En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Korkutmak



12 Eylül görüntülerine geri döndük. Birisi kürsüde... Diğerleri arkasında... Ayarı bozulmuş bir ses tonu ile bağırıp çağırma. Nedir? Askeriyeyi övmek serbest, eleştirmek ya da soru sormak yasak. Sorarsan ne olacak? Soruyorsun. Aktütün’de ne oldu? Cevap yok.


Neden? Çünkü Taraf’ın yayınladığı belgelerin sapına kadar doğru olduğunu en çok önceki gün bizleri korkutmaya kalkan zevat biliyor.

O nedenle sorulara cevap yok ama...

Bağıra çağıra ağır suçlama var:

‘Bütün bunlara rağmen bölücü terör örgütünün yaptığı eylemleri, altını çiziyorum başarılı gibi gösterenler, tekrar ifade ediyorum başarılı gibi gösterenler akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar.’

* * *

En bayıldığım ise şu cümle:

‘Kendine güveni olan bütün kurumlar gibi ki TSK’nın kendine güveni tamdır, bu incelemenin sonuçlanmasını müteakip elbette kamuoyu ile paylaşılması gereken hususlar bilgi olarak verilecektir.’

Ne zaman?

Mahkeme-i Kübra’da mı?

Aktütün Baskını’ndan bu yana kaç gün geçti, bir açıklama geldi mi?

* * *

Aktütün’ü bırakın.

8 Ekim 2007 tarihinde, yani bir yıldan aşkın bir zaman önce...

Şırnak’taki Gabar Dağı’nda...

Bolu’dan gelen Komando Tugayı’na bağlı bir timin, teröristlerce pusuya düşürülmesi sonucu ikisi astsubay 13 askerimiz şehit oldu.

On üç askerimiz demek, on üç gencecik çocuğumuz demek.

Bolu Komando Tugayı bizim en nitelikli, en iyi yetişmiş tugaylarımızdan biri.

Pusuya düşürülmeleri öyle kolayından olacak iş değil.

Pusuya düşürülen ‘güvenlik timi’...

Saldırganlar ellerini kollarını sallaya sallaya kaçmışlardı.

Normal mi? Tabii ki değil.

Peki, ne oldu ‘incelemeye müteakip’ sonuçlar nerede?

Onlar yok ama ayarsız bir ses ve üslupla Türkiye’ye ve demokrasiye tavır var.

* * *

Siyaset kurumu 12 Eylül rejiminin ürünü.

Bu nedenle demokratik hiç bir ülkede rastlanmayacak olan ‘askeri yargı’ bizde öylece duruyor.

Öylece durmak ne...

Basına yasak getiriyor, muhtemel hamleleri için yargı kararları alıyor.

Kısacası askeri mahkeme medyaya ve sivillere ders vermeye soyunuyor.

* * *

Amaç ne?

‘Herkesin dikkatli olması ve doğru yerde bulunması.’

O doğru yeri kim, neye göre tespit edecek?

Elindeki sopaya göre mi, demokrasinin kurallarına göre mi?

Sorulara cevap verip zafiyeti gidererek ‘çocukların ölmesini önlemek’ yerine, faşizm sesleri çıkartmak, Türkiye’yi iyice çökertir, kimsenin altından kalkamayacağı korkunç sonuçlar doğurur.

Zafiyeti, korkutarak saklamak çürümeyi hızlandırır çünkü.

* * *

Dün yeniden şehit düşen askerlerimizi...

Neden düştüğü anlaşılmayan helikopteri de...

Herhalde ‘doğru yerde’ olmak adına sormayacağız.

Sorarsak...

Cevap hazır:

‘Akan ve akacak olan kanın sorumlususun.’

* * *

Korkuttunuz da ne oldu?

Baskı yaptınız da ne oldu?

Kime yaradı?

Herhalde ölüp yiten gencecik insanlarımıza değil.

* * *

Tabii bunları, dışarılarda iyimser mesajlar veren cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de sormalıyız.

Dünkü Ankara resmi hangi demokrasiye uyuyor?

Tabii, eğer var ise, hükümet de bu soruya cevap verebilir.

Bu yaşananlar demokrasiye uyuyor mu?

Demokrasiye uymuyor elbette.

Bu siyasetçilerle demokrasiye nasıl uysun?

Çocukların sahipsiz olduğu bir ülkede demokrasi olmaz.

O yüzden de olmuyor zaten.

star



Bu yazı 1,142 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,309 µs