslu havaya bakıldığında, İran ve “Arap ülkelerinin” dirençleri ölçüldüğünde bir “cepheleşme” zaten görülüyor.
Ama adı “sol” mu? Dahası Türkiye’ye etkisi nasıl olur?
* * *
Cumartesi günü Başbakan Erdoğan, Seyrantepe Barajı’nın açılışı için Elazığ’daydı…
Orada söyledikleri bana ilginç göründü; “Küresel kriz öne sürülerek hükümetin düşürülmesi hesabı yapılıyor. İktidara yönelik yolsuzluk iddiaları Komünist zihniyete ait. Nerede var yolsuzluk? ‘Varsa göster bakalım’ diyorum. İftira at tutmazsa iz bırakır. Bu zihniyet komünistlere aittir.”
Küresel kriz ve Komünizm kelimelerinden hareketle, yukarıdaki düşünce sistematiğime bir karine sunmuyorum.
Bana ilginç gelen, bu retoriğin uzun aradan sonra günlük siyasi dile dönüşü!
* * *
Dünyada ve Türkiye’de “sol”a bir itibar var ise, işaretlerini görmek için çok beklemeyeceğiz…
Kasım’da ABD seçimleri, 2009’da Türkiye’deki yerel seçimler bunun ipuçlarını sunabilir. Ve eğer öyle olursa, sonraki genel seçimlerde AKP’nın canı yanabilir.
Eğer öyle olursa!..
Zembille haber inmez, ama yağabilir!
SkyTürk’de Meclis Kulisi programını yapan İsmail Küçükkaya ile Akşam Gazetesi’nin Pazar eki bir söyleşi yapmış… (Yani kendi gazetesi.)
Birkaç defa SkyTürk’ün Cinnah’daki binasında gidip canlı yayınlanlara katılmış olsam da, Ankara’da uzun yıllardır görev yapan iki gazeteci olarak karşılaşsak da, hiç tanışmadık.
Ama yazılarını izlerim ve peşin söyleyeyim, bazı konuları “naif okuyuşunu” beğeniyorum. Bu yüzden, eleştiri bile denemeyecek minik düzeltime umarım kızmaz.
Küçükkaya, Taraf Gazetesi’ni “gizli özne” yaparak; “İyi gazetecilik çaba gerektirir. Kimseye gökten zembille haber inmez. İndiği zaman ortada bir acayiplik var demektir. Gazeteci belli bir hedefe yönelik olarak kendisine ulaştırılan haberlere kuşku ile yaklaşmalı. Haber doğru bile olsa niyeti sorgulamanın önemli olduğuna inanırım” demiş.
Azıcık daha devam edelim alıntıya; “Gazetecilere belge ulaşmaz. Biz kendimiz buluruz. Gazeteci olmayanlara belgeler ulaştırılır.”
E, şimdi bunlara ne diyeyim? Al, Basın-Yayın’da (“İletişim”oldu bu okullar ama ağzımız alışmış bir kere) ders diye okut!
İtirazım ise şu... Küçükkaya esasen siyasi bir eleştiri yapıyor ama genç meslektaşlarımız farklı/yanlış ders çıkarabilir.
Gazetecilere belge de gelir. Rahmetli Uğur ağabeye (Mumcu) belge yağardı. Bugün aynı gazetecilik prensiplerini kollayanlara da belge yağar.
Bunun sebebi; o gazetecilerin güvenilir bulunması, kaynaklarını asla satmayacak olmaları, gelen bilgi-belgeler doğru ise işin sonuna kadar gideceklerine inanılması ve gerçekten dosyayı araştırmalarıdır.
Gazetecilik “onur” mesleğidir. Bakmayın siz Türkiye’de hıpalandığına. Bu işin sermayesi budur. Mesleğinizi onurla yaparsanız, belge de bulursunuz, belge de gelir, zembille de iner!
Bu yüzden sevgili Küçükkaya aynı söyleşideki şu cümlesi üzerinde bence daha çok durmalı; “Eğer bir gazete yalnız belli bir hedefe yönelik yayın yapıp diğer hiçbir konuyu önemli bulmazsa, belirli bir misyonla kurulmuş anlamına gelir”.
Yoksa kim gazeteci kim değil zaten biliyoruz.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle