En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Çocuklarınıza cep telefonu almayın!



Dünya çapında bir salgınla, yani bir pandemi ile karşı karşıyayız. Hem de gelmiş geçmiş tüm virüsleri kıskandıracak boyutta bir salgınla.

Ama bu pandeminin sebebi ne grip… ne HIV…ne hepatit B… ve ne de bir başka virüs. Sözünü ettiğim salgın cep telefonu pandemisi.

Ülkemizde 35 milyon kişinin cep telefonuna sahip olduğu ileri sürülüyor. İçecek ayranı olmayanların ve ilkokul çocuklarının bile ‘cebi’ olduğuna göre, doğrudur herhalde. Dünyada ise 3 milyardan fazla insanın cep telefonu olduğu hesaplanıyor ve bu gidişte yakın bir gelecekte ‘cebi’ olmayan kalmayacak yeryüzünde.

Ceplerin ne kadar işe yaradığını, hayatımızı ne kadar kolaylaştırdığını, hatta kimi zaman can kurtarıcı bile olabildiğini… herkes biliyor. Ancak, bu mucize aletlerin ‘bilinçsiz ve aşırı kullanımının’ sağlığımızı ciddi şekilde etkilemesi de muhtemel.

Cep telefonları, 900-1800 MHz arasındaki mikrodalgaları bir anten aracılığı ile alan ve yayan düşük enerjili bir tür küçük radyolardır. Bu mucize aletlerin, yarattıkları ‘elektromanyetik radyasyon’ ve lokal ısı ile sağlığımızı etkilemelerinden endişe duyuluyor. Bu konuda yapılmış pek çok epidemiolojik ve deneysel laboratuar araştırmaları var.

Mesela, kedi ve tavşanlar üzerinde yapılan araştırmalar, cep telefonlarının beynin elektrik aktivitesini değiştirebileceklerini, hücrelerin çoğalma hızını, enzim aktivitelerini ve hatta genleri etkileyebileceklerini gösteriyor. Bu bulguların insanlar için ne kadar geçerli olduğu tam belli değil. Henüz sinek küçük , ama mide bulandırıyor.

'Cep’ Beyin Tümörü İlişkisi

Cep telefonları en fazla beyin tümörlerine sebep olmakla suçlanıyorlar. Gerçi cep ile bu tümörler arasında bir ilişki olmadığını gösteren araştırmalar da var ancak, bunun aksini iddia edenler de var. İşte bunlardan birkaçı:

İki yıl önce İsveç’ de yapılan bir araştırmada ‘cep’ ile 2 bin saatten fazla konuşanlarda beyin tümörü riskinin hiç cebi olmayanlara göre yüzde 240 fazla olduğu belirlenmişti.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından da desteklenen ve İngiltere ve Almanya’ da yürütülen araştırmalar da ‘glioma’ türü beyin kanseri riskinin 10 yıldan uzun süre cep kullananlarda yüksek olduğunu gösteriyor.

Bir başka araştırmada ise ‘akustik nörinoma’ isimli selim beyin tümörlerinin cep sahiplerinde 4 misli fazla olduğu sonucuna ulaşıldı.

Tabii ki her cep telefonu kullanan beyin kanseri olmuyor ve olmayacak da. Tıpkı ‘sigara-kanser ilişkisi’ gibi. Her sigar içen kansere yakalanmadığı gibi, kanser ancak yıllar sonra gelişiyor. Mesela, 10 yıldır sigara içenlerde akciğer kanseri sıklığı, hiç içmeyenlerden çok farklı değildir, ama bu araştırma 20 yıldan fazla zamandan beri sigara içenlerde yapıldığında akciğer kanserlilerin yüzde 90’ ının sigara tiryakisi olduğu ortaya çıkar.

Benzer şekilde, beyin tümörlerinin gelişimi için de 15-20 yıllık bir süre geçmesi gerekir. Oysa, ceplerin kullanımı ancak son 10, hatta 5 yıl içinde çok yaygınlaştı ve yoğunlaştı. Uzun vadedeki etkileri gösteren bir araştırma yok ne yazık ki.

Çocuklar Büyük Risk Altında

Beyin tümörü bakımdan, özellikle çocuklarımız büyük risk altında. Cep kullanma yaşının anaokulu seviyesine indiğini ve giderek de arttığını… ve daha da artacağını göz önüne alacak olursak çocuklarımızın beyin tümörü için ne büyük bir risk altında oldukları apaçık ortaya çıkar. Üstelik, hayatımıza giren elektromanyetik alanların da giderek arttığı bir çağda.

Buna bir de, çocukların kafa taslarının erişkinlere göre daha ince olmasını (bu daha fazla radyasyona maruz kalmak demek) ve çocuklarda bölünen hücrelerinin daha çok olmasını (bu, bölünen hücreler kanserojen faktörlere daha duyarlı demek) da eklerseniz tehlikenin büyüklüğü daha iyi anlaşılır.

Gelelim Neticeye

Cep, herkes ama özellikle çocuklar ve hamile hanımlar için çok ciddi bir tehlike. Mümkün olduğu kadar kısa konuşun. Kullanmadığınız zaman üzerinizde taşımayın. Açık telefonu yastığınızın altına, başucunuza koymayın, hatta yatak odasında bile bulundurmayın. Ararken bağlantı sağlanana kadar telefonu kulağınıza dayamayın. Konuşurken de telefonu kulağınıza olabildiğince uzakta tutun; daha iyisi kulaklık kullanın. Uzun konuşmalarda kulak değiştirin. Sinyal azken aramayın ve konuşmayın.

Tabii bir de, ‘birileri’ çocukların cebe özendirilmelerine ve cep reklâmlarında kullanılmalarına hemen dur demeli.

Yazan: Prof. Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD

 



Bu yazı 2,080 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,266 µs