En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Koalisyon çatladı, ama sorun bakalım neden çatladı?



Neredeyse 20 yıldan fazla sürmüş başörtüsü/türban yasağını ortadan kaldırmak isterken beklenmedik bir şey oldu: Daha önce özgürleşme çabalarına destekte biraraya gelebilen bir hak ve özgürlükler koalisyonu vardı, o çöktü. Kim kimi terk etti, Ak Parti mi destekçi liberallere aldırmadı, yoksa liberallerin bir bölümü mü “Bizden buraya kadar” dedi, henüz tam anlaşılmıyor.

İlk girişim hangisinden gelmiş olursa olsun, fark etmiyor; görünen o ki, var olan bir koalisyon çatladı.

Bunun en görünür dışa vurumu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın son konuşmalarından birinde, liberal kesimin önemli sözcülerinden birine de cevap verme ihtiyacı duymasıydı. Erdoğan'ın, “Milleti aldatmayın, dürüst olun” sözü, o önemli liberale dönük bir azarlamaymış...

'Liberal' dendiğinde bütün hak ve özgürlükler cephesi anlaşılmasın; sayılarından çok isimleri önemli bir kısım liberal söz konusu. Günlerdir bizim gazetede de yetkinlikle tartışılıyor bu konu. Ak Parti iyice kronikleşmiş bir sorunun çözümü için MHP'nin desteğini bulunca derhal türban konusuna el atmış oldu; itirazcı liberaller de “Sen nasıl MHP ile işbirliği yaparsın” ile başlayıp “Ülkede bunca daha önemli sorun varken neden türban” ile devam eden bir dizi soru eşliğinde iktidarla aralarına giderek açılan bir mesafe koydular.

Şimdiye kadar tarafsız kalmışlar yeni gelişmeye teşhis koymaya çalışıyorlar; her kesim de konuyu kendi arasında ayrıca tartışıyor. İlgiyle izlenen ve ileriye dönük etkileri şimdiden hissedilen yeni bir durum bu... 'Liberaller' kendilerinin koalisyonu terk etmesiyle Ak Parti'nin zayıflayacağına inanıyorlar; Ak Parti'nin her halükârda zayıflamasını isteyenler de -belli ki- aynı görüşteler ve yaranın üzerine tuzla gidiyorlar. Ak Parti ne düşünüyor pek anlaşılmıyor, ancak gelişmeyi fazla önemsediğine dair bir mesaj alınamıyor Ak Parti'den.

Kim haklı, kim haksız ikilemi arasında yolumuzu kaybetmeden konuya yaklaşmakta yarar var.

Şimdilerde Ak Parti'nin 'türbana özgürlük' çabasına destek çıkmayanların gerekçeleri biraz havada kalıyor. Hak ve özgürlükler ölçü ve tartıya gelmediği için 'hangisi daha önemli' derecelendirmesi anlamsız kaçıyor. “Türbana neden öncelik tanınmasın?” sorusunun da cevabı yok. “Hakların hepsi birden ele alınmalı veya toplu bir özgürlük paketi için çalışılmalıydı?” türü yaklaşımlar da Türkiye'de bugüne kadar işleyen demokratikleşme sürecine uymuyor.

Hak ve özgürlük genişletmesine nerede imkân bulunursa oradan başlanmasında ne zarar olabilir ki? Ya da, zararı ortadan kaldırırken kimlerin destek verdiği ne kadar önem taşıyor ki? Keşke TCK'nın 301. maddesinde yapılacak değişikliğe de destek çıksa MHP... Ne yani, MHP destek verdi diye TCK 301'le oynanmasından da mı vazgeçilmeli yoksa?

İtirazcı dostların 'türbana özgürlük' denildiğinde bugüne kadar izledikleri çizgilerini inkâra kadar varan bir irkilme yaşamaları bazıları için sürpriz olmadı. Ak Parti'ye yakın sayılabilecek bazı görüş sahipleri, nicedir, “Liberaller kendi gündemlerini sürdürüyorlar, o gündem içerisinde Ak Parti tabanını doğrudan ilgilendiren konular bulunmuyor” diye yazıp söylüyorlardı. “Öyle değil” karşı çıkışları etkili olduğu için sesleri pek duyulmayan o görüş sahipleri bugün kendilerini dinleyen daha geniş bir kitle bulabiliyorlar.

Bu da bizi esas vahim soruya götürüyor: Koalisyonun çatırdaması kimin zararına?

Geçmişte sözgelimi 'zina' ile ilgili yasal düzenleme yapılacağında veya Ak Parti'nin tek başına başörtüsü sorunuyla ve İmam Hatipler'le ilgili bir düzeltmeye kalkışmasında daha ortak bir karşı çıkış etkili oluyordu. 'Başörtüsü/türban yasağı'nın CHP dışındaki bütün partilerin desteğiyle Meclis'ten 411 oyla geçmesine yol açan son girişim ise -birkaç liberal dışında- geniş tabanlı bir destek buldu.

Buna bir de 'liberal' diye adlandırılanların kendilerini en yakınlarına bile anlatma güçlüğü çektiği gerçeğini ekleyiniz. Galiba bu yeni gelişmeden en olumsuz etkilenecekler, liberallikleri 'türban' konusuna kadar sürenler olacak...

“Liberallik zaten iktidarla araya mesafe koymayı gerektirir” diyorlarsa, bizim de söyleyeceğimiz fazla bir söz olmaz.

yeni şafak



Bu yazı 1,039 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,822 µs