En Sıcak Konular

Ahmet Hakan


Ahmet Hakan
0 0 0000

Da Vinci Baykal’ın şifresini çözdüm



CHP, 7 cümlelik kısa bir açıklamayla yanıt verdi Genelkurmay Başkanlığı’na...

CHP’den gelen 7 cümlelik açıklamadaki "süs"ü kaldırırsak...

Ortaya şöyle bir metin çıkar:

"Abi ben sana bir şey dememiştim ki... Sen niye üzerine alınıyorsun ki... Benim derdim irticacı Tayyip’le... Sen niye araya giriyorsun ki? Hadi araya girdin diyelim... Bize niye hakaret ediyorsun be abi... Bak hakaret edersen ben de sana ’haksızsın’ derim ama..."

Bu hayli "çocuksu" ve "mızıldanma" efektli metnin sonunda ise, metnin genel havasına hiç de uymayan ve insanda ilk etapta "Ne alaka?" dedirten bir cümle yerleştirilmiş özenle...

O cümle şudur:

"CHP, ’manzara-i umumiye’yi tarih penceresinden ibretle seyretmektedir."

Cümleyi okuduğumda ilk tepkim "Hayda!" şeklinde oldu...

Ardından da "Bu ne şimdi? Acaba ne denmek isteniyor? Ne türden bir ’gönderme’ söz konusu..." diye sayıklamaya başladım.

Sonunda baktım olacak gibi değil, şifreyi çözmeye kalkıştım...

Elde ettiğim sonuç şudur:

* * *

Allah’tan Taha Akyol’un "Ama Hangi Atatürk" adlı kitabını daha yeni devirmişim...

Yetinmemiş, anlı şanlı tarihçilerimizle kitap çerçevesinde bir "Tarafsız Bölge" yapmıştım...

Bu nedenle hemen olaya dalabildim:

"Manzara-i umumiye", yani "genel görünüm" tabiri, Atatürk’ün Nutuk’a başlangıç cümlesinde geçer...

Atatürk, Nutuk’a, "1919 senesi Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye" diyerek başlar ve iki nokta üst üste koyar...

Ardından da umumi manzarayı anlatır...

Atatürk’ün anlattığı "manzara" özetle şöyledir:

"Osmanlı Devleti mağlup olmuş... Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş... Şartları ağır bir anlaşma imzalanmış... Millet yorgun ve fakir... Memleketi yönetenler, kendi hayatlarının endişesine düşerek memleketten firar etmişler... Vahideddin yozlaşmış tahtını elde tutacak aşağılık önlemler peşine düşmüş... Hükümet aciz, haysiyetsiz bir durumda... Ordunun silah ve cephanesi elinden alınmış..."

Yani...

"Manzara-i umumiye" tabiri, "Harap olmuş, bitmiş, tükenmiş, işgal edilmiş, talan edilmiş, ordusu bitirilmiş, yöneticileri ihanet içinde" bir ülkeye işaret etmektedir...

* * *

Şimdi bu "veri"den hareketle...

Baykal’ın, "manzara-i umumiye" şifresini çözebiliriz...

Baykal demek istemektedir ki:

"Ey Yaşar Paşa! Memleket elden gitmiş, AKP vatanı satmış, ülke talan edilmiş, ihanet almış başını gitmiş... Sen hálá ’Üniformamı çıkarırım’ falan diyerek oyundasın... Bırak işin gerçeğini Paşa! İşler çıkmazda... 1919 şartlarını yaşıyoruz... Bu nedenle Samsun’a çıkamıyorsan bari ’İşin doğrusunu açıklayacağım’ falan diyerek AKP’ye destek çıkma."

Vallahi ne yalan söyleyeyim: Şifreden benim çıkarabildiğim sonuç budur...

Ve bu sonuca dayanarak şunları söyleyebilirim:

Madem ahval ve şerait böyledir...

Ve madem hiç kimse Samsun’a çıkmamaktadır...

Neden Baykal, yanına Onur Öymen ile Kemal Anadol’u alıp Samsun’a çıkmıyor?

Yoksa sorun Haluk Koç’un Samsunlu olması mı?

STV’nin aşçısına kıyak

SAMANYOLU Televizyonu’nda görev yapan duyarlı aşçı arkadaş, işgüzarlık yapıp kendince "müstehcen" bulduğu yemek ve tatlı isimlerinin değiştirilmesini teklif etmiş...

Buna göre...

O kallavi ve ağız dolduran "dilberdudağı"nı atıp, hiçbir derinliği ve hatırası olmayan, sade suya tirit "ay tatlısı" ismini kullanmalıymışız...

Duyarlı aşçı arkadaş, "kadınbudu köfte" yerine ise uyuz mu uyuz bir isim öneriyor: "Pirinçli köfte..."

Madem arkadaşımız, Türk mutfağındaki "terbiyesiz" yemek ve tatlıları, "terbiyeli" hale getirmeyi kafaya koymuş durumda...

O halde onun yeni isim bulmaktaki yeteneksizliğine teslim olmayalım...

İşte benim bu konuda yaptığım mütevazı çalışmanın sonuçları:

KEMALPAŞA Biliyorum, biraz belden aşağı kaçacak... Ama kahretsin, yine de espriyi yapmaktan geri duramıyorum: "Kemalpaşa tatlısı" yerine "Hocaefendi tatlısı" için ne buyurulur?

SÜTLÜ NURİYE Mademki her tür kadınsılık içinden çıkılmaz bir sorunsala işaret etmektedir, o halde "Nuriye"yi atalım, onun yerine "Nuri"yi koyalım... Ne de olsa "Kadın gider, erkek gelir" ise erotizm de biter.

DULAVRAT ÇORBASI "Dul Bir Kadın" filminin 80’li yıllar için epey erotik kaçan havasını solumuş bir adam olarak bu çorbanın adının "kul bacı çorbası" olarak değiştirilmesini teklif ediyorum...

YENGEN Türk milletinin en tuhaf buluşu olan "yengen" adlı yiyeceğin yaydığı "cinsel hava"yı ortadan kaldırmak için adını değiştirmek yetmez... "Yengen" toptan kaldırılmalıdır.

PROVOKATİF PİLİÇ En son The Sofa Otel’in lobisindeki mönüde rastlanılan bu yemeğin adının, bünyesinde barındırdığı erotik çağrışımları bertaraf etmek için "kışkırtmayan tavuk" olarak değiştirilmesi uygundur.

GÁVURDAĞI Bu salatanın adını İslami vurgusu yüksek olanlar "Hira Dağı" olarak, milliyetçi vurgusu yüksek olanlar da "Tanrı Dağı" olarak değiştirebilirler.

MEYHANE PİLAVI Mehmet Şevket Eygi’den ilham alarak bu pilavın adının "şerbethane pilavı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ediyorum...


hurriyet



Bu yazı 1,290 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Temmuz 2010 Yeter ki Tayyip gitsin duygusu
    • 3 Eylül 2009 Umreden mahrem notlar
    • 26 Şubat 2009 28 Şubat bitti mi?
    • 22 Şubat 2009 Aydın Doğan’la bir fasıl gecesi
    • 9 Şubat 2009 Hastasıyım bu istismarın
    • 18 Ocak 2009 Benim gözümle Kemal Gürüz
    • 24 Kasım 2008 CHP’nin Tayyip’i
    • 6 Ağustos 2008 Ahmedinejad’ın Anıtkabir’de ne işi var
    • 23 Temmuz 2008 Kandıra’dan mesaj var
    • 9 Temmuz 2008 Gaza gelme Latif Abi
    • 4 Haziran 2008 Önder Sav’a açık mektup
    • 25 Mayıs 2008 Kısa Türkiye tarihi
    • 19 Mayıs 2008 Ağustosta rapsodi
    • 7 Mayıs 2008 Asılmışların paylaşımı
    • 5 Mayıs 2008 Biri Tayyip’e fısıldadı: Parti kapatılmayacak
    • 10 Nisan 2008 Organize’de iki saat
    • 13 Mart 2008 Bayan Çölaşan yalan söylüyor
    • 7 Mart 2008 Da Vinci Baykal’ın şifresini çözdüm
    • 2 Mart 2008 Yaşar Paşa’ya da bir şey söylenir mi?
    • 17 Şubat 2008 Artık şu İranlılara yüz vermesek diyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,888 µs