En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Bravo... Bravo...



Çok güzel bir gelişme oldu... Hemen aktarayım: Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın İP hakkında kapatma davası açmama şikayetini karara bağladı.

Kararda, değerli Yalçınkaya’nın Ergenekon Terör Örgütü ile yakın teması olduğu iddia edilen İşçi Partisi (İP) hakkında kapatma davası açmaması ‘takdir hakkını kullanmak’ olarak değerlendiriliyor.

Güzel, değil mi?

Daha da güzeli şu:

Başsavcı iddialara, tevatürlere, fiiliyata dökülmemiş ama esasında kapatmayı gerektirecek söz ve davranışlara prim vermiyor. Hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hiçbir siyasetçiyi peşinen suçlu ilan etmiyor, ‘darbecilik’ iddialarını ‘açık ve yakın tehlike’ kapsamında görmüyor.

Tam bir ‘hukukçu’ yaklaşımı...

Üstelik, ‘hukukun üstünlüğünü’ şiar edinmiş bir hukukçu yaklaşımı...

Denilebilirse, Başsavcı Yalçınkaya, İP ve CHP sözkonusu olunca, birdenbire ‘Venedik kriterleri’ni hatırlayıveriyor, tam bir Osman Can kesiliyor.

Fakat, bu toleransını ve hoşgörüsünü, hatta Osman Can tutumunu başka partilerden esirgiyor.

Mesela AK Parti’den esirgemişti.

Bu parti hakkındaki iddiaları, tevatürleri, ‘google çıktıları’nı, gerçekliği kanıtlanmamış bilgileri iddianamesine tıkıştırdığı gibi, özgürlükleri savunan açıklamaları da ‘kapatma gerekçesi’ saymıştı.

Hemen aklıma, Başbakan’ın, ‘İstiyoruz ki üniversitelerimizde başı kapalılar, başı açıklar kardeşçe eğitim görsünler’ sözleri geliyor.

Ne olacaktı yani?

Başı açıklarla başı kapalılar düşman mı kesileceklerdi?

Birbirlerinin kanına ekmek mi doğrayacaklardı?

Bu arada, Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın Çankaya Üniversitesi’ndeki görevine son verildiğini de ‘ek müjde’ olarak belirtelim ki, tam olsun.

Osman Can, ‘301 madde’, ‘vicdani ret’, başörtüsü’ ve ‘parti kapatma davaları’ konusunda ‘özgürlükçü’ görüşler öne sürüyor, Anayasa Mahkemesi’ne istikamet tayin ediyordu. Anayasa Mahkemesi bildiğini okuyordu, o ayrı...

Denilenlere göre, görüşlerinden dolayı, bağlı bulunduğu üniversiteden birkaç kez ‘uyarı cezası’ almış, ‘çok ileri gittiği’ kendisine bildirilmiş.

Bu da cennet vatanımıza özgü bir hoşluk olsa gerek.

Hür fikri savunması gereken ‘akademya’, hür fikrin gereğini yerine getiren müntesibine uyarı cezası veriyor. Bu cezayla kalmıyor, bir de hiçbir gerekçe sunmadan görevinden azlediyor.

Bravo doğrusu...

Gelelim değerli Basavcı Abdurrahman Yalçınkaya’ya...

Evet, artık öğrendik ve ezberledik ki, Başsavcı ‘laiklik’ konusunda çok hassas. Başsavcı’yı ‘takdir hakkını kullanmak’la taltif eden Yargıtay da bu konuda çok hassas.

Benim merak ettiğim husus şu:

Neden aynı duyarlığı ‘demokrasi’ konusunda da göstermiyorlar?

Demokrasi, laiklikten daha mı az önemlidir?

Ne yani, ‘ilericilerin tankları var’ deyip darbe çeteleriyle teşrik-i mesai yapan, ‘gizlilik’ derecesi yüksek belge ve kriptolarla ‘darbe provokasyonları’na kalkışan, terör örgütü kamplarında askeri törenle karşılanan, yabancı vakıflardan partilerine para aktaran, seçim dönemlerinde varoşlarda başörtüsü dağıtanların ‘örgütlü eylemleri’ müeyyidesiz mi kalacak?

Hayır, kapatma davası açılmasın.

Bir ‘uyarı’ cezası da lütfedilmeyecek mi?



Bu yazı 880 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,977 µs