En Sıcak Konular

Ömer Lütfü Mete


Ömer Lütfü Mete
0 0 0000

Herkese bir Ağlama Duvarı



Kara Kuvvetleri Komutanı Başbuğ'un Kudüs'te Ağlama Duvarı önündeki fotoğrafı ile ilgili yorum yapmayı gereksiz görmüştüm.
 
Bu tür gönderiler ilke olarak midemi bulandırdığı için değil sadece; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yıpratılmasından -bazı üst düzey komutanların anlayamayacağı kadar- rahatsızlık duyduğum için...

Tabii ki ordunun kimi uygulama ve yaklaşımlarına dair eleştiri hakkım mahfuz. Ancak bu, yedeği bulunmayan biricik dış güvenlik gemimiz olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üstüne titrememe engel değil.

Bu gemide açılacak her delik mutlaka düşman işidir. Böylesi psikolojik savaş ürünü yayın malzemelerinin milyonda biri dahi habercilik başarısı ile ele geçirilmiş değildir. Hemen her zaman bir gizli servis bu malzemeleri yayın organlarına gönderir, işbirlikçi veya aptal haber adamları da mal bulmuş mağribi gibi halkın önüne koyar...

Şimdiyse konuya değinmek istememin sebebi, bazı yorumcuların bu türden gönderilere yönelik haklı ama eksik eleştirileridir. Bir an düşünelim: İlker Başbuğ'un bu fotoğrafına yayın değeri atfetmeyen Hürriyet, sözgelimi Tayyip Erdoğan'la ilgili benzer bir malzeme karşısında aynı duyarlılığı gösterebilir miydi?

Sadece Hürriyet'te değil, Doğan cephesinin bütün yayın organlarında sayısız maksatlı ve güdümlü 'gönderi' üzerinden kopartılmak istenen fırtınaları hatırlarken bu soruya evet cevabı vermek imkânsız... Bu mukayeseyi yaptığımız zaman da ister istemez psikolojik savaş ürünleri karşısında 'çifte ölçüt' kullananların perişanlığı belgeleniyor! Böyle gönderiler hemen daima psikolojik savaş ürünü malzemelerdir. Bu malzemeleri değerlendirirken ideolojik duruşuna ve çıkarına göre hareket etmediğine dair halka mutlak bir güven veremeyen her yayıncı, psikolojik savaş elemanı konumundadır.

Dünkü yazımdan kısa bir bölümü tekrarlamama izin veriniz: Psikolojik savaş ürünü haberler konusunda ne kadar uzman olursanız olun, verilerle ilgili derin ve tutarlı bir hikâye geliştiremediğiniz takdirde kapılacağınız duygu bellidir: Mutlak hakikatsizlik hali... İlker Başbuğ'un Ağlama Duvarı önündeki fotoğrafını gönderenlerin maksatlı olduğuna hükmetmek ve onu yayınlamamak doğru bir davranıştır ama yeterli değildir. Kafamızda bu fotoğrafı servise sokan güç hakkında da bir hikâye oluşması gerekmektedir.

Herhalde bu fotoğraf, dinci veya kilimci tarafından yayın organlarına yollanmadı. Evet, asıl soru, bu fotoğrafı kimin servise soktuğudur. Hangi ülkenin gizli birimi? Amerika'nınki mi, İngiltere'ninki mi, Almanya'nınki mi, yoksa bir başka ülkeninki mi? Aslında bu, evrensel açmazımızın bir yansıması...

Nasıl dışarıda 'bize saldıran teröristtir, size saldıran direnişçi' deniyorsa burada da, 'Benim yaslandığım gizli servisin gönderisi halis haberdir, karşıt gizli servisinki ise psikolojik savaş ürünüdür' deniyor! Hâsılı kimsenin derdi hakikat değil; hasma zarar vermek için her yolu mubah sayan bir psikolojik savaşın ortasındayız. Herkesin bir Ağlama Duvarı var... Psikolojik savaşın acımasız tetikçileri, aynı türden namlular kendilerine çevrildiği zaman ağlamaya başlayınca beni de gülmek tutuyor.

bugün



Bu yazı 1,038 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 7 Temmuz 2008 Kirli bilgi salgınına şüphe ilacı
    • 5 Temmuz 2008 Gelecek masada değilse devlet yoktur
    • 16 Haziran 2008 Herkese bir Ağlama Duvarı
    • 12 Nisan 2008 ‘Mütareke basını’ nasıl bir şey?
    • 14 Şubat 2008 Keçinin azınlık zorbalığı
    • 11 Şubat 2008 KİK medyasının intiharı
    • 9 Şubat 2008 Geçiçi işi kadro sanan laikçi
    • 19 Ocak 2008 Yargının yargısız infazı
    • 1 Şubat 2007 "Derin Çete!"

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,389 µs