En Sıcak Konular

Semih İdiz


Semih İdiz
0 0 0000

Aktütün saldırısıyla akla gelen sorular



Aktütün Karakolu’na PKK tarafından düzenlenen saldırı bazı soruları zorunlu hale getirdi artık. Kamuoyunun, “Kanları yerde kalmayacak” türü açıklamalardan, Irak’a verilen “uyarı notalarından” ve “Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun acilen toplanmasından” bu aşamada çok tatmin olacağı söylenemez.
Gerçek şu ki ortada ciddi bir sorun var ve mevcut yöntemlerle bunun üstesinden gelinemiyor. PKK’nın, kalabalık bir grupla ve ağır silahlarla, üstelik daha önce de hedef olmuş bir sınır karakoluna saldırıp 15 askerimizi şehit edebilmesi, sorgulanması gereken vahim bir olaydır.
Bu arada, Ayvalık’a bağlı Altınova beldesinde geçtiğimiz günlerde yaşanan etnik içerikli gerginlik ve Bolu’da bir gazetenin “‘Her şehit için bir DTP’li öldürülmeli'’ demesini “fikir özgürlüğü” sayan bir adalet sistemine sahip olmamız da işlerin nereye gittiğini göstermeye yetiyor.

DTP, ayrışmayı derinleştiriyor
Öte yandan, DTP’nin -Avrupa’da bile artık “anlaşılmaz” bulunan bir şekilde- PKK ile arasına mesafe koymayı bırakın, tüm enerjisini bu örgütü “meşru” göstermeye harcaması ise bu tehlikeli ayrışmayı iyice derinleştiriyor.
DTP’nin, bu yaklaşımı nedeniyle, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması halinde Batı’da fazla sempati toplaması da mümkün görünmüyor. İspanya’nın, terör örgütü ETA’nın siyasi kolu sayılan Batasuna’yı yasaklamasını haklı gören bir Avrupa, DTP’ye destek verebilecek durumda değil.
DTP kurmayları, AKP’nin kapatma davası nedeniyle Avrupa’da topladığı sempatiyi toplayacaklarını sanıyorlarsa hayal kırıklığı yaşayacaklar. Zira, Madrid ve Londra bombalarından sonra Avrupa’da teröre prim verecek hal kalmadı. Fransa ve Almanya’daki gelişmeler de zaten, PKK’nın Avrupa’da artık eski rahatına sahip olmadığını gösteriyor.

Sorular için bazı tabular yıkılmalı
Baştaki sözlerimize dönecek olursak, Aktütün saldırısı bazı soruları kaçınılmaz kılıyor. Ancak bunun için bazı tabuların yıkılması gerekeceği de ortada. Kıdemli yazarlarımızdan Melih Aşık da dünkü yazısında bunu dolaylı olarak ortaya koymuş.
Toplumdaki tepkilerin yetersizliğinden sitem eden Aşık, “Bu acı olaylar mesela futboldaki yenilgiler kadar etkili oluyor mu toplum üzerinde... İnsanımız AKP’ye, TSK’ya, ABD’ye karşı yeterince homurdanıyor mu?” diye sormuş.
İnsanımızın AKP ile ABD’ye yeterince homurdandığı ortada. AKP’ye bu konuda duyulan hoşnutsuzluk şehit cenazelerinde görülüyor. ABD’ye gelince, bırakın “homurdanmayı” şu anda bizden daha “Amerikan düşmanı” bir toplum yok dünyada.
Fakat Aşık’ın bu “üçlemeye” kattığı “TSK boyutu"na gelince durum değişiyor. Bu açıdan sorulması gereken sorular ya sorulmuyor, ya sorulamıyor ya da sorulmaktan çekiniliyor.

ABD istihbaratı etkin mi?
O nedenle biz sormuş olalım:
“Daha önce saldırıya uğrayan ve şehit veren bu karakol çok daha iyi korunamaz mıydı? Teröristlerin, ağır silahların da kullanıldığı bu denli kalabalık ve organize bir saldırı öncesindeki hazırlıkları tespit edilemez miydi?
“Karanlıkta gören dürbünlerden ısıyı tespit eden aygıtlar ve insansız casus uçaklarına kadar birçok teknik olanakla donatıldığı söylenen TSK’ya bağlı hava unsurları niçin derhal harekete geçemedi? Bu arada, ABD’den elde edildiği söylenen istihbarat gerçekten söylendiği kadar etkin mi?”
Bazılarına göre bunlar, TSK’nın imajını zedeleme potansiyelini taşıdığı için sorulmaması gereken sorulardır. Ancak bize kalırsa bu sorular şu anda asıl TSK içinde soruluyor.
Unutmayalım, sorulardan kaçınarak sonuç alınamaz. Aksine, bu soruların sorulması gerekiyor ki doğrulara bir an evvel ulaşılsın ve Aktütün Karakolu’na karşı düzenlenen türden saldırılara karşı daha hazırlıklı olunsun.

milliyet



Bu yazı 1,101 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Ağustos 2011 Artık muhtıra değil, emeklilik dilekçesi veriliyor
    • 16 Mayıs 2011 Suriye karıştıkça Türkiye’den beklenenler artıyor
    • 3 Ocak 2011 ''İsrail ve Suriye için Türkiye en iyi arabulucu''
    • 13 Aralık 2010 AB’den gelen büyük desteğin nedeni
    • 13 Ekim 2010 ABD ile ilişkilerde tren kazası olasılığı
    • 4 Ekim 2010 İsrail’de yoğun Türkiye aleyhtarı Propaganda
    • 28 Ağustos 2010 Avrupalılar bile AB’ye artık inanmıyor
    • 3 Temmuz 2010 İsrail, Türk-ABD ilişkilerinin koşulu haline geliyor
    • 31 Mayıs 2010 Savunma stratejimizi etkileyecek gelişmeler yaşanıyor
    • 8 Mart 2010 ABD dış politikası amatörlerin elinde mi?
    • 2 Kasım 2009 Peki, CHP ne yapıyor?
    • 8 Haziran 2009 Obama’nın verdiği desteğin arka planı
    • 23 Şubat 2009 Batı’dan uzaklaştığımız inancı artıyor
    • 6 Ekim 2008 Aktütün saldırısıyla akla gelen sorular
    • 20 Ağustos 2008 Washington ile Montrö sıkıntısı
    • 18 Ağustos 2008 Türkiye ittifaksız kalırsa ne olur?
    • 11 Ağustos 2008 Türkiye’yi Batı’ya iten Rusya’dır
    • 2 Ağustos 2008 Batı kadar Doğu da rahatladı
    • 21 Ocak 2008 Erdoğan-Sarkozy-Merkel zirvesi bir tuzak mı?
    • 31 Aralık 2007 2008'de Türk- ABD ilişkileri

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,035 µs