En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

CIA’nın haber kaynağı kimdi?



AB dışişleri bakanları, tam üyelik için Türkiye’nin ‘yapması gerekenleri’ içeren 4. gözden geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi’ni onayladı. Belgenin içeriği bir anlamda AB standartlarıyla aramızdaki ‘mesafeyi’ netleştiriyor.


Şöyle de söyleyebiliriz: Yeni Katılım Ortaklığı Belgesi’nde, önümüzdeki 3-4 yıl gibi bir kısa vadede Türkiye’nin ‘demokrasi ve hukukun üstünlüğü, insan hakları, yurttaşlık ve siyasi haklar, ekonomik ve sosyal haklar, azınlık hakları, kültürel haklar, azınlıkların korunması, bölgesel ve uluslararası yükümlülükler, ekonomik kriterler ve farklı müzakere fasıllarıyla ilgili topluluk müktesebatına uyum’ konularında reformlar yaparak uygulamaya geçirmesi isteniyor.

Müzakerelerin hedefinin ‘üyelik’ olduğu belirtilen belgede, Türkiye’den şunlar talep ediliyor:

- Sivil-asker ilişkilerini AB standartlarıyla uyumlu hale getirmesi.

- Ordu ve savunma politikası üzerinde TBMM’nin eksiksiz gözetim yapabilmesini sağlaması.

- Askeri mahkemelerin görev alanının sadece askeri personelin görevleriyle ilgili konularla sınırlandırması.

- Din özgürlüğüne ve azınlık haklarına tam saygı göstermesi.

- Türkçe dışındaki dillerde televizyon yayınlarını kolaylaştırması.

- AB üyesi bütün ülkelerle ilişkilerini normalleştirmesi.

***

Bu taleplerin ne kadar önemli ve haklı olduğunu, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın arşivlerinden ‘gizliliği kaldırılan’ 1969 -1972 yıllarını kapsayan bir dizi belgeyi okurken bir daha görüyorsunuz...

12 Mart 1971 öncesinde, 1969 yılında bir askeri darbe tehlikesi daha atlatmışız.

Belgelerin gizliliği kalktı deniyor ama açıklanan bazı belgelerin bazen satır, cümle ve paragraflar halinde ‘sansürlenmesine devam edildiği’ de görülüyor.

Belgelerde, ‘Ordu’nun, Mayıs 1969’da eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın siyasi haklarının iadesini öngören bir anayasa değişikliğinin Senato’da kabulü durumunda yönetime el koymayı planladığı’ da ileri sürülüyor.

Arşivlerde yer alan 19 Mayıs 1969 tarihli ‘istihbarat telgrafı’nda, ‘Genelkurmay Başkanlığı’nın 16 Mayıs’ta yaptığı toplantıda, Bayar ve diğer yasaklı politikacıların siyasi haklarının geri verilmesini öngören anayasa değişikliğinin 20 Mayıs için planlanan oturumda Senato tarafından kabulü durumunda, ülke yönetimine el koymayı kararlaştırdığı ve bu durumun, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel’e iletildiği’ kaydedilmekte.

Bu belgede, ‘dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç’ın imzasıyla, bütün ordu, kolordu ve tümen komutanlarıyla Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanlıklarına bu konuda talimat gönderildiği’ ileri sürülüyor. Belgede, ‘müdahalenin 20 Mayısı 21 Mayısa bağlayan gece olmasının planlandığı ve bunun muhtemelen bir haber bülteniyle radyodan halka duyurulacağı’ belirtiliyor.

***

Peki darbe nasıl önleniyor?

‘Bazı üst düzey CHP yetkilileri, partinin Senato oturumunda ret oyu kullanacağı ve böylelikle gereken üçte ikilik çoğunluğun sağlanamayacağı yönünde Ordu’ya güvence veriyor’.

‘Ordu, bu tasarının Senato’da fiilen öleceğine ve kendilerinin harekete geçmesine gerek kalmayacağına inanıyor.’

Belgede, ‘her şeye rağmen bu anayasa değişikliği şans eseri kabul edilirse ordu, bütün uyarı ve hazırlıklarının blöf olmadığını göstererek harekete geçecek’ deniliyor.

Belgenin yorum bölümünde ise, ‘müdahale olursa muhtemelen sadece parlamentonun feshedileceği, Sunay’ın Cumhurbaşkanlığı’nda kalacağı ve seçimlere kadar Demirel hükümetinin geçici olarak görevi sürdüreceği’ tahminleri yer alıyor.

Yakın zamanda yaşanan o çok çirkin ‘idam’ korkutması aslında hep varolagelmiş CHP-Ordu özdeşliğinin eski kromozomlarında...

***

Benim ilgimi çeken, zaten bildiğimiz ve değişmesine çalışıp durduğumuz ‘Senato’nun ne yapması gerektiğini askeriyenin belirlediği bir ülke’ olmamızdan ziyade, 12 Mart ile ilgili belgeler.

Daha doğrusu ‘belgelerin kaynakları’...

Örneğin...

Arşivlerdeki en önemli belgelerden biri olan 10 Mart 1971 tarihli mektup...

Aynı gün gerçekleşen Genelkurmay Karargahı’ndaki 8 saatlik toplantıyı ele alıyor.

Komuta kademesi, bu toplantıda Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ndeki olayları ve ABD’li askerlerin kaçırılmasını tartıştıktan sonra hükümete muhtıra verme kararı alıyor.

Korgeneral Hayati Savaşçı’nın toplantıda iki öneri gündeme getirdiği belirtilmekte:

‘Savaşçı’ya göre ya genç subayların yönetime el koymasına izin verilecek ya da Genelkurmay Başkanı Org. Memduh Tağmaç’ın devreye girmesiyle Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel’e muhtıra verilecekti.

Bu noktadan sonra askerin yönetime müdahale etmemesi mümkün değildi.’

İyi hoş da...

Genelkurmay’daki toplantıyı CIA nasıl bu kadar detaylı biliyor?

Şimdi cevabı almadan önce sıkı durun.

Bütün detaylarıyla yazılan bu toplantının ‘ABD’ye haber mi verildiği’ yoksa ‘içeriden mi dinlendiği’ konusu anlaşılamıyormuş.

Çünkü...

Belgelerde bu noktayı aydınlığa kavuşturacak olan bilgiler üzeri çizilerek sansürlenmiş.

‘ABD’ye haber mi verildi’ yoksa ‘içeriden mi dinlendi?’

Bir ordu düşünün ki kendi hükümetini devirmek için toplantılar yapıyor ama bu toplantıların sırlarını başka ülkelere karşı saklayacak tedbirleri alamıyor.

Genellikle böyle tuhaflıklar da ‘siyasete meraklı’ orduların başına geliyor.


star gazetesi



Bu yazı 1,185 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,756 µs