0 0 0000

Millet ve devlet

Son zamanlarda milletle devleti ayrıştıran, birbirine rakip hatta hasım gören bir anlayışın zihinlerimize yerleştirilmek istendiğini görüyoruz. Oysa halkımız olumlu bir gelişme olduğunda ‘Allah devlete, millete zeval vermesin’ diye dua eder. Yani Allah’ın kendisini ancak devleti ve milleti güçlendirerek koruyacağını düşünür.

Böyle bir halkı devletinden, devleti milletinden uzak görmek daha iyi olanı tercih değil var olan ve güç veren bir özelliği yok etmek anlamındadır.

Son zamanlarda siyasetçilerin de bu rüzgara yelken açtıklarını ve devlet karşıtı olmanın onlara oy getireceğini düşündüklerini görüyoruz. Şu eğilim giderek güç kazanıyor: Devlet milletinin eğilim ve taleplerine kayıtsızdır ve bir zümrenin egemenlik aracıdır. Onların milletin sorunlarıyla bir ilişkisi kalmamıştır. Halkı adete güdülmesi gereken bir sürü saymaktadırlar

Bu düşünceyi pekiştirmenin yolu devletin eylem ve icraatlarının halkın yararına değil kendi çıkarlarına yönelik olduğunu, bu eylemlerin kanun dışı yollarla yapılığını göstermektir. Medya, yolsuzluk, devletle ilişkilendirilen çete , demokrasi karşıtı oluşum haberleriyle bu kanıyı güçlendirmektedir. Devlet görevlileri içinde başarılı insanların var olduğunu gösteren, onları ödüllendiren haberler son derece sınırlıdır. İnsanların zihnine halkın refah, gelişme ve özgürlüğünün ancak devletin zayıflatılmasıyla mümkün olacağı düşüncesi yerleştirilmektedir.

Siyaset kurumunun devletin bir parçası olduğu gerçeği,yerini giderek siyasetin devlet denilen halk düşmanına karşı bir güç olduğu düşüncesine terk etmektedir.

Dünya ölçeğinde devletin zayıflatılmasını hatta tamamen etkisiz kılınmasını isteyen ve bunu kendi içinde tutarlı bir siyasi proje olarak sunan küreselleşme, ülkemizi de etkisi altına almakta, devleti hatalarından arındırarak güçlendirmek yerine zayıflatmaya çalışmaktadır.

Tarihin seyrine karşı konulamaz. Bu nedenle ilk işimiz gelecekte devletin varlığını sürdürmeye devam edip etmeyeceğine karar vermektir. Eğer küreselleşmenin devletleri gereksiz hale getireceğini düşünüyorsak yaptığımız doğrudur ve devletin yerine dünyayı yöneten ekonomik güç odaklarının egemenliğini kabul etmemiz gerekir. Ama eğer devletler varlığını sürdürecek hatta etkinlikleri daha da artacaksa bir intihar süreci yaşıyoruz demektir.

Bana göre devletler yaşamaya devam edecektir ve devletle millet birbirlerini hayat kaynağıdır. Büyük milletler güçlü devleti, güçlü devletler mutlu, huzurlu ve düzeyli milletleri yaratırlar. Bu nedenle milleti temsil ettiğini düşünenler ilk işlerinin güçlü bir devlet yapısına kavuşmak olduğunu bilmelidir.. Güçlü devlet halkına karşı olmaz ve onu hasım saymaz, büyük milletler devletinden mahrum kaldığı zaman ülkesinin bir ölüm tarlasına dönüşeceğinin bilincindedir.

Eğer siyasette yolum açık olsaydı devleti bir oya gibi işler onu tüm dünyaya örnek hale getirmeye çalışırdım. Çünkü büyük yüreklerin kötülük yapmayacağına inanırım ve böyle bir devlete her şeyimi emanet edebilirim. Milletle devleti ayrılmaz bir bütün haline getirmenin zamanıdır ve şartlar hazırdır.

star gazetesi

Bu yazı 1,096 defa okundu.