İşin tadı iyice kaçmaya başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan, tam artık öfkesi geçiyor derken öyle bir patladı ki, öfkesini kendi istemediği şekilde habercilik yapan gazetelere karşı AK Parti teşkilatını boykota çağırmaya vardırdı.
CHP lideri Deniz Baykal, ‘istibdat ve dikta anlayışı’ diye eleştirdiği bu tutumdaki bir sonraki adımın, o gazetelerin yayımlanmasını da engelleme çabası olabileceğini söyledi.
Diyelim böylece gazetelere engel olabileceğini düşünüyor Başbakanımız. Peki televizyonlara nasıl engel olacak? Fişlerini çekip ekran mı karartacak? Yoksa dün AK Partililerin seçtiği üyelerin oylarıyla akladıkları Zahid Akman’ın başında bulunduğu RTÜK mü üstlenecek o işi?
Kendine AK Parti demekle, ak olunsa hayat kolay olurdu. Zaten Avrupa’da da bu yönde imalar başladı.
ABD’nin büyük bankası Lehman Brothers’ın batmasından bir iki gün önce Ankara’ya gelen küresel çapta (ve krizi hasar almadan atlatan) bir yatırım bankası yetkilileri Deniz Feneri
yolsuzluğu ve 2009 Martındaki yerel seçimler öncesi siyasetin finansmanı ve popülist harcamaların kaynağını sorgulamaya başlamışlardı.
Brothers’ın batışından hemen sonra muhtemelen Rusya’da batma ihtimali olan bir miktar parayı Türkiye’de park edip edemeyeceklerini araştırmak için Türkiye’ye gelen önemli bir yatırımcı kuruluşun uzmanı ise bana ilk defa duyduğum bir soruyu sordu. Kendisi de ilk kez böyle bir taleple karşılaştığını söyledi: Londra’daki yatırımcılar kendisinden ‘Türkiye’de iş alan yabancı kuruluşların hükümetin tercih ettiği bazı şirketleri ortak alma yönünde talep, ya da baskıyla karşılaştığı’ konularını soruşturması istenmişti.
Ne demek istediğini, somut örnekler olup olmadığını sordum. Cebinden bir kâğıt çıkararak, hükümete yakın olduğu için yabancı yatırımcılara adeta iş alma koşulu olarak ortak olarak önerildiğinin araştırılması istenen bazı şirketlerin isimlerini okumaya başladı. Kimseyi töhmet altında bırakmamak için isimlerini yazmayacağım. Ancak yalnızca baş harfleriyle, T Grubu, İ Grubu, Ç grubu, K grubu, R grubu olduğunu söylemekte bir sakınca olmayabilir.
İşin başka boyutu da var. Başbakan Erdoğan, önceki akşam AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nın iftar yemeğinde gazete boykotunu açıklamadan önce, Murat Akgün’ün Dengir Fırat ile mülakatına atıfta bulunarak adını vermeden NTV’ye de yüklendi. NTV kurulduğu günden bu yana bütün gruplara ve partilere eşit mesafede duran, nesnelliği ile öne çıkan yayıncılık yapmaya çalışıyor. Acaba Başbakan, NTV ve Doğuş Grubu’na artık böyle bir lükslerinin kalmadığını, saflarını kendi yanında belirlemeleri aksi halde ötekiler gibi muamele görecekleri imasında mı bulunuyor. Bu doğruysa, Serdar Turgut’un ‘ortada ve tarafsız’ olmakla övündüğü yayın politikası ile Akşam-Show-Sky Türk, yani Çukurova grubu için de geçerli sayılabilir.
Ama bu baskı sonuç getirmez. Eğer Türkiye siyaseti ve ekonomisi dünya ile bütünleşmiş, Avrupa Birliği üyesi olma yolunda ilerleyen bir ülke ise, iktidarın medyanın kendi hizasında durmayan bölümünü sindirme ve yok etme isteği gerçekleşemez. Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikhail Saakaşvili, Rusya’nın siyasetini eleştirirken, ‘21’inci yüzyılda yapamazlar. Artık borsa ve CNN çağındayız’ diyor. Eğer Saakaşvili’nin aynadan gördüğünü Erdoğan’ın duvardan görebileceğini var sayarsak, bu gerçeğin farkında olması gerekir.
Erdoğan doğru danışmanlarına kulak verirse, söylediklerinin çağdaş bir Avrupa ülkesinde asla söz konusu olamayacağını, ancak karanlık komploların hâkim olduğu en totaliter Ortadoğu rejimlerinde belki akla getirilebileceğini görecektir.
Erdoğan, kendisini daha fazla yıpratmadan, ancak totaliter, baskıcı rejimlere yakışan
çizgisini değiştirmelidir.
NOT: Dün yayımlanan Saakaşvili mülakatımda anlam değişikliğine yol açan iki harf hatası
olmuş. 1- ‘Saakaşvili, gelişmeler sonucu ABD’nin bölgede daha aktif hale geleceğini ‘düşünmüyor’ değil, ‘düşünüyor’ olacak. 2- ‘Söylediklerin dedikodu değil, hepsi gerçek’ değil, doğrusu ‘Söylediklerim’. Bir harf hatası anlamı tersine çevirebiliyor, internette hemen düzelttik, gazetede de şimdi düzeltiyoruz. Özür dilerim-MY
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle