En Sıcak Konular

Ahmet Taşgetiren


Ahmet Taşgetiren
0 0 0000

Varsın sonrası tufan olsun!



Grup konuşmasında TV'den Baykal'ı izliyorum. İlk bölümde ekonomik konulardan bahsediyor. Son derece tutuk, heyecansız. “Bakın biz de bu konularla ilgileniriz” üslubunda... Muhtemelen önüne konmuş rakamları sunuyor. Sonra siyasi konulara geçiyor, laikliğe gelince coşku başlıyor. Aman Allahım, “Baykal işte bu” diyorsunuz. Adeta kükrüyor. “-Bu, tipik bir “Laikçi” profili”, diyorum kendi kendime. “-Acaba hangi ülke meselesinde heyecan duyar bir laikçi?” diye sorduğumda aklıma bir şey gelmiyor. 
 
Hani kelime çağrışımları üzerine yapılan söyleşiler vardır, mesela, “Anne” diyorsunuz, çağrışımı “Canım” oluyor.

Bir laikçiye, ülke sorunlarını sorsanız ve çağrışımlarını almak isteseniz nasıl bir söyleşi çıkardı ortaya, hiç düşündünüz mü?

Bence şöyle bir söyleşi çıkardı:

İşsizlik: Laiklik.

Enflasyon: Laiklik.

Kürt meselesi: Laiklik.

Ülke güvenliği: Laiklik.

Eğitim sorunları: Laiklik.

Demokrasi: Laiklik.

Parti kapatma: Laiklik.

Darbe: Laiklik.

Yargıda tarafsızlık: Laiklik.

Cumhuriyet: Laiklik.

Millet iradesi: Laiklik.

Sandık: Laiklik.

Barajlarda susuzluk: Laiklik.

Türkçe olimpiyatı: Laiklik.

Menderes'in idamı: Laiklik.

Milli Mücadele: Laiklik.

Sarıklı mücahitler: Laiklik.

Açlık sınırı: Laiklik.

Yoksulluk sınırı: Laiklik.

Gelir dağılımında adaletsizlik: Laiklik.

Kanaltürk: Laiklik.

Tele-kulak: Laiklik.

AB ile ilişkiler: Laiklik.

ABD ile ilişkiler: Laiklik

İslam: Laiklik.

Çaya çorbaya limon türü bir saplantı bu. Ya da laiklikten ötesi tufan...

GAP eylem planı, siyasi istikrarsızlık, dünya ile ilişkilerin bozulması, toplum – devlet ilişkilerinde derin sancı falan... Hiç biri ilgilendirmiyor bir çevreyi. Ülke batmış umurlarında değil, onların tanımladığı laiklik çerçevesi her türlü kavgayı ve her türlü dışlamayı değer.

AİHM'YE rağmen dünya dönüyor

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sakarya İmam Hatip Lisesi öğretmenlerinden Sevil Tandoğan ve Fatma Karaduman'ın başörtülü olarak öğretmenlik yapmalarına engel olunduğu ve bu sebeple din ve vicdan özgürlüklerinin ihlal edildiği gerekçesiyle açtığı davayı reddetti ve Leyla Şahin davasındaki görüşünü tekrarladı. Mahkemeye göre, “Başörtüsü yasağı insan haklarına aykırı değil!”

Bu kararıyla AİHM, Avrupa ülkelerindeki uygulama ile çifte standart oluşturacak biçimde Türkiye'deki laikçi mantığı onaylamış oluyor. Mahkemenin bu tutumu, ya başörtüsü yasağının Türk toplumu için anlamını kavramamış olmaktan ya da İslam'a ilişkin kötü niyetten kaynaklanıyor. Türkiye'de halkın yüzde 75'inin özgür olmasını istediği başörtüsüne uygulanan yasağın, bir insan hakları kuruluşu tarafından onaylanmasını anlamak mümkün değil.

Bu durumda başörtüsüne özgürlük mücadelesi, AİHM'ye rağmen devam edecek demektir.

Evet, Galile'nin gerçeği dışlayan yargı kararlarına karşı seslendirdiği tarihi cümle yaşıyor: 

“-Dünya dönüyor!” Bir gün başörtüsünün bir insan hakkı olduğunu AİHM de kabul edecek, başkaları da.

Dün, medyaya baktım, AİHM kararı nasıl verilmiş, diye...

“Babacan Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet etti” diye isyan bayrağı çekenlerin etekleri zil çalıyordu: AİHM kararı manşetlerine çıkmış, ve onları derin sevince boğmuştu. “Avrupa onayı” ulusalcı damarlarında en küçük bir rahatsızlığa yol açmamıştı. Ben inanıyorum, “Amerikan onayı olsa” onun karşısında de sevinç çığlıkları atarlar. Şu sıralar hem Avrupa'da hem Amerika'da, “AKP kapatılırsa ne yaparsınız?” yollu yoklama çekmeleri ve “Siz aslında laikliği daha çok önemsersiniz” türünden lobiciliğe soyunmaları fark edilmiyor değil.

Ruhlarını biliyoruz! Ah bir Avrupa – Amerika ile birlikte olup,  o elit azınlık despotizmini sürdürebilseler! Geriye ne emperyalizm karşıtlığı kalırdı ne ulusalcılık!


bugün



Bu yazı 944 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Vesayet tortusunu silmek...
    • 20 Eylül 2012 Ana gündem: Terörü yok etmek
    • 12 Eylül 2012 Gültan Kışanak kaçırılsa...
    • 11 Eylül 2012 AK Parti formatının önemi
    • 9 Eylül 2012 Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
    • 7 Eylül 2012 ''Akil adam'' enstrümanı
    • 28 Ağustos 2012 MGK ne yapacak?
    • 26 Ağustos 2012 Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
    • 19 Ağustos 2012 Bayram nostaljisi
    • 14 Ağustos 2012 Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
    • 12 Ağustos 2012 115 asker ölseydi...
    • 9 Ağustos 2012 ''Güvenlikçi politika''
    • 7 Ağustos 2012 Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
    • 2 Ağustos 2012 ''Daha büyük harita''
    • 27 Temmuz 2012 Ortak mutluluğu planlamak
    • 26 Temmuz 2012 Ortadoğu'da ne oluyor?
    • 24 Temmuz 2012 Bölgesel Kürt yapılanması
    • 19 Temmuz 2012 Erdoğan'ın kurgusu ne?
    • 18 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu için son raunt
    • 27 Haziran 2012 Türkiye sınanıyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,179 µs