Doğrusu dün Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un basın toplantısı yapacağını duyduğumda doğru bir adım diye düşünmüştüm. Basın toplantısı olmadı gerçi, Orgeneral Başbuğ soru almadı, dolayısıyla bir basın açıklaması oldu.
Bu basın açıklamasıyla doğru bir adımın atıldığı konusunda da kuşkular var.
Açıklamasına astsubaylara ve bu etkinlik için Ankara’dan Balıkesir’e giden gazetecilere teşekkürle, alışık olunan sakin üslubuyla giren Orgeneral Başbuğ, daha önce örneğini Başbakan Tayyip Erdoğan’da gördüğümüz ve eleştirdiğimiz şekilde, birdenbire konuşmanın tonunu sertleştirmeye, sesini yükseltmeye başladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, mücadelenin nitelik değiştirdiği bir karar aşamasında zor bir durumda bırakacak gelişmelere tepkisini açığa vurmak istiyordu. Tepki öfkeye dönüşünce açıklama başka bir raya girdi. Dünkü açıklamaya kadar medya ve kamuoyunda var olan İlker Başbuğ görüntüsünden farklı bir İlker Başbuğ vardı milyonlarca vatandaşın ve mutlaka PKK’lıların da izlediği ekranlarda. Ateş düştüğü yeri yakar. Genelkurmay Başkanı’nın tepki göstermek için çok haklı nedenleri olabilir; başında bulunduğu TSK’nın hukuk ve itibarını korumak durumundadır. Ama Başbuğ, medya ve kamuoyuna belki astlarına dahi hitap etmeyeceği bir üslupla hitap etti. Olmadı. Üslubu hayal kırıklığına neden oldu.
Bu, kalpleri ve kafaları kazanmaya yardımcı olacak bir görüntü değildi. Bu, ‘asimetrik savaşta komutan, siyasiler ve medya ile tartışmaktan kaçınmalı’ yolundaki doktrine uygun bir söylem de değildi. Yapıcı eleştiriyi kasıtlı eleştiriden ayırmaya çalışan bir yaklaşım da olmadı.
Dün Başbuğ’un öfkesini kontrolden çıkaracak kadar tepki duymasına neden olan iddialar da, iddialara mesnet edilen görüntü ve yorumlar da ciddi ve kafa karıştırıcı oysa.
Gizli bilgi ve belgelerin sızması ayrı bir sorun, o belgelerin gerçekliği ayrı bir sorun, gerçekse o belgelerden doğru sonuçlara varılıp varılmadığı ayrı bir sorun.
Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un dün değindiği incelemeyi, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, 5 Ekim tarihindeki basın toplantısında benim sorum üzerine açıklamıştı. Iğsız, Aktütün olayının incelenmesini İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Necdet Özel’in 4 Ekim tarihi itibarıyla üstlendiğini söylemişti. Dün Başbuğ bu incelemenin (aradan geçen 10-11 günde) henüz sonuçlanmadığını, sonuçlarının ‘kendisine güvenen her kurum gibi’ TSK tarafından açıklanacağını söyledi. Bunu takip etmek gerekir. Bu anlamda Genelkurmay’ın kamuoyuna hâlâ bir açıklama borcu vardır.
İşin başka boyutu da var. Orgeneral Başbuğ’un açıklamalarından hemen önce, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, bir basın toplantısıyla İstanbul’da eylem yapamadan yakalanan PKK intihar bombacısı ve onun Van ve diğer yerlerde yakalanan yönlendirici ve yardımcıları hakkında bilgi verdi. Polisin militanı nasıl günlerce görüntülü olarak takip ettiği ve kanlı sonucuna ulaşmasını engellediği anlatıldı. Belki de polisin elindeki istihbaratı iyi değerlendirdiği mesajının altı çizilmek istiyordu. Bu başarılı bir medya adımıydı, çünkü içinde somut bilgi vardı.
Başbuğ’un basın toplantısından hemen sonra da Meclis’te Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin konuştu. Engin Çeber’in İstanbul, Metris Cezaevi’nde dövülerek öldürüldüğünü kabul eden ve (Türkiye’de ilk olumlu örnek olarak) bu yüzden devlet adına özür dileyerek uygar bir adım atan Şahin, bir olumlu hareket daha yaptı. İşkence sonucu ölüm iddiasını kamuoyuna duyurup yetkilileri harekete geçmeye zorladığı için medyayı övdü. Aylardır medya ile kavga eden AK Parti hükümetinin bu olumlu tutum değişikliği de anlamlıydı.
Gizli bilgilerin sızması olayına gelince. TSK 2003 yılından bu yana ciddi bir bilgi sızması sorunu yaşıyor. Bu sorun 2005 yılından bu yana zirveye çıkmış durumda. Bu konuda soruşturmalar açılıyor, ama sızıntının devam ettiği anlaşılıyor. Sızan belge ve bilginin iyi ya da kötü niyetle kullanılmasına tepki göstermek ile sızma nedeniyle ondan sorumlu olmayanlara yüklenmek birbirinden tamamen ayrı konular. Ulusal güvenlik açısından da kuşku doğuran bu sızıntılara ilişkin soruşturma sonuçları açıklanırsa, Genelkurmay ev temizliğini tamamladığını ilan ederse, bu hem medyada en uygun şekilde yer alır, hem de kamuoyu rahatlar.
radikal
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle