En Sıcak Konular

Cengiz Çandar


Cengiz Çandar
0 0 0000

Cheney geliyor, niye geliyor, ne getiriyor



Dick Cheney geliyor. 3 gün sonra Ankara’da. Umman, S. Arabistan, İsrail, Batı Şeria ve Türkiye’yi kapsayan bir Ortadoğu gezisi.. Duraklarına bakıldığında, bu gezinin İran’ı ilzam eden bir gezi olduğu besbelli.


Gelenin Cheney olması başlı başına üzerinde durulması gereken bir konu. Zira Cheney, Bush yönetiminin, özellikle “dosya” İran olduğunda, “en şahin” ismi. Amerikan başkan yardımcısının bürosu ve özel kalemi de “İran’a askeri karşılık verilmesi” yanlısı olduğu bilinen en ateşli İsrail yandaşlarıyla, -başta David Wurmser- dolup taşıyor. “Neo-con’lar” diye bilinenlerin en “şahin” unsurları bunlar.

Cheney ziyaretinin zamanlaması da “konuk Amerikan başkan yardımcısı”nın özellikleri kadar özellikli. Cheney gezisi, ABD’nin Ortadoğu’yu Afganistan’ı da kapsayan askeri komuta merkezi, “Central Command”in (Merkez Komutanlığı) başındaki Amiral William Fallon’un istifasının hemen ertesine denk düşüyor.

Amiral Fallon’u, Savunma Bakanı Robert Gates, “Pentagon’un en parlak stratejik beyinlerinden biri” olarak tanımlamıştı. Bir ay kadar önce Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen “ABD-İslam Dünyası Forumu”nda panelistti ve kendisini dinlemek fırsatını bulmuştum. Mithat Bereket, onun katıldığı paneli yönetmiş, ayrıca CNN-Türk için bir de söyleşi yapmıştı.

Amiral Fallon’u izlerken ve dinlerken, tipine, seçtiği sözcüklere bakarak, “Herhalde dünyada rastlanabilecek en sivil kafalı askerlerden biri” düşüncesini geçirmiştim. Fallon’un, General John Abizaid’in yerini aldıktan topu topu bir yıl geçtikten sonra istifası, şaşırtıcı oldu. İstifa gerekçesi, Başkan George W. Bush ile “İran politikası” konusunda görüş ayrılığı ile açıklandı.

İstifasına Thomas P.M. Barnett imzalı, Esquire dergisinde çıkan bir makalenin neden olduğu ileri sürüldü.

 

***                 ***               ***

 

Thomas P.M. Barnett ismi, benim için çok tanıdık. Amerikan Deniz Harp Okulu’nun kıdemli stratejisti ve profesörü. Aralık 2002’de Esquire dergisi, “The Best and the Brightest” (En İyisi ve En Parlağı) adlı özel sayısında “The Strategist” ilan etmişti. Yani, adeta “stratejist”in sözlük karşılığı Thomas P.M. Barnett ve Pentagon’un bu yüzyıla ilişkin en çarpıcı stratejik düşüncelerine sahip beyinlerinden biri sayılıyor.

“The Pentagon’s New Map-War and Peace in the Twenty-First Century” (Pentagon’un Yeni Haritası-Yirmi Birinci Yüzyılda Savaş ve Barış) ve “The Pentagon’s New Map-Blueprint for Action-A Future Worth Creating” (Pentagon’un Yeni Haritası-Eylem Planı-Yaratmaya Değer Bir Gelecek) başlıklı kitapları 2004 ve 2005 yıllarında ABD’de “en çok satan kitaplar” listesinin başında yer aldı.

 

 

Türkiye’de ise Amerikan askeri stratejileriyle hakkında, çoğunluğu İngilizce bilmeyen ulusalcı-Ergenekoncu kalemlerin palavralarıyla yazdıkları kitapların “en çok satanlar listesi”ne girmesi, hayli “ironik” bir hal.

 

Thomas P.M. Barnett, Amiral Fallon’u Esquire yazısında, “İran’a Amerikan taarruzunun önüne dikilen engel” olarak tanımladı ve “Eğer, Bush yönetiminin ömrünün sona erdiği bir dönemde, İran’la savaşa girersek o bir adamın üzerine yıkılacak. Eğer, İran’la savaşa girmezsek, bu yine aynı adam sayesinde olacak. O, Bush evrenindeki en nadir bulunan yaratıklardan biri; İran konusunda iyi polis ve stratejik parlaklığın ta kendisi” diye yazdı.

 

 

Barnett, Fallon’un bu durumda görevden alınması gerektiğini de yazısında işaret etti. Esquire’daki bu yazı, Fallon için “ölüm fermanı” hükmüne geçti. Fallon, istifa etti. Her ne kadar, Robert Gates, Fallon’un bu nedenle istifa etmiş olmasını “saçma” diye nitelediyse de Amiral Fallon’un Bush ve özellikle Cheney’in İran yaklaşımı ile ters düştüğü için istifa etmiş olması, genel bir kabul görüyor.

Bu durumda, Cheney’in, bu yıl içinde “İran’a saldırı” tasarladığını düşünebilir miyiz? Türkiye ziyaretini de bu çerçeve içinde görebilir miyiz?

New Yorker dergisinin yıldız imzası Seymour Hersh’in kanısı bu yönde. Son 3 yıl içinde Washington’a her gittiğimde görüştüğüm Seymour Hersh’ten bu kanaatini dinledim.

Seymour Hersh, Bush yönetiminin, ABD ve dünya siyasetinin “alacakaranlık kuşağı”nda olduğu bir anda, “giderayak” İran’a vurabileceğini düşünüyor. 2008 sonbaharı civarlarında.

2006 yılında Tahran’da iken, Seymour Hersh’ün İran’a savaş planlarını açığa vurduğu “İran Plans” (İran Planları) başlıklı yazısı bomba gibi patlamıştı. Bir hafta sonra, İstanbul’da Seymour Hersh, benim aracılığımla buluştuğu İranlı tanınmış bir entelektüele haber kaynaklarını ayrıntılı biçimde anlatmıştı. Ağzından, nefrete yakın bir vurguyla telaffuz ettiği Cheney sözcüğü tekrarlanıyordu.

 

***           ***          ***

 

Cheney, Türkiye’yi de içine alacak gezisine başlamadan kısa bir süre önce Washington’da muhafazakârların kalelerinden Heritage Foundation adlı düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada, “1972'de 9 ülke balistik füzelere sahipti. Bugün, bu sayı en az 27. Ve bu rakam, kendi halklarını baskı altında tutan, komşularını sindirmeyi ve onlara hükmetmeyi amaçlayan ve terörist gruplara aktif destek sağlayan hasım rejimleri kapsıyor” dedi ve “Kuzey Kore’nin potansiyel füze tehdidinin yanı sıra İran ve Suriye’den kaynaklanan ve bu yönde artan bir tehdit”ten söz etti. Şöyle devam etti: “Tahran, en yakın süre olarak önümüzdeki on yıl içinde ABD’yi vurabilecek ICBM üretmesine imkân verecek teknolojileri geliştirmeyi sürdürüyor. İran rejiminin Amerika nefretini, İsrail’i yok etmek vaadini ve bir nükleer silah için kullanılabilecek teknolojiyi geliştirmek için sürdürdüğü çabaları göz önüne alırsak, bu, hepimizin ciddiye alması gereken bir tehdittir.”

Bu arada, BBC’nin yaptırdığı uluslararası kamuoyu yoklamasında, İran’ın nükleer programını durdurmak için “askeri harekât yapılması veya yaptırım uygulanmasına verilen desteğin en hızlı arttığı ülke”nin Türkiye olduğu ortaya çıktı.

Ankete katılan ülkelerde söz konusu destek azalırken, İsrail’de yüzde 61’den yüzde 72’ye çıkmış; Türkiye’de ise yüzde 21’den yüzde 33’e.

Bu artışın, AK Parti iktidarıyla irtibatlı “laiklik-başörtüsü tartışmaları” ve “İslam korkusu”yla ilgili olduğuna pek az kuşku var.

Cheney, Türkiye’ye İran ve Suriye ile yakın bir AK Parti hükümeti ve muhtemelen kendisine “anlayışlı” bir genelkurmay ile görüşmeye geliyor.

Bu ziyaretin, içeriği ve sonuçlarının, şu sıralarda Türkiye gündemini işgal eden konulardan daha ilginç ve önemli olduğuna da kuşku olmamalı...

referans



Bu yazı 1,090 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 2 Mart 2012 'İç savaş salgını' ve 'korunma yolları'...
    • 8 Şubat 2012 Türkiye, Suriye'de savaşa mı gidiyor?
    • 13 Temmuz 2011 Diyarbakır DTK'nın, BDP Ankara'nın
    • 22 Haziran 2011 Türkiye'nin doğru Suriye pusulası
    • 14 Haziran 2011 Yeni anayasa için AK Parti-BDP-CHP uzlaşması
    • 13 Mayıs 2011 İktidar Kürt sorununu anlamalı
    • 16 Nisan 2011 AK Parti'nin Güneydoğu'da 'siyasi ricatı...'
    • 12 Nisan 2011 Aday listelerini okuma kılavuzu
    • 1 Mart 2011 Hoca ve 28 Şubat'ın cenazesi
    • 22 Şubat 2011 Libya: Osmanlı dominosu ve Bingazi'deki kan davası
    • 19 Şubat 2011 Ergenekon faturası
    • 5 Şubat 2011 Mısır'ın tarih yazdığı gün...
    • 8 Ocak 2011 Hizbullah tahliyesi mi rönesansı mı?
    • 5 Kasım 2010 TAK, ne kadar PKK, ne kadar 'Ergenekon?'
    • 29 Ekim 2010 'Tek Cumhuriyet'in iki Ankara'sı
    • 26 Ekim 2010 Bu gidişle katilden çocuk yaratılacak
    • 6 Ekim 2010 Washington'daki Türkiye
    • 1 Ekim 2010 Daha seyahatin başı, çözümün eşiği değil...
    • 29 Eylül 2010 Türkçeye onurunu iade edin
    • 21 Eylül 2010 Hakkâri provokasyonuna inat

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,946 µs