Beklediğim semavî defter nihayet geldi... Kağıtların en incesi... Kalemim ruhumun inceliklerine göre yol alacak üzerinde... İhtiras, şeytana uymak, günah yok... Yoksa yırtılır yaprak... Harfler düşer... Düşürülür yeryüzüne...
Cennet’te kağıt inceliğine eş bahçelerde yaşanacak... Bu bahçelerin altından ırmaklar akacak... Ruhumuz her an tenha, itinalı, iyilikler içinde yol alacak Cennet’te...
Biz iki sevgili olacağız... Ağaçlarla, rüzgarla, uçan kuşlarla... Hem onlarla birlikte, hem hepsinden münezzeh... Ne zaman bir yaprak inceliğine indirebileceğiz bizdeki maddenin karanlığını, o zaman, bizimle konuşulacak Cennet’te... Nur içinde birbirimizi göreceğiz... Aramızda sır olmadan, ilk defa, eşyanın karanlığından çok uzakta, Cennet’te, o yaprak inceliğindeki tül de kalkacak aramızdan... Ve...
Susmalıyım burada... Sidretül Münteha’nın sınırında meleklerin kalması gibi harfler de duraklıyor burada... Biz de devam edebilmek için yolumuza burada bırakıyoruz kelimeleri... Sen devam et diyor bir melek... Devam et yoluna... O en uzun yolculuğun sonu burası... Yolculuk aslında hiç olmadı... Sen hep buradaydın... Bu sınırda... Huzurda... Melekler yoksa sana secde etmezlerdi... Ama melekler sana secde ederek bu sınırda kalmayı kabul ettiler... Şeytanın sana secde etmemesinin sebebi seninle bu sınırı geçmek istemesiydi... Günah burada işlendi... Şeytan sınırı ihlal etti... İnsanla birlikte, meleklerin kaldığı yerden, daha ileriye gitmek, yeniden huzura kavuşmak istedi... Belki insana bu yüzden secde etmedi... İhtiraslı bir aşık gibi... İnsanı kıskandığı için... Allah’a en yakın olabilmek için...
Allah’a en yakın olabilmek için insan olmak gerekiyorsa o da ateşten bir insan olmak istedi!
Meleklerin masum teslimiyetinin yanında şeytanın kavurucu ateşi... Ve insanın hakikatinde şeytanın ateşi ile meleklerin bu teslimiyetinden oluşan birliğin Allah’a secdesi... Bunu anlayamadı şeytan... İnsanın kendi hakikatinin içinde narla birlikte nuru birleyeceğini ve Allah’a teslim olacağını bilemedi... Bunu bilse, kendi ateşinin, insanla birlikte Allah’a yakın olabileceğini bilse, o zaman insana secde eder miydi?
İblis, Allah’ın insanı yaratmasının gayesini anlayabilseydi secde eder miydi insana? İnsana secde etmesinin Allah’a secde etmek olduğu ondan gizlenmeseydi insana secde eder miydi hemen? Bu sırrın asıl sebebini şimdi anlasa, insanı her yönden kuşatma gayretlerini bırakıp, insanla birlikte, her namazda, Allah’a hemen, şimdi, secde eder miydi?
İblisin insanı ateşe dönüştürme çabalarının bu dünyada sonuçsuz kalacağını, ama takvaya sarılırsa insanın kendi şeytanını secde ettirebileceğini biliyoruz artık... Bazı insanlar ölünce cehennemin yakıtı olabilecekler ama bu dünyada elhamdülillah ateş olmayacaklar... Bu dünya hayatı aynadaki sırdır... Bu dünyayı, ölmeden önce öldürebilirsek kalbimizde, aynada sır kalmaz ve görebiliriz her şeyi... Her şeyde gizlenen şeytanı... Onu alnındaki perçeminden tutup secde ettirebiliriz hemen Allah’a...
Takva sahibi bir insanın üzerinde gücü yoktur şeytanın... Size kendini güçlü olarak göstermeye çalışır yalnızca... Dünyayı kuşatan elekromanyetik bir ağın içinde sizi bekler... Hiç uyumaz... Yüzünüzü görmez ama frekansınızı algılar... Ancak sürekli zikir ile kurtulursunuz onun sizi tanımasından... Bütün zerrelerinizle yapılan zikrin, her an her boyutta kainatın birliğine uyumu sağlanır o zaman... İşte o an şeytan yenilir... Siz korunanlardan olursunuz... Onun ise yaşama alanı kalmaz artık ve insana secde eder...
Musa’nın asası yılanı yutar... İnsanın kalbi o sınır tanımayan şeytanı, Allah’a secde ettirir... İnsanın kendinden bile gizlenen sır, kalbin sırrı, nihayet aradan çekilir... Ve insan, kelimeleri de bırakır o sınırda, Sidretül Münteha’nın ötesine geçer...
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle