En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Garip ama gerçek: Bizde laiklik yasak



Daha önce de bizimkinin laik bir devlet olmadığını söylemiştim:
Diyanet İşleri'nin 100 bin Sünni din memuruna maaş ödeyen, doğum kontrolünden tüp bebeğe, envai konuda resmen fetva veren bir devlet laik sayılır mı?
Radikal'in dünkü manşeti çok gülünçtü: " Diyanet'e göre flört zinaymış, parfüm sürmek edepsizlikmiş!"
Gülünç çünkü ortada bir " uyan da balığa çıkalım " hali var. Diyanet bu tip dini yorumlara kurulduğu yıl olan 1924'ten beri imza atıyor.
Tabii Radikalciler bunu bilmediklerinden değil, Doğan Grubu'nca
alınan " Haydi hep birlikte AKP'ye saldırıyoruz arkadaşlar " kararı gereği yapıyor.
Nice üniversite mezunu Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan habersizdir. O flört ya da parfüm zımbırtısını hükümetin bir tasarrufu sanır.
Ya laikçi şapşiklere ne demeli?
Muhafazakâr/dindar kesimin ' çağdaş yaşama' uyum göstermemesinden yakınıyorlar. Ama o uyumsuzluğun arkasında, sadece ' yobazların' (!) değil, yukarıdaki yorumları yapan Diyanet'te görevli ' aydın' (!) din adamlarının da olduğunu görmüyorlar.
Bu kadar çelişkiyi nerelerinde taşıyorlar acaba?

Neyse. Gelelim laik olmadığımızı ve olmamıza da izin verilmeyeceğini gösteren bir diğer engele.
Biliyorsunuz laiklik konusunda biz Fransa'dan esinlendik . Evet, "almadık" sadece esinlendik. Çünkü Fransa'da din ile devlet ayrılmış durumda. Bizde ise din, devletin içinde, tam göbeğinde.
Bu durumdan hoşlanmayan, " din ile devleti gerçekten birbirinden ayırmak " isteyen bir grup insanı düşünün (Ki benim, böyle düşünen çok sayıda tanıdığım var.)
Şimdi soru şu: Bu kişiler " Türkiye tam laik olsun " diye düşünerek bir siyasi parti kurabilir mi?
'Hakiki Laik Parti'nin programında ya da seçim beyannamesinde "Diyanet İşleri bir devlet kurumu olmaktan çıkarılacaktır" diye bir madde olabilir mi?
Cevap: Hayır, olamaz!
Siyasi Partiler Kanunu'na göre bu mümkün değil. Ayrıca iş ciddi; bunu isteyen parti kapatılıyor ülkemizde.
Bana inanmıyorsanız Siyasal Partiler Kanunu'nun 89'uncu ve onunla ilgili olarak Anayasa'nın 136'ncı maddelerini birlikte okuyun, hukukçulara danışın, kitaplara bakın.
Göreceğiniz şu olacak:
Türkiye'de laiklik yasak!
Din ile devleti birbirinden ayırmak kanunen engellenmiş durumda.
İnanılır gibi değil ama gerçek bu: Mesela Alevilerin dini taleplerini dile getiren bir parti kurarsanız; dini siyasete alet ettiğiniz için partiniz kapatılır.
"Peki, o halde tam laik olalım" derseniz, partiniz yine kapatılır.
Yani " selamünaleyküm " derseniz partiniz kapatılır; " selamünaleyküm'ü kaldıralım " derseniz de kapatılır. Velhasıl, kapatanlar kapatılana dek kapatılacaksınız.

Sistemin saçmalığına bakın!
Merak ettim, hukukçulara birbirine bağlı iki soru yönelttim: "Meclis Başkanı Köksal Toptan, Yargıtay Başkanlar Kurulu yayınladıkları bildiriyle Meclisimizi rencide etmiş, Yasama yetkisine karışmıştır" diyerek...
Ya da Başbakan Erdoğan, "Bu bildiri düpedüz partimin kapatılmasını isteyerek Anayasa'ya aykırı hareket ediyor" iddiasıyla Yargıtay'ı şikâyet etmeye kalkışsa; nereye başvuracak?"
Cevap: Başvuracakları yer, yine Yargıtay!
Eee, ama bu kişiler zaten bildiriye imza koyanlar. Kimi kime şikâyet ediyorsun?
Sistemin ne kadar kötü ve yanlı kurulduğunu görüyor musunuz?

sabah



Bu yazı 1,005 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,891 µs